Dünyada krizler, bunalımlar, savaşlar ve devrimler dönemine girildiği komünistler tarafından yıllar önce yapılan değerlendirmelerde ifade edilmişti. Son süreçte bu yöndeki gelişmeler daha belirgin bir hal almaya başladı. Bundan hareketle “Krizler, savaşlar ve devrimler dönemi” başlıklı bir seminer İsviçre’nin Cenevre kentinde İşçilerin Birliği Hakların Kardeşliği Platformu (Bir-Kar) tarafından gerçekleştirildi. Seminer daha önce planlanmış, ancak Türkiye de yaşanan ve iktidarın ihmali sonucu büyük bir yıkım ve katliama dönüşen depremden kaynaklı ertelenmişti.
Bir-Kar temsilcisinin konuşmasında, ilkin servet-sefalet kutuplaşmasını ortaya koyan ve sınıflar arasındaki uçurumun derinliğinin daha iyi anlaşılmasını sağlayacak istatistikler aktarıldı; burjuva uzman, kurum ve kuruluşların da artık bunu kabul eden değerlendirmeleriyle bir tablo çizildi. Servet-sefalet kutuplaşmasının derinleşmesine karşı dünyanın birçok ülkesinde gelişen halk ayaklanmalarına, grevlere ve mücadelelere değinildi. Sonrasında uzmanların artık kabul ettiği ve Marksist-Leninist bilimsel yöntemle yapılan değerlendirmelerde işaret edildiği gibi, dünyanın gelecekte daha şiddetli ayaklanmalara ve devrimlere gebe olduğu ifade edildi.
Devamında emperyalist-kapitalist düzende Türkiye’nin jeostratejik, politik ve ekonomik önemine değinildi. Emperyalistler arası çekişmelerde, bugünkü Ukrayna savaşında ve birçok konuda Türkiye’nin oynadığı rol üzerinde duruldu. Bu süreçte Türkiye’de gericiliğin Kürtler başta olmak üzere toplumun ezilen/sömürülen kesimlerine karşı uyguladığı düşmanca politikalar aktarıldı ve bu sistemde emekçiler ve ezilenler için bir geleceğin olmayacağı ifade edildi.
Türkiye’de gelişen seçim sürecine değinilen konuşmada, 21 yıllık dinci-gerici iktidarın ekonomik, politik, sosyal ve kültürel olarak Türkiye’nin yapısında değişiklikler yarattığı belirtildi. Dinci faşist AKP-MHP rejimi değişse bile işçi ve emekçilerin temel sorunlarının çözülmeyeceğine dikkat çekildi. Dinci faşist AKP-MHP iktidarı hükümetten gitse bile onun işçi ve emekçilere dönük saldırgan politikalarının devam edeceği, bu yüzden sınıf devrimcileri olarak, düzen partilerine hiçbir şekilde oy verme çağrısında bulunulmayacağı beyan edildi ve çözümün devrimde olduğu vurgulandı.
Son bölümde açık kürsüde söz alan ve soru soranlar oldu. Özellikle bir dinleyicinin devrimler döneminden ve devrimlerden sürekli bahsedildiği, fakat bir türlü gelmek bilmeyen bu sürecin ne zaman geleceği konusundaki sorusu dikkat çekti. Soruyu cevaplayan Bir-Kar temsilcisi, burada devrimcilerin bir devrim temennisinden öte, dünyada artık birçok uzman ve araştırmacının da bunu kabul ettiği ve Avrupa başta olmak üzere dünyanın çalkalandığını, asıl olanın ise bu hareketleri sosyalist toplumsal devrimler çizgisine kazanmak olduğunu belirtti.
Seminer, izleyiciler tarafından ilgiyle dinlendikten sonra, 1 Mayıs’a katılım çağrısı yapılarak sonlandırıldı.
Bir-Kar / Cenevre