20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler’in kabul ettiği Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni toplamda 197 ülke imzaladı. Türkiye, bu sözleşmeyi 1990 yılında imzaladı, 1994’te onayladı ve 1995 yılında Resmî Gazete’de yayımladı. Ancak dünya geneline ve özelde Türkiye’ye baktığımızda, bu sözleşmeyi imzalayan ülkelerde çocuk haklarının sistemli bir şekilde gasp edildiğini görürüz.
Çocuk hakları, bütün çocukların doğuştan sahip olduğu eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel bir kavramdır. Ancak bugün dünyanın dört bir yanında çocuklar istismara uğruyor, genç yaşta evlendiriliyor, çalışmak zorunda kalıyor ya da göç yollarında yaşamını yitiriyor.
Çocuk işçilik, çocuk yaşta evlendirme, eğitim ve sağlık hakkının gaspı, emperyalistlerin yağma ve talan uğruna başlattıkları savaşlardan kaçarak, başka ülkelerde yaşamak zorunda olmaları gerçekliği… Pandemi ile birlikte çocukların eğitim ve sağlık hakları daha çok gasp edilirken, gelinen yerde yaşam haklarının dahi kalmadığını söyleyebiliriz. Açıklanan birçok veri, bu gerçekliği gözler önüne sermeye yeterlidir:
-Birleşmiş Milletler verilerine göre, dünya çapında her yıl tahmini 12 milyon kız çocuğu daha 18 yaşına gelmeden evlendiriliyor.
- Türkiye’deki geçici koruma altındaki kayıtlı Suriyeli mülteci sayısı 21 Ekim 2020 tarihi itibarıyla bir önceki aya göre 2 bin 549 kişi artarak toplam 3 milyon 624 bin 517 kişi olurken, mültecilerin 1 milyon 694 bin 242’sini (%46,7) 0-18 yaş arası çocuklar oluşturuyor.
- Dünya Çalışma Örgütü’nün (ILO) hazırladığı çocuk işçilik raporuna göre, dünyada 246 milyon çocuk işçi bulunurken, her altı çocuktan biri çalışıyor.
- BM Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) raporuna göre, dünya genelinde 258 milyon çocuk okula gidemiyor.
- UNICEF’in "Temiz su ve hijyen her çocuğun hakkı" başlığıyla yayınladığı rapora göre her gün yaklaşık bin çocuk, su, yetersiz sağlık hizmeti veya hijyen kaynaklı önlenebilir hastalıklar yüzünden ölüyor. Beş yaş altı 361 bin çocuk ise her yıl ishalden ölüyor. Ayrıca yeterli sağlık hizmeti alamayan çocuklar ve kirli sular çocuklarda kolera, dizanteri, hepatit A ve tifo gibi hastalıklara yol açıyor.
- Türkiye Psikiyatri Derneği’nin yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de istismara uğramış çocuk oranı yüzde 33. Bu rakam, her 3 çocuktan 1'i demektir. Dünyada ise son 10 yılda cinsel istismara uğrayan çocuk sayısı 250 binden fazladır.
Kapitalist sistem yıkılmadıkça, çocuklar evlendirilmeye, cinsel istismara maruz kalmaya, yaşamını yitirmeye devam edecektir. Çocukların öldürülmediği, şeker de yiyebildiği bir dünya ancak sosyalizmle mümkündür. Ancak o zaman Nazım Hikmet’in çocuklara dediği gibi “Güzel günler göreceğiz çocuklar, güneşli günler… Motorları maviliklere süreceğiz.”
P. Sevra