Türk sermaye devleti, TSK ve himaye ettiği IŞİD’ci çeteler eliyle yürüttüğü savaşı derinleştiriyor.
İdlib mutabakatı kapsamının dışına çıkarak çetelerle saldırılara katılan TSK birliklerinin vurulmasının ardından AKP şefleri, düzen partilerini de arkalarına alarak burjuva medya aracılığıyla savaş propagandasını yoğunlaştırdı.
Bugün itibarıyla Suriye’ye yönelik savaş ve saldırganlığın dozu bir üst boyuta çıkarılmış bulunuyor. Suriye ordusuna yönelik saldırıları, şişirilmiş rakamlarla “etkisiz hale getirilen rejim unsuru” şeklinde katliamcı bir dille servis eden Türk sermaye devleti, İdlib savaşının adını koyduğunu duyurdu.
Askerlerin “ateşkes için bulunduğu” yalanını tekrar edip duran AKP iktidarı, “Bahar Kalkanı” adıyla harekat başlatıldığını açıklayarak, İdlib’de Suriye yönetimine karşı savaş yürüttüğünü ilan etti.
Açıklamayı yapan Savunma Bakanı Hulusi Akar, İdlib’de işgali derinleştirme hamlelerinin hedefini de şöyle ifade etti: “Rusya’yla karşı karşıya gelmek gibi ne niyetimiz ne maksadımız var. Niyetimiz rejimin katliama son vermesi radikalleşmenin ve göçün önlenmesidir. Rusya’dan beklentimiz, rejimin saldırılarını durdurarak Soçi mutabakat sınırlarına çekilmesi için etkilerini kullanmasıdır.”
Öte yandan sertleşen çatışmalar sonucunda bugün TSK’ya ait bir SİHA düşürüldü. Savunma Bakanlığı ise buna karşılık verdiklerini açıklayarak, “Bir SİHA’mızı düşüren Hava Savunma Sistemi ile diğer iki Hava Savunma Sistemi imha edilmiş, uçaklarımıza taarruz eden Rejime ait iki adet SU-24 tipi uçak düşürülmüştür” iddiasında bulundu.
Başını ABD’nin çektiği emperyalist efendilerinden destek alan AKP iktidarının Suriye rejimiyle giriştiği ve “Bahar Kalkanı” olarak adını koyduğu savaş, ülkede 9 yıldır devam eden yangını körüklemek anlamına geliyor. Dolayısıyla, Türkiye işçi sınıfını ve emekçileri savaş bataklığına sürükleyecek bu savaşa karşı harekete geçmek bugün daha da yakıcı hale gelmiş bulunuyor.