23 Temmuz’da Lang Yüzer işçileri Petrol-İş Sendikası’nda örgütlenmeye başladı. Örgütlenmenin yaklaşık bir ay önce patron tarafından duyulmasının ardından üye işçilere tehdit, kuralsız çalışmaya zorlama, mobbing ve son olarak işten atmalar yaşandı. Bu süre zarfında sendika yöneticileri ne işçilerin örgütlenmesini ciddiye aldılar ne de işçilerin yaşadıkları sorunlara dönük herhangi bir destekte bulundular.
Ne zaman işçiler işten atıldıktan sonra direnişe geçeceklerini söylediler, bunda kararlı olduklarını ifade ettiler ve kamuoyuna duyurdular, işte o zaman Petrol-İş bürokratları sahneye çıktı ve ilk defa toplantı yaptı. İşçileri direnişten caydırmaya çalıştı, bu olmayınca direnişe başlanılan gün öğlen direniş yerinin sakin olduğunda geldiler. Ve sürekli işçilere “sizlerin maddi durumlarınız kötü direnişi sürdürmekte zorlanırsınız, bu işler o kadar kolay değil” gibi söylemlerle direnişin erişilmez, imkansız olduğunu, onların harcı olmadığını döne döne anlattılar. Sonuç olarak sendika bürokratları içeride örgütlenmeyi büyüteceklerinin sözünü vererek işçileri ikna ettiler.
Ne yazık ki işçiler bu geri tutumlara teslim oldu, çıkarcı temellerde yaklaşan ve hiçbir gerçekliği olmayan söylemleri baz alarak direnişi bitirdiler. Her ne kadar bir tek işçi olsa da biz destek olacağımızı, sendikaların birilerinin yeri olmadığını, taban inisiyatifinin olması gerektiğini, sendikanın geri tutumuna yaslanarak mücadelenin hiçbir şeklide kazanamayacağını, aynı zamanda bugün direniş bitirilerek içeride direnişe destek olan işçilere hiçbir güven veremeyeceklerini söylesek de bir karşılığı olmadı ne yazık ki.
Sonuç olarak; yakın zamanda Petrol-İş Sendikası’nın fabrika örgütlenme enkazına dönüştürdüğü örneklere Flormar direnişi, Kale Kayış direnişi, Polilüx örgütlenmesinin ardından Lang Yüzer fabrikası da eklenmiş oldu. Kısacası Petrol-İş bürokratları uğursuz rolünü yine oynamış oldu.
Trakya Petrokimya İşçileri Birliği