Sermaye devletinin yargısından adalet beklemek, ölü gözünden yaş beklemekten daha gerçek dışı bir beklentidir. Dahası bugün yargı, kağıt üzerindeki “adalet”ten uzak olmasının yanı sıra tümüyle hiçleştiğini de gösterdi. Düzen yargısı herhalde hiçbir zaman bu denli “kişilikten” de uzaklaşmadı. Sermaye yargısının kararları yasalar faşizan olduğu için adil değildir zaten ama bir de bugün savcılar, hakimler neredeyse birkaç kişinin söylem ve direktiflerine göre hareket eder hale gelmiştir.
Örneğin yargının, çete başı Sedat Peker’in açıklamalarına göre ceza vermese dahi dokunulmazlığı olmayan Mehmet Ağar’a en azında soruşturma açması gerekirdi. Yazılı yasalara göre böyle. Ancak herhangi bir soruşturma girişimi dahi olmadı. Erdoğan ima yollu soruşturma açılmasını buyurmuş olsaydı ancak o zaman soruşturma başlatıp, dava açarlardı. Erdoğan’ı eleştiren en kısa cümleye bile hakaret davası açan, ceza veren yargı, bu denli pislik ortaya saçılmışken, görev savmak için dahi soruşturma başlatmıyor.
Öte yandan HSK 2. Dairesi, pandemi kısıtlamaları ve kesilen cezaları eleştiren Viranşehir Savcısı Eyüp Akbulut’u görevden uzaklaştırdı. Çünkü savcı AKP politikasını eleştirdi. AKP salgını yönetemiyor ama hamasi nutuklarla cebini doldurmaya devam ediyor.
Tuğlanın yerinden oynamasında korkuyorlar
“Bin operasyon”cu katil Mehmet Ağar “Bir tuğla çekersem duvar yıkılır” demişti. Ağar’ın kastettiği duvar AKP döneminde daha beter çetelerle, iğrenç çıkar ortaklıklarıyla durmadan ama kof bir şekilde yükseldi. Artık tuğla çekilmesi değil, oynamasıyla bile yıkılacak durumda. Açılacak soruşturma tuğlayı oynatabilir. Bunu göze alamıyorlar. Her konuda söz söyleyen Erdoğan çete başı Peker’in anlattıkları üzerine ancak bu hafta konuşabildi. Çıktığı programlarda örtülü fakat herkes açısından aleni bir şekilde AKP’ye, dolayısıyla şefine imalı şantajlar sıralayan Soylu’yu savunmak zorunda kaldı ve muhalefeti tam olarak mafya lügatiyle tehdit etti. Şimdi “izleyiciler”, Soylu ve arkasındakilerin şantajları nedeniyle “Tayyip abi”si tarafından üstü çizilen Peker’in ne yapacağına bakıyor.
Kirli çıkar duvarındaki tuğlalar çete başı Peker’in açıklamalarıyla yerinden oynamıyor. Ama bir soruşturma ola ki yazılı hukuklarına göre bir adım ilerlese bile pek çok tuğla yerinden oynayabilir. Bunu dahi göze alamayacak kadar pisliğe batmış durumdalar.
Yargının günah savmadan öteye geçmeyecek bir adımı dahi ortalığa saçılan pisliğe karşı gelişecek kitlesel tepkilere bağlı.
Bu pislik tek başına AKP’nin değil kapitalizmin, kapitalist sınıfın pisliğidir. Pisliği yok edecek olansa işçi sınıfıdır. Çeteci devletin işçiden, emekçiden gasp ettiği para, keza uyuşturucu, silah, petrol, sigara vs. kaçakçılığından kazanılan milyar dolarlar çeşitli kliklere ayrılmış karanlık çetelerle, mafyalarla birlikte iç ediliyor. Çete başı Peker’in anlattıkları özünde bunun itirafından başka bir şey değil.
H. Ortakçı