İEKK’den İstanbul’da 25 Kasım etkinliği

İEKK “Krizin faturasına, savaşa, şiddete geçit verme” başlığıyla İstanbul’da bugün (24 Kasım) akademisyen Sibel Özbudun’un ve İEKK temsilcisinin katılımıyla panel-forum gerçekleştirdi.

  • Haber
  • |
  • Kadın
  • |
  • 24 Kasım 2024
  • 18:00

İEKK “Krizin faturasına, savaşa, şiddete geçit verme” başlığıyla İstanbul’da bugün (24 Kasım) akademisyen Sibel Özbudun’un ve İEKK temsilcisinin katılımıyla panel-forum gerçekleştirdi. 

Etkinliğin açılış konuşmasında Mirabel Kardeşler’in diktatörlüğe karşı mücadelesinden bahsedilip şu vurgular yapıldı: 

“Bir yanımız savaş ve saldırganlık, bir yanımız kadına yönelik şiddet/kadın katliamları, bir yanımız kayyım saldırıları. Tüm bunlara karşı yürütülen direnişler var ve bu direnişlerde kadınlar en önde. Mirabel Kardeşler’in yolundan tek adam diktatörlüğüne karşı mücadeleyi büyütelim.”

Mirabel Kardeşler, devrim mücadelesinde şehit düşen kadınlar ve katledilen kadınlar şahsında saygı duruşu gerçekleştirildi. “Akın var” şiirinin okunduğu saygı duruşunun ardından sunumlara geçildi.

Panelin ilk sunumu akademisyen Sibel Özbudun, kapitalizm ve şiddet ilişkisini anlattı. Özbudun, kadına yönelik şiddet denildiğinde sadece erkeğin uyguladığı şiddetin, kadın katliamlarının anlaşılmasının sorumlunun sadece erkek olarak görülmesinin eksik olduğunun belirttiği konuşmasında şiddeti uygulayan bir erkeğin zihniyetini ve fiilini belirleyenin erkek egemenliğinden beslenen kapitalist sömürü sistemi olduğunu ifade etti. Ataerkinin erkeğin kadın üzerindeki tahakkümü, kadından itaat ve hizmet beklemesi olduğunun söylendiği konuşmada kapitalizmde üretim ve yeniden üretim süreciyle kadın ve erkek arasındaki ilişkinin de yeniden şekillendirildiği aktarıldı. Ataerkillikten beslenen kapitalizmde kadın ve erkek arasındaki eşitsizliğin başka bir boyuta ulaştığı, kadının ucuz işgücü olması, ev içi emeğin kadın üzerinden çözülmesi üzerine vurgular yapıldı.

Konuşmada, tarihte faşist yükseliş dönemlerinde erkekliğin yükseltildiği vurgulandı ve günümüz faşizan anlayışında da ailenin sürekli kutsandığı ve kadına görevlerinin hatırlatıldığı belirtildi. Tarihte “kadınları kadın özgürlük hareketinden kurtarmalıyız” cümlesi bugün ülkenin cumhurbaşkanı tarafından kadınların feminizmden kurtarılması gerektiği, eylemlere katılmanın dine uygun olmadığı şeklinde dile getirildiği aktarıldı. Özbudun konuşmasında şunları dedi:

“Bugün topluma şekil verilirken kadınlara yönelik politikalar da iktidar tarafından popülerleştirip tabana yayılıyor. Cehaletten beslenerek yürütülüyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak kadının katledilmesini, yeni kabul edilen hayvan yasasıyla hayvanların katledilmesini meşrulaştırıyorlar. Böyle bir zihniyetin özellikle oluşturuluyor. İktidar erkek ve kadının toplumdaki geleneksel yerlerini hatırlatsa da kapitalizmde, özellikle her kriz döneminden sonra, erkekler tahttından iniyor, evin her şeyinin ekonomik gücüne sahip olabilme yetisini kaybediyor. Milliyetçilikle, cinsiyetçilikle emekçileri bölen ve karşı karşıya getiren politikalar izleniyor. Sınıf mücadelesine dönmesi gereken enerji, ev içi şiddete veya göçmen düşmanlığına dönüşüyor.” 

Sorunluların çözümümü için sınıf mücadelesinin büyütülmesi gerektiğinin işaret edilmesiyle sona erdi.

Panelin ikinci konuşması İEKK tarafından yapıldı. Kadına yönelik şiddetin ve kadın katliamların rekor seviyelere yükseldiğinin belirtilerek başlayan İEKK konuşmasında kadınların güvencesiz çalışma koşullarına mahkûm bırakıldığı ve çocuk bakımının kamu kurumları tarafından ücretsiz çözülmediği söylenerek geçtiğimiz günlerde İzmir’de hurda toplamaya giden emekçi bir kadının 5 çocuğunun evde yanarak yaşamını yitirdiği örnek verildi.

Kadın katliamlarından, kadına yönelik şiddetten bahsedilen konuşmada, fabrikalarda ve işyerlerinde yaşanan tacizin, mobbingin ve ekonomik şiddetin boyutlu bir şekilde yaşandığı ifade edildi. Bugün süren grev ve direnişlere bakıldığında da hak taleplerinin yanında polis şiddetine, mobbinge, tehdide, tacize karşı da direndiği belirtildi. Polonez vb direnişlerde yaşanan baskı ve şiddetten bahsedildi. İEKK temsilcisi şunları dedi:

“Kadınların ikincil konumunun korunması, kapitalist sömürü düzeninin ayakta kalmasında temel ayaklarından biri. Çocuk bakımı-ev işleri-yaşlı/hasta bakımı gibi işler kadınlar üzerinden sürdürülüyor. Kadınları çalışma yaşamının dışında bırakan veya düşük ücret veren politikalar sürdürülüyor.” 

Konuşmada eşitsizliğin devam ettiği; fiziksel, psikolojik, ekonomik şiddetin evde ve iş yerlerinde yaşandığı anlatıldı. Konuşma tüm sorunların ve kapitalist sömürü karşısında İEKK olarak yürütülen çalışmalardan bahsedildi ve örgütlü mücadelede yer alma, çalışmalara katılma çağrısı yapıldı.

Panel kısmından sonra ara verilen etkinlik forum ile devam etti. Forumda yaşamın birçok alanında yer alan kadınların yaptığı katkılarla sohbet edildi. Forumda şu başlıklara değinildi:

“-Okullarda dinsel gericilik ve milliyetçilikle öğretmenlere ve öğrencilere dönük şiddet şekillendirdiği

-İş güvencesi yoksunluğunun, bunlara karşı gelince işten atılma sopasının gösterilmesi ve bunun bir şiddet olduğu

-İşe başlama sürecinde kadınların özel yaşamına dair sorulan sorularla yaratılan  psikolojik şiddet

-İşyerinde yaşanan dini baskılar, mobbing, memleket ayrımı

-Göçmen kadın işçilerin çok boyutlu yaşadığı şiddet örnekleri

-Savaş bölgelerinde kadınların özellikle kadın bedeni üzerinden yaşanılan şiddet 

-Kayyım saldırısı sonrasında kadın çalışanların ve belediye bölgesindeki kadınların kazanımlarının gasp edildiği

-Üniversiteli genç kadınların barınma sorunu yaşaması, herkese burs çıkmaması sonucunda çalışmak zorunda kalması ve çalışırken mobbinge maruz kalındığı 

-Lise ve ortaokul dönemlerinde de kılık kıyafete dönük kısıtlayıcı yaklaşımlara maruz kalınması, dini içerikli sohbet ve derslerle baskı yaratılması

-Kadınların kalıcı ve gerçek kurtuluşunun devrim ve sosyalizm ile mümkün olduğu

-Yaşanan sorunlar çerçevesinde güncel taleplerle örgütlü mücadele etmenin önemi"

Kızıl Bayrak / İstanbul