Tüm krizlerde olduğu gibi, pandemi sürecinde de yaşanan olumsuzluklardan en çok etkilenen kesimlerin başında çocuklar geldi. Bunun da etkisiyle, çocukların haklarının Anayasa’da yer bulması, Alman hükümeti tarafından tartışılıyor. Tartışma, çocukların haklarının sadece Anayasa’da yer almasını değil, bu haklardan ne ölçüde faydalanıp/faydalanamadıklarını da gündeme getirmesi bakımından önemlidir.
Tagesschau’da yer alan habere göre, hükümeti oluşturan Hristiyan Demokrat Birliği (CDU) partisi ile Almanya Sosyaldemokrat Partisi (SPD) çocuk haklarının Anayasa’ya alınması gerektiğini savunuyor. Bazı partiler ise Nazi dönemini hatırlatarak, hükümetin sunduğu önergeye şüpheyle yaklaşıyor.
2018’de yapılan koalisyon anlaşmasında yer alan önerge, bugüne değin çocuklarla ilgili verilen kararların, çocukların iradesinin dışında alınmasını önlemek iddiası taşıyor. Bu kararlar, bir oyun parkının çocukların fikri alınmadan kurulmasından velayet davalarında çocukların taleplerine kadar birçok alanı kapsıyor.
Aile ve devlet arasındaki ilişkiyi düzenleyen, Anayasa’nın 6. maddesine şöyle bir ekleme öngörülüyor: “Çocukların anayasal ve bağımsız gelişme hakları dikkate alınacak ve korunacak. Çocuğun faydaları uygun bir şekilde gözetilecek. Çocukların Anayasa karşısında söz hakları olmalı. Ebeveynlerin ilk sorumluluklarının dokunulmazlığı tartışılmazdır.”
Birleşmiş Milletler sözleşmesinde yer alan çocuk hakları, Alman yasalarında “gençlerin ve çocukların korunması” başlığı altında yer alıyor. Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne, ABD dışındaki tüm üye devletler imza atmış bulunuyor.
Koalisyon hükümetinin önergesini eleştiren muhalefet partisi Die Linke (Sol Parti) ise, çocuk haklarının “gözetilmesi” yerine “çocuk hakları önceliklidir” ifadesinin yer alması gerektiğini savunuyor. Ayrıca çocukların karar süreçlerine dahil olma haklarının eksik olduğuna dikkat çekiyor.
Sol Parti, bu ifade ayrımlarının çocuklarla ilgili verilecek kararlarda rol oynayacağını belirtiyor.
Yasanın kabul edilmesi, hükümetin üçte ikisi tarafından onaylanmasına bağlıdır. Eğitim, sağlık, barınma ve korunma hakları en çok göçmen, yoksul, işçi ve emekçi ailelerin çocukları için önem taşıyor.
Kapitalist sistemde çocuk işçilerin, çocuk yoksulluğunun, çocuklara tacizin giderek arttığı göz önüne alındığında, asıl tartışılması gereken, çocukların insanca yaşayabilecekleri bir dünyanın nasıl kurulacağı olmalıdır.