Emperyalist-kapitalist barbarlığa karşı, devrim ve sosyalizm için 1 Mayıs’a!

1 Mayıs’ın çağrısına yanıt verelim, emperyalist-kapitalist barbarlığa karşı öfkemizi kuşanıp, devrim ve sosyalizm şiarlarımızla sokakları ve meydanları zapt edelim!

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 17 Nisan 2024
  • 08:00

İşçiler, emekçiler,

Kapitalizmin temel yasası, işçi ve emekçileri sömürerek aşırı kâr elde etmek ve sonsuz sermaye birikimidir. Dünyadaki servetin üçte ikisini, nüfusun en zengin %1'lik kesiminin elinde biriktiren bir yasadır bu. Bu akıl dışı işleyişin sonu her defasında yıkıcı ekonomik-sosyal bunalımlara, emperyalist rekabetin keskinleşmesine, hegemonya krizinin derinleşmesine ve emperyalist savaşlara çıkıyor.

Nitekim günümüz dünyasında militarizm giderek yaygınlaşıyor, her yerde savaş ekonomisinin kuralları hüküm sürüyor. Resmi olarak silahlanmaya yapılan harcamalar 2022’de 2,24 trilyon dolara ulaşmış bulunuyor. Bu arada doğal kaynaklar sınırsızca yağmalanmaya devam ediyor. Doğanın dengesi geri dönüşü olmayan bir şekilde bozuluyor. İklim ve çevre krizi gerçek bir ölüm kalım sorununa dönüşmüş bulunuyor. Fatura her zamanki gibi işçi sınıfına, emekçi kitlelere, yoksul ülke halklarına kesiliyor. Kapitalist zenginliğin kaleleri sayılan Avrupa ülkelerinde dahi işçi ve emekçilere uzun çalışma saatleri, enflasyon karşısında eriyen ücretler, esnek çalışma ve tareşonlaştırma, işsizlik ve yoksulluk, emeklilik yaşının yükseltilmesi (ömür boyu ücretli kölelik) gibi saldırılar dayatılıyor. Eğitim, sağlık, genel sosyal hizmetler giderek ulaşılmaz hale geliyor. Nüfusun ezici çoğunluğu yoğun bir gelecek güvensizliği yaşıyor.

Öte yandan direnişin ve mücadelenin önünü kesmek için pek çok Avrupa ülkesinde yıllardır demokratik hak ve özgürlüklerimiz gasp ediliyor. Emperyalist ve bölgesel savaşların yurtlarından kopardığı göçmenlere karşı düşmanlık ve ırkçılık kışkırtılıyor. Genel olarak faşist parti ve akımlar güç kazanıyor, birçok ülkede yönetime getiriliyor. Ahlaki, kültürel, moral çürüme giderek yaygınlaşıyor.

Tek başına silahlanmaya yaklaşık 900 milyar ayıran ABD ile onun NATO’daki ortakları bu gidişatın başlıca sorumlularıdır. ABD emperyalizmi son otuz beş yıldır emperyalist rakiplerin öne çıkmasını engellemek ve hegemonyasını korumak uğruna ülkeleri yakıp yıkmakta, bölgesel savaşları kışkırtmakta, dünyanın dört bir yanını savaş arenasına çevirmektedir. Irak, Somali, Ruanda, Yugoslavya, Afganistan, Libya, Suriye, Sudan, Mali, Yemen gibi pek çok ülke ABD ve Batılı ortaklarının çıkarları uğruna ölüm, yıkım ve kana bulandılar. Son aşamada Rusya’nın kendi emperyalist çıkarlarını korumak amaçlı saldırısıyla başlayan Ukrayna savaşı yine ABD-NATO blokunun doğrudan eseridir. ABD, Almanya, İngiltere, Fransa gibi emperyalistler aynı zamanda Siyonist İsrail’in Filistin’deki soykırım savaşının baş destekçileridir. Aynı şekilde Kürt halkına karşı kirli bir yok etme savaşı yürüten Türk sermaye devletini açık ya da dolaylı olarak desteklemeyi sürdürmektedirler.

Emperyalist dünya burjuvazisinin, insanlığı, uygarlığı ve doğayı nereye sürüklediği bellidir. İnsanlığın önündeki en yakın tehdit, çılgınca hazırlıkları yapılan yeni bir emperyalist paylaşım savaşıdır. Bu savaşın, canlı yaşamı yeryüzünden silecek, dünyayı yaşanmaz hale getirebilecek nükleer çatışma riski taşıması bile emperyalist burjuvaziyi durduramamaktadır.

İşçi ve emekçi kardeşler,

Emperyalist-kapitalist barbarlığı durdurmanın yegane yolu, işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilen kadınların ve gençlik kitlelerinin emperyalist saldırganlığa, militarizme ve faşizme karşı militan sınıf mücadelesini yükseltmelerinden geçmektedir. Emperyalist-kapitalizmi yeryüzünden tümüyle silmek içinse sömürenlerin egemenliğine son verecek, sosyalist işçi-emekçi iktidarlarını kuracak devrimler dışında bir yol, sosyalizm dışında bir seçenek yoktur. Bu, tüm emekçi ve ezilen katmanları bu hedef etrafında birleştirme kapasitesi taşıyan biricik sınıfın, işçi sınıfının tarihsel misyonu ve sorumluluğudur. Kapitalizmi tarihe gömme görevi ona aittir, en başta da onun bilinçli öncülerinin omuzlarındadır.

1 Mayıs geleneği ve mirası her şeyden önce işçi sınıfına bu gerçeği hatırlatmakta, onu ısrarla devrimci mücadele sahnesine çağırmaktadır. Ve 1 Mayıs, işçi sınıfının tüm dünyada çıkarları ve geleceği ortak bir sınıf olduğunu, çaresiz olmadığımızı, örgütlenerek birlik haline gelmemiz gerektiğini, mücadele ve dayanışmayla kazanabileceğimizi göstermeye devam etmektedir. 1 Mayıs’ın çağrısına yanıt verelim, emperyalist-kapitalist barbarlığa karşı öfkemizi kuşanıp, devrim ve sosyalizm şiarlarımızla sokakları ve meydanları zapt edelim!

Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın proletarya enternasyonalizmi!

Kahrolsun kapitalizm! Çözüm devrimde, kurtuluş sosyalizmde!

BİR-KAR

16 Mayıs 2024