Petrol-İş İzmir Şube 16. Olağan Genel Kurulu üzerine

Seçim öncesinde şubenin sorunları üzerinden herhangi bir yaklaşım ortaya koymayan yeni yönetim ve inisiyatif koyamayan üye işçilerin bu haliyle değişimi gerçekleştirmesi mümkün değildir. Eğer Gani Gündoğdu’da vücut bulmuş sendikal bürokrasiyi alaşağı etmek istiyorsak tabandan komiteleşerek söz, yetki ve karar mekanizmasını işletmek zorundayız. Temelde bu bakış açısıyla, bir dizi kural ve ilke ile bunun önüne geçmek mümkündür. “Sınıfa karşı sınıf” anlayışı olmaksızın ücretlerimizde bile değişim olmayacağı açıktır.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 03 Eylül 2018
  • 05:49

Sendikal hareket içerisinde genel kurullar geçmiş dönemi tartışma, deneyim ve dersler çıkarma konusunda ve en geniş biçimde mevcut sınıf hareketini değerlendirme, buradan hedefler çıkarma konusunda oldukça önemlidir. Türkiye sendikal hareketimizin içinde bulunduğu durum ortadadır. Ücret sendikacılığına daralmış, sınıf bilincini körelten, bürokrasiye batmış, yer yer ihanetçi noktaya varan, mücadeleci değil uzlaşmacı, sınıfa yönelik ekonomik ve siyasal saldırılara cevap dahi veremez duruma gelmiş, en nihayetinde ehliyetini büyük ölçüde yitirmiş bir sendikal hareket mevcut. Petrol-İş Sendikası da bu tablonun dışında değerlendirilemez.

Daha yakından bakacak olursak; 32 yıllık şube başkanlığı süresince kendine yakın kişileri temsilci yapan, iş yerinde gerçekleşen hemen her sorunda patronu aklayan, dolayısıyla sınıf işbirlikçisi duruma düşen bir yönetim anlayışı vardı. Yapılanları eleştiren işçileri patronla anlaşarak işten attıran, mafyavari biçim ve tehditler uygulayan İzmir şube tam bir sendika ağalığı ile yönetiliyordu. Üye işçiler tarafından sendika değiştirme isteği olarak görülen tepki, birlik ve komitelerden yoksun olması nedeniyle bir yere varamıyordu.

Şube genel kurul süreci yaklaşırken, 4 yıldır başkan yardımcısı olan Orhan Zengin, mevcut tabloda herkesin tepkisini çeken başkana karşı aday olacağını açıkladı. Şube başkanı Gani Gündoğdu da diğer aday Orhan Zengin de son birkaç aydır örgütlü fabrikaları gezerek konuşmalar yaptı. Gani Gündoğdu sahip olduğu anlayışı burada yaptığı konuşmalarda da gösterdi. Yakınlık ve arkadaşlık bağlarıyla kimleri nereye getirdiğini anlatmasının yanında, karşısına çıkanın kafasını koparmakla tehdit ettiği görüldü. Bu defa dinleyen işçilerden destek alamadı. Şubede yaşanan her türlü sorun karşısında birlikler kurmak ve eyleme geçmek yerine bekleyen işçiler için karşı aday bir umut oldu. Halbuki karşı aday her konuşmasında başkana emeği için teşekkür ediyor ve daha demokratik bir ortam yaratma vaadi dışında ortaya herhangi bir ilkesel veya programatik bir tutum koymuyordu. En ilerici işçilerde “Gani gitsin de gerisine bakarız” yaklaşımı hakimken, Orhan Zengin geniş bir taban tarafından desteklenmiş oldu. Delege seçimleri bu durumu netleştirdi.

Genel kurul günü ise yukarıda anlattığımız tablo dışında bir durum yaşanmadı. Lüks bir otelde yapılan genel kurula Aliağa, Mersin ve Gebze şubelerinin yöneticileri katıldı. Mevcut şube başkanı delege seçimleri öncesinde seçimi kazandığını iddia etse de, seçim sonuçları yüzünden geri çekildi. Genel kurula dahi gelmeyen Gani Gündoğdu fiilen seçimlerde adaylığını çekmiş oldu. Birkaç delege konuşmasının yanında mali sekreter adayı Caner Yıldırım konuşma yaptı. Konuşmasında “Şubenin ortak bir değişime ihtiyacı olduğunu gördük ve daha iyi şartlarda çalışmak için yola çıktık” dedi ve özellikle bu süreçte desteklerini aldıkları Türk Metal’e teşekkür etti. Tek listenin yer aldığı seçimde isimler okundu ve ardından yönetime adaylar konuşma yaptı.

İdari sekreter adayı olan Mustafa Örgen işçilerin coşkulu desteği ile konuşmasına başladı. Özünde sadece değişimin gerekliliği ve “şahin gözlü” diye tabir ettiği üye işçilerle bu noktaya gelindiğini söyledi. Örgen’den sonra şube başkanı adayı Orhan Zengin uzun bir konuşma yaptı. İki buçuk yıldır çalışmalarını sürdürdüklerini ve “başka bir dünya mümkün” şiarıyla yola çıktıklarını belirtti. 25 dakikalık konuşması boyunca, söylenenler üzerinden birtakım açıklamalar yaptı. Kendisinin de bir parçası olduğu şube yönetimi için herhangi bir özeleştiri yapmazken, geleceğe dair de herhangi bir ilkesel veya programatik bakışa yer vermedi. Tek iddia, “bundan böyle sendikanın daha demokratik olacağı ve eleştirdiği için kimsenin işten atılmayacağı” sözü oldu. Onca sorunla boğuşan şubede esaslı bir değişimin yaşanmayacağı ve “eleştirdiğiniz için sizi işten attırmayacağım” düzeyindeki anlayış, önümüzdeki dönem de şubede aynı sorunları döne dolaşa yaşayacağımızı gösteriyor. Orhan Zengin’in de Mustafa Örgen gibi konuşmasının bir bölümünde üzerinde dura dura Türk Metal’e özel olarak teşekkür etmesi ilgi çekti. Bursa’da on binlerce işçinin sırtından atmak için direnişe geçtiği Türk Metal’in özel katkısı, ortaklaşılan sendikal anlayış açısından bir fikir veriyor.

Tek liste ile girilen seçimde şube başkanlığına Orhan Zengin, mali sekreterliğe Caner Yıldırım ve idari sekreterliğe Mustafa Örgen seçilmiş oldu. Seçim öncesinde şubenin sorunları üzerinden herhangi bir yaklaşım ortaya koymayan yeni yönetim ve inisiyatif koyamayan üye işçilerin bu haliyle değişimi gerçekleştirmesi mümkün değildir. Eğer Gani Gündoğdu’da vücut bulmuş sendikal bürokrasiyi alaşağı etmek istiyorsak tabandan komiteleşerek söz, yetki ve karar mekanizmasını işletmek zorundayız. Temelde bu bakış açısıyla, bir dizi kural ve ilke ile bunun önüne geçmek mümkündür. “Sınıfa karşı sınıf” anlayışı olmaksızın ücretlerimizde bile değişim olmayacağı açıktır. Kendi fabrikamız okyanusta bir ada değildir. İşçi sınıfının güncel verili durumu, bizim onu etkilediğimiz kadar bizi de etkileyecektir. Kıdem tazminatının gaspı, kiralık işçilik gibi saldırılara karşı tüm işçiler olarak cevap vermediğimiz takdirde kaybedeceğimiz ortadadır. Yoksulluğun arttığı, ekonomik krizin derinleştiği ülkemizde çok yönlü saldırıların yanında, işsizlik de büyüyecektir. Hukukun patronlar lehine düzenlendiği iş mahkemelerine karşı mücadele etmediğimiz takdirde hukuken de kaybetmeye devam edeceğiz. Kişi olarak kimin yönetime seçildiği değil, hangi anlayışla hareket ettiğinin önemli olduğunu unutmayalım. Ortak sorunlara karşı birlikte ve kararlı biçimde hareket etmeliyiz, sınıf bilincimizi geliştirmeye yönelik çalışmalı ve sınıf mücadelesini geliştirmeyi hedef belirlemeliyiz. Başka bir dünya ancak bu yönelimle mümkün olacaktır.

İzmir Petrokimya İşçileri Birliği