Ocak 2019 verilerine göre kimya sektöründe (petrol, petrokimya, kimyasal ürünler, plastik, ilaç, lastik vb.) çalışan işçi sayısı 490 bin 306’dır. Sektördeki işçilerin 100 bine yakını kadındır. Rafineri ve lastik olarak ayrılan alt sektörlerde çok az sayıda kadın işçi istihdam edilirken, plastik ve ilaç gibi alt sektörlerde kadın işçiler belirgin bir ağırlık oluşturuyorlar.
Kimya sektöründeki kadın işçiler için ortak bir profilden, ortak bir eğitim düzeyinden veya ortak sorunlardan-taleplerden bahsetmek pek mümkün değil. Sektörün alt dallarının üretim biçimleri, üretimde ve ekonomide tuttukları yer genelde farklıdır. Ayrıca birbirleri ile iç bağlantıları kimi alanlarda zayıftır. Sektörün bir ucunda, Türkiye ekonomisinin zirvesi sayılan, hammadde ve enerji alanlarını kapsayan, tüm sektörlerle doğrudan bağı olan TÜPRAŞ gibi devasa işletmeler var. Diğer yanda plastik parçalar, medikal malzemeler üreten küçük ve orta ölçekli işletmeler yer alıyor.
Sektörün alt kollarındaki özelliklerin farklılığı, genelde parçalı bir yapı arz etmesi, kadın işçilerin geneli üzerinden ortak bir mücadele, faaliyet ve örgütlenme ekseni kurmayı zorlaştırıyor. Genelde tüm kadın işçilerin yaşadıkları sorunların ötesinde, sektörün kadın işçilerini birleştirecek bir hat oluşturmak güncel planda pek mümkün olmuyor. Dolayısıyla sektörün alt dalları/alanları üzerinden adımlar atmak, talepleri belirleyebilmek daha kolaylaştırıcı olabilir.
Kadın işçilerin sektörde tuttuğu yer
2018 SGK verilerine göre, kimyasal ürün imalatında sigortalı çalışan toplam 79 bin 394 işçinin %23’ü (18.294) kadın işçidir. Eczacılığa ilişkin (ilaç vb.) ürün/malzeme imalatında sigortalı çalışan 22.641 işçinin %38,2’si (8.654); kauçuk ve plastik ürünler imalatında sigortalı çalışan 208.467 işçinin %20,9’u (43.569); petrol ürünleri imalatında sigortalı çalışan 8.620 işçinin %12,1’i (1.043) kadın işçidir. Rakamlardan da görülebileceği gibi kadın işçilerin en çok istihdam edildiği alan, kauçuk ve plastik ürünler imalatıdır. İlaç ve bağlantılı alandaki fabrikalarda ise kadın işçiler oransal olarak en yüksek paya sahip.
Sektörde çalışan kadın işçi sayısında 2010 ila 2017 yılları arasında artış olduğu göze çarpıyor. İlaç ve plastik alanlarında oransal büyüme payı daha yüksek. 2010 ile 2017 yıllarının kadın işçi sayılarını karşılaştırdığımızda, ilaç alanında kadın işçi sayısında %165’lik; plastik alanında ise %96’lık artış söz konusu. Bu artışta, son dönemde bu alanlardaki fabrika sayılarının çoğalmasının ve üretimde yaşanan büyümenin belirleyici olduğu söylenebilir.
Sektörün sendikalarında kadın işçilerin yeri
Sektörde belirleyici iki sendika (Petrol-İş ve Lastik-İş) var. Sektördeki işçilerin %11,40’ı, yani 54 bin 462’si sendikalıdır. Sendikalı işçiler arasında kadın işçilerin oranı yalnızca %6’dır. Bu da 3 bin civarında bir sayıyı ifade ediyor.
Petrol-İş Kadın dergisindeki bilgilere göre, sendikanın sözleşme yaptığı işyerlerindeki üyelerinin %8’i kadın işçidir. Daha yetki alınamayan işyerlerinde ise 800 kadın üye mevcut. Petrol-İş’te örgütlü kadın işçilerin alanlara göre dağılımına bakıldığında, kauçuk ve plastikte kadın üye oranı %58,51 iken, akaryakıt dağıtımı, kompozit malzeme üretimi, boru hattı taşımacılığı gibi alanlarda bu oranın %1’lere düştüğü görülüyor. Sendikanın fabrika temsilcilerden 8’i, Disiplin Kurulu üyelerinden 1’i, Genel Kurul delegelerinden 3’ü kadın.
Petrol-İş, kadın işçilere yönelik yürütülen çalışmalarda, bugünkü sendikal tabloda belirleyici bir şekilde öne çıkıyor. Ali Ufuk Yaşar döneminde baskılardan dolayı kadın ekibinden istifa edenler oldu. Uzun bir dönem nitelikli ve düzenli çalışmaları olan Petrol-İş Kadın dergisinde, bu süreçle birlikte aksamalar yaşanmaya başladı.
Lastik-İş’in örgütlü olduğu yerlerde kadın işçi sayısı yok denecek kadar az. Yanı sıra sendikanın hiçbir dönem kadın işçilere yönelik bir çalışmasından söz edilemiyor.
Sektördeki kadın işçilerin sorun ve talepleri
Sektördeki kadın işçiler için öne çıkan sorunların başında düşük ücret ve aynı işi yaptığı erkek işçiye göre daha düşük bir ücret almak geliyor. Kreş hakkı, regl izni, doğum izninin yükseltilmesi, 8 Mart’ın ücretli izin olması, işyerinde yaşanan şiddet ve tacizin son bulması, işçi sağlığı ve iş güvenliği de uğruna mücadele edilmesi gereken hak ve taleplerin öne çıkanlarıdır.
- Sektörde kadın işçiler açısından ücretin durumu ve ücret sorunu
Sektörde kadın işçilerin ücretleri, aynı işi yaptıkları erkek işçilere göre düşüktür. Bu eşitsizlik en çok petrol ürünleri alanında yaşanıyor. Petrol ürünlerinde kadın işçilerin daha çok laboratuvar vb. alanlarda çalıştırılıyor olması, kadın işçilerin erkek işçilerle aynı iş tanımının yapılmaması -bunu başka alanlarda da farklı örneklerle görebiliyoruz- ücretler arasındaki farkın gerekçesi olabiliyor.
Aralık 2017 SGK verilerine göre, kimyasal ürün imalatında kadın işçinin ücreti, erkek işçinin ücretinin %77,1’i; eczacılığa ilişkin (ilaç vb.) ürün/malzeme imalatında %78,6’sı; kauçuk ve plastik ürünler imalatında %79,8’i; petrol ürünleri imalatında %67,3’ü kadardır.
Sektörün en düşük ücretleri plastik ve kauçuk ile medikal ürün parçaları üreten işyerlerinde veriliyor. Asgari ücret veya biraz üstünde ücretlerle çalışılan bu alanlarda fazla mesai de yoğun yaşanıyor. Ücretlerin daha yüksek olduğu rafineri ve ilaç alanlarında ise kadınların çalıştığı bölümlerde ücret daha düşükten tanımlanıyor. Ücret sorunu için mücadele talebimiz, “İnsanca yaşamaya yetecek ücret ve ücret farkının ortadan kaldırılması”dır.
- Sektörde kadın işçilerin yaşadığı mesleki sağlık sorunları
Sektörde, hammaddesinden üretilen ürününe kadar doğrudan kimyasal maruziyet yaşanıyor. Sektörün tümünde kimyasal ürünler ile üretim yapılıyor ve uzun vadede yaşanan iş cinayetleri olarak tarif edilen meslek hastalıklarına yakalanılıyor. Akciğer ve solunum yolu ile deri kanserleri başta olmak üzere kanser çeşitleri sektörde çalışan işçilerde sıkça görülüyor. Ağır çalışma koşullarından kaynaklı kas ve iskelet sistemi rahatsızlıkları da ortaya çıkıyor.
İşçi sağlığı açısından alınacak önlemler masraf olarak görüldüğünden yeterli önlemin alınmaması, sektörde meslek hastalığının yaygınlaşmasına neden oluyor. Bu sorunla ilgili öne çıkan taleplerimiz, “Sağlıklı çalışma koşulları”, “Meslek hastalıklarını önleyecek işçi sağlığı önlemleri”, “Ergonomik koşulların sağlanması”dır.
- Sektörde kadın işçilerin örgütlenmesinin önündeki engeller
Kadın işçilerin daha yoğun olduğu işyerlerinde örgütlenmenin önündeki engeller de daha fazla. Bunun bir yanı patronların kadın işçiler üzerinden yürüttüğü politikalar, diğer yanı ise kadın işçilerin işyerinin dışında ev işleri, çocuk bakımı gibi sorumluluklarının olmasıdır.
Kadın işçilerin sendikalaşma ve örgütlenme sorunlarının çözülmesi, örgütlenmenin olduğu yerlerde kadın işçi temsiliyetinin ve yönetim düzeyinde varlık göstermesinin önündeki setlerin yıkılması için mücadele hattı örmeliyiz. Kadın işçilerin bilinçlenmesi, sendikal anlayışın değişmesi, kadın işçilerin sorunları üzerinden özel çalışmalar yürütülmesi vb. için fabrikalarda ve sendikalarda kadın işçilere özgün örgütlülükler oluşturmalıyız.
Kimya sektöründe, sektörün yoğun olduğu sanayi bölgelerinde ve sektörün sendikalarında “Kadın işçilerin örgütlenmesi ve sendikalaşmasının önündeki engellerin kaldırılması”, “Sendikalarda kadın işçilerin temsiliyetinin ve yönetim içerisinde yer almasının sağlanması” bakışı ile çalışmalar yürütülmeliyiz.
İşçi Emekçi Kadın Komisyonları
Kaynaklar:
- Petrol-İş Kadın Dergisi
- TÜİK verileri