İdlib’de TSK askerlerinin vurulmasının ardından AKP şefleri, kürsülerden espriler ve gülücükler saçarak, kamuoyunda büyük tepki çeken arsız pişkinliğe hızla dönüş yaptılar. İdlib savaşını derinleştirme hedefiyle batılı emperyalistleri harekete geçirmek için elinin güçlendiği hayaline kapılan Tayyip Erdoğan ve şürekâsı, hem gülüp eğlenmeye hem de şehit edebiyatı ile savaş kışkırtıcılığını tırmandırmaya başladı.
Soçi Mutabakatı kılıfı altında TSK eliyle Suriye’deki işgalini sürdüren Türk sermaye devleti himaye ettiği IŞİD’ci çetelerle Suriye ordusuna saldırılarını sürdürmesi sonucu yaşanan asker ölümlerini yeni bir savaş hamlesine bahane etmeye çabalıyor.
Daha fazla askeri destek ve savaş için batılı emperyalistlerle bir yandan diplomasi trafiği yürüten AKP şefleri, diğer yandan da göçmenleri bu pazarlıklara alet ederek her türlü vicdan ve ahlaktan yoksun olduklarını gözler önüne sermişti.
Emperyalizme uşaklıktan duyulan keyif
İdlib’deki savaş ve saldırganlığı IŞİD’ci çeteleri destekleyerek sürdüren din taciri AKP şeflerinin, vahşetin hüküm sürdüğü Suriye tablosu karşısındaki keyifleri, İstanbul’daki parti toplantısında yüzlerine, hal ve tavırlarına da yansıdı. AKP İstanbul milletvekilleriyle Dolmabahçe Ofisi’nde buluşmasında Trump’la yaptığı İdlib görüşmesini anlatan T. Erdoğan, petrol pazarlıklarından bahsetti ve Trump’ı iğnelediğini öne sürdü. Bunu büyük bir keyifle anlatan Erdoğan, damadı Berat Albayrak ve “ağabeyi” İsmail Kahraman’ı da pek keyiflendirdi.
Suriye’deki yağma savaşından ABD’deki efendileri izin verdiği oranda pay kapabilen AKP şeflerinin, Trump’ı “iğneledikleri” bu sohbetten duydukları heyecan, emperyalizmin uşağı olduklarını gösteriyor. Zira efendilerinin çizdiği sınırları aşamayanlar, bugün İdlib savaşı için ABD’yi harekete geçirecekleri hayaliyle büyük heyecan duyuyorlar.
İdlib’de iki gün önce yaşananların ardından kameralar karşısına ilk kez çıkan AKP şefi Tayyip Erdoğan’ın ve avenelerinin bu halleri gerçek niyetlerini de dışa vuruyor. Onlar için önemli olan emperyalist efendileriyle yaptıkları pazarlıklar ve bölgeden elde edecekleri paydır.
İdlib’de yaşananlar, AKP şeflerinin Rusya ile ilişkilerinde de benzer uşaklığı sergilediğine işaret ediyor. TSK birliğinin vurulmasının sorumlusu Rusya’ya tek ses çıkaramamaları, hatta Rusya’nın “Türk makamları bölgede asker olmadığını bildirdi” açıklamasını geçiştirmeleri, AKP şeflerinin Rusya ile ‘papaz olma’ korkusunu ortaya koyuyor.
“Şehit kanı”yla iktidarda kalmak
Emperyalizmin uşaklığın yapan AKP şefleri, işçi ve emekçilerin milli önyargılarını pekiştirecek açıklamalarıyla bu sahtekarlıklarının üzerini örtmekten de geri durmuyorlar. Dolmabahçe Ofisi’ndeki toplantının yanı sıra asker cenazesinde boy gösteren AKP şefi T. Erdoğan, “Şehit kanı olmazsa bu topraklar arazi olur” söylemiyle şehit edebiyatı yapıyor.
“Şehit kanı”yla kendi iktidarlarını ayakta tutmaya çalışan Erdoğan ve AKP’si, batılı emperyalistlerden destek alarak ülkeyi ve bölgeyi daha fazla ateşe atma tehlikesini giderek büyütüyor.
Görüldüğü üzere, bölge halklarının, ezilen ve savaşlara mahkum edilen işçi ve emekçilerin geleceği, ya da ateşkesler bu demagogların umurunda değildir. Aksine onlar, her türlü yalan ve demagojiyle halkları birbirine karşı kışkırtarak, savaşı tırmandırarak kendi geleceklerini kurtarmaya heves ediyorlar. Savaşlarına yeni bahaneler sağladıkları için keyiflenen AKP şeflerinin “şehit edebiyatı” işçi ve emekçilerin sorunlarına hiçbir çözüm sunmuyor. Bu söylemler, bölge halklarını, Türkiye işçi sınıfını ve emekçilerini, Suriye’de devam eden emperyalist yağma ve yıkım savaşına ortak etmeyi amaçlıyor.