BİR-KAR tarafından “Kapitalizmin sosyal olarak yalnızlaştırmasına, yabancılaştırmasına, apolitikleştirmesine karşı politik ve sosyal kimliğimizle, kültürel-sanatsal aktivitelerle bir araya geliyoruz” çağırısıyla Bonn’da bir piknik düzenlendi. Bonn’daki BİR-KAR’lıların organize ettiği pikniğe, Bonn ve çevresinden sosyal ya da siyasal bağların olduğu emekçilerden anlamlı bir katılım gerçekleşti.
Piknik alanında bir yandan kolektif hazırlıklar sürerken bir yandan da özellikle Türkiye’deki gelişmelerin ön planda olduğu grup sohbetleri yapıldı. Yemeğin ardından BİR-KAR adına dünyadaki son süreçleri ele alan bir konuşma yapıldı. Dünyaya egemen sömürü düzeninin insanlığın ve doğanın üzerine bir karabasan gibi çöktüğü, yarattığı yıkım ve tahribatın saymakla bitirilemeyeceği, tahribatın temel bir boyutunun da sosyal ve politik kimliğe, kültürel ve moral değerler alanına yönelik sürdüğü, dolayısıyla buna karşı bu tür etkinliklerde bir araya gelmenin bir ihtiyaç ve mücadele aracı olduğu belirtildi.
Kapitalizmin insanlığı kelimenin gerçek anlamıyla uçurumun eşiğine getirmiş olduğuna işaret edilen konuşmada, bunun güncel görünümleri sıralandı. Ekonomik-sosyal kriz, emperyalist hegemonya ilişkilerindeki değişim ve tırmanan savaşlar, iklim sorunu ve çevresel felaketler, siyasal baskılar ve faşist akımların güçlenmesi gibi başlıklar altında özetlenen tabloda, tüm bunların faturalarını döne döne ödeyen işçi ve emekçilerin sosyal-siyasal mücadelelerinin de süreklilik taşıdığı anlatıldı. Dünya genelinde son on beş yıl boyunca sınıf ve emekçi kitlelerin hep sahnede olduğu, hep bir birikim yarattıkları, fakat devrimci önderlik sorunu nedeniyle daha ilerisine geçilemediği, çözüm yolunun örgütlü devrimci mücadeleden geçtiği vurgulandı.
Konuşmanın son bölümünde Türkiye’deki son sürece de değinildi. Dünyadaki karanlık tablonun en ağır halini yaşayan bir ülkeden, dinci-faşist iktidarın hüküm sürdüğü Türkiye’den gelen insanlar olarak haliyle Türkiye’deki gelişmelere büyük bir duyarlılık taşıdığımız söylenerek, son seçim süreci üzerinde duruldu. Türkiye’de devrimci kimlik yitirildikçe, seçim süreçleri ve parlamenter olanaklar konusundaki devrimci çizginin de tümden unutulduğu, seçim süreçlerinin oy verme işlemi olarak ele alındığı, her defasında büyük hayaller kurulduğu ama her defasında da hayal kırıklıklarıyla çıkıldığı söylenerek, sınıf devrimcilerinin geçmişten bugüne seçim süreçlerini nasıl değerlendirdikleri anlatıldı. Dünyanın çeşitli ülkelerinden örneklere işaret edilerek, sosyal mücadeleler gelişmediği sürece emekçilerin sola yönelmediği, seçim döneminin sunduğu olanakların da aslen sosyal mücadeleyi büyütmek için kullanılması gerektiği söylendi. Zor gibi görünse de devrim seçeneğini büyütmekten başka bir çarenin olmadığı, insanlığın bugüne kadar devrimler sayesinde ilerleyebildiği, bundan sonra da başka bir yol olmadığı vurgulanarak, bu mücadeleye omuz verme çağırısı yapıldı.
Katılımcılara teşekkürle sona eren BİR-KAR konuşmasının ardından birkaç katılımcı söz alarak görüşlerini dile getirdiler. BİR-KAR’dan emekçi bir kadın dünyadaki kitle hareketlerinden, özellikle kadınların militan mücadelelerinden örnekler vererek, devrimci önderlik ihtiyacının önemine vurgu yaptı ve herkesi sınıf devrimcilerinin çabalarına destek olmaya çağırdı. Bir başka emekçi, bu tür etkinliklerin büyük bir ihtiyaç olduğunu, çeşitli vesilelerle düzenlemek gerektiğini belirtti. Son olarak pikniği organize edenlerden emektar BİR-KAR taraftarı, birlikte bu tür etkinlikleri daha kolektif ve organize gerçekleştirebileceklerini söyleyip, katılanlara teşekkür ederek bu bölümü noktaladı.
Piknik iki dostun müzik dinletisi ve halayla devam etti. Başarıyla geçen piknik, gruplar halindeki sohbetlerin ardından, yeni etkinliklerde buluşmak dileğiyle sona erdi. Piknik harcamaları için toplanan katkıların fazlası ise BİR-KAR’a destek olarak aktarıldı.
Kızıl Bayrak / Bonn