Çocuklara yardım örgütü “Save the Children” (Çocukları kurtarın) tarafından yayınlanan son rapor, silahlı çatışma ve savaş bölgelerinde yaşayan çocukların ödediği ağır bedeli somut verilerle gözler önüne serdi.
Raporda yer alan bilgilere göre, çatışma bölgelerinde yaşayan çocuk sayısı giderek artarken, onlara karşı işlenen suçların kapsamı da genişliyor.
Pandemi süreci ve yarattığı olumsuz etkiler daha çok ekonomik-politik sorunlar bağlamında değerlendiriliyor. Oysa bu süreçte çocukların maruz kaldığı baskı ve şiddetin arttığı gerçeği de göz ardı edilmemlidir. Öte yandan savaş ve çatışma bölgelerinde mağdur olan çocukların hem sayısı artıyor hem durumları daha da kötüleşiyor.
Emperyalist çıkarlar uğruna masum halkların topraklarını talan eden, insanlarını yerlerinden/yurtlarından söküp atan saldırganlık, halklar için ağır bedellere mal oluyor. Halkların yurtlarını başlarına yıkan emperyalist güçler, önce çocukların yaşam haklarını gözden çıkarıyorlar.
Çatışma ve savaşların yaygınlaştırılması doğal olarak yıkımları da arttırıyor. Birleşmiş Milletlerin 2010’da yayınlanan raporuna göre, o yıl 93.000 çocuk çatışma bölgelerinde öldürüldü. Bu her gün 25 çocuğun öldürülmesi anlamına geliyor. Aradan geçen on yıl içinde sorunlar çözülmediği gibi daha vahim bir hal almış.
Yine BM raporuna göre 2019 yılında çatışma bölgelerinde yaşayan çocukların sayısı 160 milyona ulaşıyor. Kolay yazılan ve telaffuz edilen sayılarına masum 160 milyon çocuk olması, emperyalist barbarlığın nasıl da tüyler ürpertici bir hal aldığını gösteriyor.
2019 yılından bugüne ise 426 milyon çocuk çatışma bölgelerinde yaşadı yüz milyonlarcası halen de yaşıyor . Dünya çapında bu rakam her beş çocuktan birine tekabül ediyor. Adı geçen ülkelerin başında Afganistan, Yemen ve Suriye geliyor.
Yetersiz beslenme, gıda yetersizliği, tıbbi bakım ve eğitim haklarından yoksunluk gibi vahim sorunlar pandemi süreciyle artış gösterirken, yine en çok çatışma bölgelerinde yaşayan çocukları etkiliyor. Açlık sorununun yaşandığı Nijerya, Yemen, Güney Sudan, Kongo Demokratik Cumhuriyeti gibi ülkelerde açlıkla boğuşanların sayısı 2020 yılının sonunda on milyonları buluyor.
Son yayınlanan 18 Şubat 2021 tarihli “save the children” raporunda ise dünyada silahlı çatışma bölgelerinde yaşayan her 6 çocuktan birinin silahlı askerler veya çeteler tarafından cinsel şiddete maruz kaldığını da gösterdi. Bu suçlar da, en çok çatışma ve savaş bölgelerinde yaygınlaşıyor.
Cinsel şiddete maruz kalan çocuk sayısı son 30 yılda yaklaşık 10 kat arttı. “Silahlı çatışmada çocuklara karşı cinsel şiddet” başlığını taşıyan rapor, şu anda 426 milyon çocuğun cinsel şiddete maruz kalma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor. Rapor, yaşanan cinsel şiddet kavramını şöyle açıklıyor: “Cinsel kölelik, seks işçiliğine zorlama, cebren hamile bırakma, zorunlu kısırlaştırma ya da cinsel organın yaralanması eylemleri.”
Emperyalist-kapitalist düzenin çıkarları uğruna çocukların maruz bırakıldığı bu ruhsal ve fiziksel tahribatları meşru gören barbar ve insanlık dışı zihniyet, kapitalizmin doğasında var. Kapitalizmi yıkmak, çocukların her türlü yaşam hakkını koruyan, onların fiziksel ve ruhsal dokunulmazlığını sağlayan bir dünya inşa etmek ancak sosyalizmde mümkün olacaktır.