İşçi Sağlığı ve İş güvenliği (İSİG) Meclisi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün ön gününde, iş cinayetlerinde hayatını kaybeden kadın işçilerle ilgili raporunu yayınladı. Raporun başında “Tarım işçisi kadınlar, ücretli ev işçisi kadınlar, göçmen işçi kadınlar, sağlıkçı kadınlar… iş yolunda ya da iş başında, trafik kazalarında, makinenin ezmesiyle, şiddet sonucu ya da iş baskısının yarattığı stres sonucu 7 yılda en az 817 kadın emekçiyi kaybettik” ifadeleri kullanılarak iş cinayetlerinde yaşamını yitiren kadın emekçilerin sayısı verildi.
Ücretsiz ev işçiliği ve kayıt dışılık
Raporda ücretsiz ev emekçisi kadınların yaşadığı hastalıklar, ölümlerin bile meslek hastalığı ve iş cinayetleri kategorisine alınmadığı üzerinde duruldu. Kadınların çifte sömürüye mahkum edildiği ev emekçiliğinin ağır, stresli bir iş olduğuna dikkat çekildi.
“Kadın emeği politikaları ve kadınlara dayatılan çalışma koşulları kadınları sağlığından ediyor” ara başlığı altında kadın emeğinin en önemli sorunlarından birinin kayıt dışılık olduğu belirtilerek “Ücretsiz aile işçisi kadınların yüzde 94’ü, kendi hesabına çalışan kadınlarınsa yüzde 80,8’i kayıt dışı çalışmaktadır. Kayıt dışı istihdamın en büyük alanlarından birini kadın işgücü oluştururken, kayıt dışı istihdam kadınların emeğinin ve sömürüsünün görünmediği, kadınların sağlık ve güvenliklerinin gözetilmediği, iş cinayetlerinin görünmediği alanlar olarak giderek büyümektedir” denildi.
Kriz en çok kadın işçi ve emekçiyi vuruyor
Kriz döneminde genel işsizliğin artmasıyla birlikte kadın emekçilerin işsizliğinin daha da arttığı vurgulanarak devamında şunlar ifade edildi:
“2019’da kadın işsizliği yüzde 16,6’ya yükselirken, genç kadın işsizliği bir kadın istihdam politikası olarak en yüksek işsizlik oranı olmayı sürdürmekte. Kriz koşullarında bu durumun kadınlar aleyhine daha da sertleştiğini görüyoruz. Bir yandan toplumsal cinsiyetinin uzantısı işlerde çalıştırılan, diğer yandan ev işleri bakım işlerini hala yürüterek çifte mesai yapan kadınlar, kriz döneminde de ilk işten çıkarılan, işten çıkarılmadığında da en kötü koşullarda çalışmaya mahkum edilen kesim oluyor.”
Kadın emekçilerin intiharları için “giderek artan şiddetin, eşitsizliğin, kriz dönemlerinde daha baskın bir biçimde gördüğümüz kadın işsizliğin ve yoksulluğunun bir göstergesi durumundadır” ifadeleri kullanıldı.
İş cinayetlerinin önlenmesi için talepler
Kadın iş cinayetleri yıllara, yaşamını yitiren işçilerin milliyetlerine, meslek gruplarına, örgütlülüklerine, iş cinayetlerinin hangi iş kollarında ne oranda gerçekleştiğine ve yaşamını yitiren işçilerin yaş skalasına ait verilerin sıralandığı rapor, iş cinayetlerinin son bulması için şu taleplerle bitirildi:
“1- Toplumsal cinsiyetçi işbölümüne son verilmelidir.
2- Kadın işlerinin ‘tehlikesiz ve basit’ olduğu önyargısı yıkılmalıdır.
3- Yeniden üretim atölyelerine dönüşen evler ve işyerleri sağlık ve güvenlik risklerine karşı güvenli hale getirilmelidir.
4- Gerek devlet tarafından gerekse emek ve meslek örgütleri tarafından oluşturulan işçi sağlığı ve güvenliği politikaları toplumsal cinsiyet açısından düzenlenmelidir.
5- Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, işyerlerinde ve evlerde kadınların ağırlıklı olarak çalıştığı işlerin ve bu işlerde çalışan kadınlarda rastlanan ortak sağlık sorunları ve riskleri rapor edilmeli ve kamuoyuyla düzenli olarak paylaşılmalıdır.
6- Kadınların çalışma alanlarındaki kimyasal, biyolojik, fiziksel, ergonomik vb. riskler saptanmalıdır.
7- İşyerinde kadına yönelik cinsel şiddet, taciz, cinsel sataşma tehlikesine karşı başvuru masası oluşturulmalıdır.
8- Emek ve meslek örgütleri kadın işçi sağlığı konusunda sektörlerine göre veri toplamalı ve raporlandırmalıdır.
9- Tüm çalışma alanlarında kadınların örgütlenmesi ve birleşik mücadelesi gereklidir.
10- Kadınlar çifte mesaisinin yıpratıcılığı ve üstlerindeki aşırı iş yüküne bağlı fiziksel ve ruhsal zararlar toplamı bir meslek hastalığı tanımı getirilmelidir.
11- Ücretli ücretsiz kadın işçilere yıpranma payı/erken emeklilik uygulamaları getirilmelidir.
12- Ev ve bakım hizmetleri azami ölçüde kamusal alandan ücretsiz karşılanmalıdır.
13- Kadınları ve kadın meslek hastalıklarını kapsayan bir İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası gereklidir.
14- İşyeri toplu sözleşmelerinde, işkolu ve ülke bazındaki çerçeve sözleşmelerde kadın meslek hastalıklarına dair maddeler konulmalıdır.”