İşte patronların ahlakı:

Farplas ve Alba'da tacize ve şiddete uğrayan kadın işçileri işten çıkarmak!

Alba işçileri hem içerideki eylemleriyle hem de kapı önündeki direnişleriyle yürünmesi gereken yolu gösteriyor. Kısa bir süre önce Migros'un, bugün Alba'nın, Sinbo'nun ve Adkotürk'ün kadın işçileri tacize, mobbinge, şiddete karşı direnişin gücüyle seslerini yükseltti, yükseltiyor.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 04 Eylül 2021
  • 15:55

Farplas'ta geçtiğimiz günlerde bir kadın işçi arkadaşımız tacize uğradı, aynı kişi tarafından şiddet gördü. Yönetim tarafından saldırının üstü kapatılmaya çalışıldı. Takım lideri saldırgan ve tacizci forkliftçiyi korudu. Hatta kadın işçi ile ilgili dedikodu yaymayı sürdürüyor. Üç hafta önce de Alba'da da tacizci ile aynı ortamda çalışmak istemeyen, işten çıkartılmasını isteyen kadın işçilerin ve buna karşı ortak tutum sergileyen erkek işçilerin işten atılmasına tanık olduk.

Her iki olayda da patronlar, kadın düşmanı yaklaşımlarını göstermiş oldu. Tacize, şiddete uğrayan, yaşadıklarına ses çıkartan kadın işçileri işten çıkarmak demek hem kadına yönelik şiddeti ve tacizi teşvik etmek hem de böyle olaylar yaşandığında kadınların kendisini ifade etmesinin önüne geçmek demektir.

Patronlar, daha yüksek maaş istediğimizde "kapı orda" diyor, ses çıkarttığımızda baskı ve mobbing uyguluyor, sonunda da işten atıyor. Bize ekmek verdiğini iddia eden, sıkıştıkça "biz bir aileyiz" yalanına sığınan, çalışarak zengin olduğu masalını diline dolayan bu aynı sermayedarlar istisnasız tüm işyerlerinde kadına aynı tutumu alıyor. Tacizci korunuyor, tacize uğrayan ve ses çıkartan kadın işçi işten atılıyor!

Yaşamın her alanında olduğu gibi fabrikalarda da fatura kadınlara kesilmekte, susturulmaya çalışılmaktadır. Bu ülkede her gün onlarca kadın vahşice katlediliyor. Evde, işyerinde, sokakta kadına yönelik şiddet artarak devam ediyor. Taciz ve tecavüz öylesine meşrulaştırıldı ki, anında üstü kapatılıyor. Kadınların sokakta kahkaha atmasına “edepsiz” yaftası yapıştırılmasından kaç çocuk doğurması için sipariş verilmesine, kadınların nasıl oturup kalkacağına kadar politik ve pratik biçimde örgütlenen bu bakış, yasalarla birleştirilerek kadını ikincil konumda tutmayı amaçlıyor. Tıpkı İstanbul Sözleşmesi'nin “birtakım değerlere” uygun olmadığı gerekçe gösterilerek sözleşmeden çıkılması örneğinde olduğu gibi... Çünkü patronların ve onların iktidarının, bu kapitalist düzenin ahlakı ve korumaya çalıştıkları değerler çürüme ve yozlaşmadan ibarettir!

Kadını ikincil cins gören, hayatı için kendi kararlarını verme hakkından mahrum bırakan, tacize/tecavüze uğrasa da şiddet görse de susmasını isteyen sözde değer sistemi ancak sömürücü sınıfın olabilir! Ne #FARPLAS ne de #ALBA ilk! Ama ikisinde de yaşanan aynı!

Patronundan iktidarına kadar bu çürümüş düzen kadınlara hiçbir şey vadetmiyor. Ancak unutmayalım ki bu gücü biz işçilerin örgütsüzlüğünden ve sessiz kalmasından alıyorlar! İşyerinde tacize, şiddete, onursuzlaştırmaya, baskı ve mobbinge karşı direnelim!

Alba işçileri hem içerideki eylemleriyle hem de kapı önündeki direnişleriyle yürünmesi gereken yolu gösteriyor. Kısa bir süre önce Migros’un, bugün Alba’nın, Sinbo’nun ve Adkotürk'ün kadın işçileri tacize, mobbinge, şiddete karşı direnişin gücüyle seslerini yükseltti, yükseltiyor.

Kadın erkek el ele sömürüye dayalı bu kokuşmuş sisteme karşı örgütlenelim. Tacizi aklayan, tacizciyi koruyan patronlardan hesap soralım. Geleceğimiz ve özgürlüğümüz için kadın işçiler bir adım öne!

Petrokimya İşçileri Birliği

İLİŞKİLİ HABERLER