“Organize suç örgütü” şefi Sedat Peker’in ifşaat ve itiraflarının tümü, kirli ilişkiler ağının “yukarısı”ında, yani sarayda düğümlendiğine işaret ediyor. Peker’le iş tutanlar AKP-MHP rejiminde üst düzey mevkileri işgal eden kişilerden oluşuyor. Bazıları, Peker’in “Tayyip abi” diye hitap ettiği AKP şefinin hemen dibindeki kişiler. Başbakan, bakan, milletvekili, baş danışman gibi mevkilerde bulunmuş ya da bulunan kişiler. En şaibeli isim ise, halen İçişleri Bakanı koltuğunda oturuyor. Rejimin borazanı olan birkaç gazeteci kılıklı düşkün dışında halen mevkisini kaybeden yok. Herkes pişkince işine devam ediyor.
“Yukarıdaki abiyle helalleşme” videosu henüz yayınlanmasa da şu ana kadar yapılan her ifşaat ya da itiraf okların Peker’in “Tayyip abisi”ne daha çok yaklaşmasını sağlıyor. Hal böyleyken herkese saldıran, tehdit eden, hakaretler yağdıran, hedef gösteren AKP şefi, Sedat Peker’in adını ağzına almaya cesaret edemiyor. Belli ki, “organize suç örgütü” şefinin hışmına uğramaktan çok korkuyor.
Son dönemlerde “diyanetin şeyhi” Ali Erbaş’ı yanına dikerek cami avlularında vaaz vermeyi adet edinen T. Erdoğan bu defa iğdiş ettiği mecliste konuştu. AKP’nin TBMM’de düzenlenen grup toplantısında yaptığı konuşmada yine bol miktarda yalanlar, çarpıtmalar, muhalefete saldırılar vardı. AKP şefinin yaptığı uzun konuşmada ciddiye alınabilecek tek konu Kanal İstanbul ile diğer yağma ve talan projelerinin devam edeceğini ilan etmesidir.
Bu arada “çürüyen düzen/çeteleşen devlet” gerçeğinin ibretlik belgeleri olan Sedat Peker videolarına “laf olsun” diye değinen T. Erdoğan, olaylara dair bir şey söylemeyerek, çete başı Peker’in iddialarını bir kez daha doğrulamış oldu.
Burnuna kadar çirkefe batmış rejimin başı, nam-ı diğer Sedat Peker’in “Tayyip abi”si konula ilgili şunları söyledi:
“Şimdi de suç örgütlerine bel bağladılar. FETÖ’den PKK’ya organize suç örgütlerine kadar tüm yeminli millet düşmanlarının iftiralarını Meclis kürsüsüne taşımakta ısrar edenleri gördükçe üzülüyoruz. Onlarla kaybedecek vaktimiz yok, yapacak işimiz çok. AK Parti’nin kirli senaryolara çekilmesini asla kabul edemeyiz.”
Yine Peker’in adını anma cesareti gösteremeyen, yine muhalefete saldıran, yine kendisinin merkezinde bulunduğu kanlı, kirli, talan işlerine değinmekten kaçınan AKP şefinin ettiği lafların kıymeti harbiyesi yoktur. Gerçeği yok sayarak, içi boş laflar ederek, başında bulunduğu mafyatik rejimi “olağan” bir şeymiş gibi yutturmaya çalıştı.
Saraylarında lüks ve sefahat süren AKP şefinin Peker’in ifşaatlarından daha ne kadar kaçabileceği belli olmasa da çemberin giderek daraldığı kesin. Kendisi yokmuş gibi davransa da, rejimin mafyalaştığını ve kirli/kanlı işler ağının sarayda düğümlendiğini ülke de dünya da biliyor. Artık önemli olan, işçilerin ve emekçilerin kendilerini sefalete mahkum eden bu kokuşmuş/mafyatik rejimden hesap sormak için ne zaman harekete geçeceğidir.