İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, gözaltında kayıplar için yaptığı eylemlere bu hafta da devam etti. Saat 13.00’te bir araya gelen İHD’liler, gözaltında kaybedilen Ayhan Efeoğlu ve Lütfiye Kaçar’ı anlattı.
Eylemde İHD adına yapılan açıklama şu sözlerle başladı:
“Siz hiç eşinizin, babanızın, kardeşinizin veya akrabanızın evden sağlam çıkıp bir daha eve dönmediğini, sonra işkencelerden geçirilerek yüzündeki beni bile kesilip tanınmasın diye Bayram’ın ilk günü babanızın cenazesini bir Jandarma Karakoluna yakın bir yere atıldığını yaşadınız mı?”
Ardından Efeoğlu’nun katledilmesi şöyle anlatıldı:
“1967 Bursa ili İnegöl ilçesi nüfusuna kayıtlı 25 yaşındaki Ayhan Efeoğlu, Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi olan ve bir süre de iş bulmak üzere İstanbul’a gelen ve gözaltında kaybedilen Ayhan Efeoğlu daha önceleri Demokratik Üniversite mücadelesi nedeniyle dokuz kez gözaltına alınmış ve siyasi polis tarafından tanınan biri olarak 6 Ekim 1992 tarihinde okulun önünde ellerinde telsiz olan sivil polislerce gözaltına alınarak kaydedilmiştir.”
Ailenin bütün resmi başvurularına rağmen “gözaltında öyle biri yok” diye geri çeviren polisi tanıkların yalanladığı belirtilerek şöyle devam edildi:
“2008 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sürdürülen soruşturma insanlığa karşı suçlarda hukuk dışı olan 20 yıllık zamanaşımı bile beklenmeden takipsizlik kararı ile kapatıldı. Savcılığın kararına göre; Ayhan Efeoğlu işkence sonucunda öldürülmüş olsa bile öldürme kastı olmadığından zamanaşımı süresi 15 yıla indirilmiştir.”
Aradan geçen süre zarfında ailenin davanın peşini bırakmadığı söylenerek “2011 yılında Eski Özel Harekat Polisi Ayhan Çarkın, Ayhan Efeoğlu'nun gözaltındayken işkence ile öldürüldüğüne tanık olduğunu söyledi. ‘Onu bizzat ellerimle gömdüm’ diyerek Ayhan Efeoğlu’nu işkence ile sorgulayan ve bedenini kaybeden polislerin isimlerini açıkladı. Bu itiraflar sonucunda Efeoğlu Ailesi’nin dosyanın yeniden açılıp etkin ve bağımsız bir soruşturma yapılarak oğullarının gömüldüğü yerin tespit edilmesi ve ceza adaletinin sağlanması talebi bugüne kadar gerçekleşmedi” dendi.
Açıklamada, gözaltında kaybedilen Lütfiye Kaçar’a ilişkin de şunlar söylendi:
“1959 Manisa doğumlu Lütfiye Kaçar, devlet tarafından sosyalist kimliği ile tanınan biriydi. Bu nedenle önceden gözaltına alınmış, işkence görmüş ve tutuklanmıştı. Cezaevinden çıktıktan 2 yıl sonra 5 Ekim 1994 tarihinde gözaltına alınarak kaybedildi. ‘Mücadele’ gazetesini arayan ve kendisini ‘Yılmaz’ olarak tanıtan bir kişi, ‘Lütfiye Kaçar elimizde, şu anda askıya alındı, kendisine işkence yapılıyor, yarın parçalarını toplarsınız’ dedi. Ailesinin, avukatlarının ve İnsan Hakları Derneği’nin resmi mercilere yaptığı tüm başvurularda yanıt aynıydı: ‘Biz almadık, biz de yok.’ Lütfiye Kaçar’dan bir daha haber alınamadı.”
Açıklama “Cezasızlık politikasına son verilerek, insanlık suçları ve bu suçların failleri görünür kılınsın!” sözleriyle bitirilirken, ardından beş dakikalık oturma eylemi yapıldı.
Kızıl Bayrak / İzmir