Üretim cinsiyeti: Kadınlar hep daha az kazanıyor

Türkiye’de erkeklerin ortalama yıllık geliri kadınlardan yüzde 31,4 daha fazla. Bunu gün hesabına vurduğunuzda yaklaşık 124 gün ediyor. Demek ki ülkemizde kadınlar, erkeklerle eşit gelire sahip olmak için yılda 124 gün daha fazla çalışıyorlar. Ev işlerini saymıyoruz tabii...

  • Haber
  • |
  • Kadın
  • |
  • 26 Eylül 2020
  • 17:36

DİSK, 18 Eylül’de ‘Çalışma Yaşamında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raporu’nu yayımladı. Raporun daha girişinde kadınların ortalama yıllık gelirinin erkeklerden yüzde 31,4 civarında daha az olduğu belirtiliyordu. Yine rapora göre, ücretli çalışan kadınlar erkeklere göre yılda yüzde 20,7 daha az ücret alıyordu. Türkiye’de ilk defa bir işçi konfederasyonu, kadın-erkek ücret eşitsizliğini sorunsallaştırarak, rapor yazılmaya değer sendikal bir mesele olarak ele alıyordu ve bu elbette önemli ve sevindirici bir gelişmeydi.

Kadın ve erkekler arasındaki cinsiyet temelli ücret ayrımcılığı, bir süredir dünyanın gündeminde. Geçtiğimiz günlerde BM Toplumsal Cinsiyet ve Kadının Güçlenmesi Birimi, ILO, OECD, bazı işçi ve işveren örgütleri bir araya gelerek ücret eşitsizlikleri konusunda duyarlılığı artırmak için bir birlik oluşturdular. Birlik 18 Eylül gününü “Uluslararası Eşit Ücret Günü” ilan etti. DİSK de bahsettiğim raporla, 2020’de ilan edilen bugünün, Türkiye sendikal hareketinin gündemine girmesine yardımcı oldu.

ILO’nun 2018-2019 Küresel Ücret Raporu’na göre küresel düzeyde kadınlar erkeklere göre ortalama yüzde 20 kadar daha az kazanıyor. Ücret eşitsizlikleri, merkezi kapitalist ülkelerde de bir hayli fazla. 2020, 8 Mart’ından sonra yayımlanan AB raporunda, AB ortalamasının yüzde 16 civarında olduğu görülüyor. Rapora göre Romanya yüzde 3’lük oranla Avrupa’nın en iyisi iken, Estonya yüzde 23’lük farkla ücret eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke. Fransa’da kadınlar erkeklerden yüzde 15,5 daha az ücret alırken, Macaristan’da bu oran yüzde 11,2 civarında kalıyor. Almanya’da da kadınlar, erkek meslektaşlarına göre yüzde 20 oranında daha az kazanıyor. Kamuda ücret eşitsizliği daha azken, özel sektörde denetim eksikliği sebebiyle bu oran fazlalaşıyor.

Aynı işte farklı ücret

Kadınlar ve erkekler arasındaki gelir ve ücret uçurumunun nedenleri olarak kadın-erkek mesleklerinin birbirinden farklı ve kadın mesleklerin düşük ücretli meslekler olduğu, kadınların genellikle güvencesiz, kısmi zamanlı işlerde çalıştığı, yönetici pozisyonlara gelememeleri, doğum izni sebebiyle kayıp yaşadıkları gibi bir dizi etken sıralanıyor. Fakat araştırmalar, aynı sektörde, aynı fabrikada, aynı pozisyonda çalışan kadınların erkeklere göre daha düşük ücret aldığını gösteriyor. Hans Böckler Vakfı’nın 19 Mart 2020’de Almanya’da yayımlanan raporu, 38 saatlik bir iş haftasında aynı işi yapan 10 yıllık mesleki deneyime sahip kadın ve erkekler arasındaki ücret uçurumunu göstermesi açısından çok aydınlatıcı. Buna göre kadın avukatlar erkeklerden yüzde 10 daha az kazanıyor. Erkek öğretmenlerle kadın öğretmenler arasındaki ücret farkı yüzde 6’larda seyrederken, kadın ve erkek müdürler arasındaki fark yüzde 18 civarında.

Market çalışanı kadınlar da erkeklerden yüzde 10 oranında daha düşük ücret alıyor. Demek ki kadınlar yönetici olduklarında da kasiyer olduklarında da erkeklerden daha az ücret alıyorlar. Kadınların evde harcadıkları ücretsiz emek, ücretli emek alanında da onların işini değersiz kılıyor. Cinsiyetçi işgücü piyasalarında kadın işleri değersiz olduğu için de ücretler düşük oluyor. Buna patriyarka sarmalı diyebiliriz.

Ücret Eşitliği Günü (Equel Pay Day) aslında yeni değil. Amerika kaynaklı bu gün, bir süredir Avrupa’da da gündemde. Takipçileri genellikle kadın bakanlıkları ve kadın işveren örgütleriydi, daha sonra sendikalar da işin içine girdi. Her ülkenin ve her yılın eşit ücret günü farklı bir tarihte oluyor. Örneğin bu yıl (2020) Almanya’da kadınlar erkeklerden yüzde 20 civarında az kazanmışlar. Bu, gün hesabına vurulduğunda 74 gün oluyor. Yani Almanya’da erkeklerin 31 Aralık’taki ücretine ulaşmak için kadınların 74 gün daha fazla çalışması gerekiyor. Bu tarih 2021 yılının 14 Mart gününe denk geliyor. Bu tarih Almanya için Eşit Ücret Günü oluyor.

Türkiye’de de yüzde 31’i gün hesabına vurduğunuzda yaklaşık 124 gün ediyor. Demek ki ülkemizde kadınlar, erkeklerle eşit gelire sahip olmak için yılda 124 gün daha fazla çalışıyorlar. Ev işlerini saymıyoruz tabii...

Eşitlik sağlanabilir

Kadın ve erkek ücretlerinin eşitlenmesi için hükümetlerin ve sendikaların yapmak zorunda olduğu işler var. Bugün artık pek çok ülkede ücret eşitliği ve fırsat eşitliği yasaları bulunuyor. Bizde bir eşitlik yasası henüz yok. Son yıllarda ülkeler bu yasalarına yeni maddeler ekleyerek, özellikle özel sektör üzerindeki denetimi artırdılar. Geçtiğimiz yıl İngiltere’deki büyük şirketlere, kadın ve erkek çalışanlara ödenen maaşlar arasındaki farkların yayımlanması zorunluluğu getirildi. İzlanda’da da şirketlerin yasayla “eşdeğerde işe eşit ücret” ödenmesi sağlandı.

Geçtiğimiz temmuz ayında önemli bir adım da Yeni Zelanda’da atıldı. Parlamentodan geçen eşit ücret yasasına göre, tarihsel olarak düşük ücretli olan kadın ağırlıklı sektörlerde ve bölgelerde kadınlar için eşdeğerde işe eşit ücret ödenmesi şartı konuldu. Bunun için ise ücret değerlendirme sistemi toplumsal cinsiyet açısından gözden geçirildi.

Bu konuda sendikaların da yapabilecekleri var. Öncelikle “Ücret eşitsizliğinin kaynağı derinde, verili toplu sözleşme koşullarında bunu biz sağlayamayız” anlayışını bir kenara itmeleri gerekiyor. Ayrıca;

►Hükümeti ücret eşitliği yasası çıkarması için zorlayabilirler.
►Kadın ağırlıklı sektörlerde çok iyi toplu sözleşmeler bağıtlayarak ücretlerin yükselmesini sağlayabilirler.
►Sektörlere ya da fabrikalara göre ücret uçurumunu hesaplayarak, şirketleri ücretleri gözden geçirmeye zorlayabilirler.
►Asgari ücretin ve ücretlerin belirlenmesinde toplumsal cinsiyete duyarlı ücret sistemleri geliştirerek, bunun uygulamaya konulması için hükümete baskı yapabilirler.

Ama öncelikle kadın işçileri eşit üyeler olarak görmeleri gerekiyor.

Necla Akgökçe - BirGün / 26.09.20