“Büyük güçler arası rekabet”, “Yeni Soğuk Savaş” derken silahlanma yarışı hızlandı. Bu bize silah sanayisinin iyi iş yaptığını söylüyor. Ancak silah sanayisinin iyi iş yapmaya devam etmesi için talebin canlı kalması, üretilen silahların bir yerlerde, örneğin en son Ukrayna’da olduğu gibi, tüketiliyor olması gerekiyor.
Silah harcamalarının yakın tarihi
Doğu Bloku çöktükten sonra, Batı Bloku’nun “Doğu”ya karşı kurmuş olduğu askeri ittifak aygıtı NATO’ya gerek kalmıyordu, artık dağılması gerekiyordu. Ancak NATO bir askeri ittifak olarak, ABD hegemonyasının, Avrupa’yı ABD’ye bağlama platformuydu. ABD silah sanayisi için de çok önemli bir müşteri. O nedenle bir “yeni misyon” (düşman bulma) tartışması başladı.
Dünyanın toplam askeri harcamalarını izleyen grafiğe bakınca (SIPRI verileri), eğrinin 1990’ların başından Birinci Körfez Savaşı’na kadar “güneye” gittiğini görüyoruz. Grafik 1990’ların son yıllarında yukarı dönmeye başlıyor, artış eğilimi 2000’lerin başında ivme kazanıyor. Dahası askeri harcamalardaki bu artış eğilimi ne 2000’lerin başındaki resesyondan ne de 2007/8 finansal krizinden, “büyük durgunluktan” olumsuz yönde etkileniyor. Örneğin 2008’de 1.5 trilyon dolar olan askeri harcamalar 2010’da 1.7 triyon dolara çıkıyor. Artış eğilimi 2011-2013 arasında yavaşlıyor, sonra yeniden bu kez hızlanarak artmaya başlıyor, 2022 yılına gelindiğinde ilk hesaplamalara göre, bu yıl 2 trilyon doları aşması bekleniyor.
Silah harcamaları grafiğinin dönüm noktalarına baktığımızda, Kosova savaşını, 11 Eylül saldırısını izleyen Afganistan ve Irak savaşlarını, 2013-14 Ukrayna krizinin başlangıcını, büyük güçler arası rekabetin kızıştığı dönemi, NATO’nun dağılmak bir yana genişlediğini görüyoruz. Bu süreçler boyunca silah sanayisi ilk sarsıntıyı atlattı, hisse fiyatları yeniden yükselmeye başladı. Bir örnek vermek gerekirse, son günlerde adı sık sık geçen Lockheed Martin’in hisselerinin fiyatı 1980’ler boyunca 8 dolar düzeyinde seyrediyordu, 1998’de Kosova savaşı başlarken 30 dolara yükseldi. Savaşın ardından hızla 10-11 dolara geriledi. Bush seçimleri kazanırken L&M hisseleri yükselmeye başladı, 2002’de 40 doları 2008’de 73 doları geçti sonra 2013’te ivme kazandı, bugünlerde 460 dolar dolayında.
Bu savaşlar harika
Kısacası, savaşlar, büyük güçler arası rekabet ortamı, silah sanayisi açısından harika. Ancak burada iki yönlü bir ilişki olduğuna, aslında silah sanayisinin ürettiği malların tüketimini güvenceye almak için, savaşları, büyük güçler arası rekabeti kışkırttığına inanan kimi şüpheci tipler de var. Hatta bir keresinde ABD’nin eski başkanlarından Eisenhower bile “askeri sınai kompleks” kavramıyla bunlara katılmıştı. Neyse, gelin biz verilere bakmaya devam edelim.
Silah sanayisinin en büyük müşterisi NATO. ABD ve yedi büyük NATO üyesi ülke dünyanın toplam silah harcamalarının yarısından fazlasını gerçekleştiriyorlar. Bu listeyi Rusya, Hindistan ve Çin gibi büyüklerle biraz genişletirsek toplam silah harcamalarının yüzde 81’inin yalnızca 15 ülke tarafından yapıldığını görüyoruz. Bu müşterilerin küresel silah piyasası içindeki paylarına bakarsak ABD’nin, yüzde 39’la (754 milyar dolar) birinci sırada geldiğini görüyoruz. Bunu yüzde 11’le (207 milyar dolar) Çin, yüzde 4’le (72 milyar dolar) İngiltere, yüzde 3’le (66 milyar dolar) Hindistan ve yüzde 3’le (62 milyar dolar) Rusya izliyor. Dünyanın geri kalanının toplam payı yalnızca yüzde 19 (361) milyar dolar.
Son Ukrayna krizi de silah sanayisi için büyük bir fırsat yarattı. Daha geçen hafta medyada ABD’nin Ukrayna için 2.6 milyar dolarlık bir silah yardımını yasalaştırdığını, bu yardımın, ilk anda devreye giren 800 milyon dolarlık diliminin içeriğinin listesini okuduk: 155 mm’lik howitzer’ler, radar sistemleri, İHA ve SİHA’lar, füzeler, zırhlı araçlar, helikopterler, sahil koruma botları ve daha neler neler... Ancak, deyim yerindeyse, Ukrayna “fındık fıstık”. Silah sanayisinin gündeminde zengin müşteriler var. Örneğin Almanya 56 milyar dolarlık savunma bütçesine yüz milyar dolar ekleyecek; askerliği mecburi hizmete dönüştürmeyi tartışıyor. Belçika, İşveç, Hollanda, Finlandiya, Romanya, Letonya savunma bütçelerini artırıyorlar.
Emperyalist sistem içinde, büyük güçler rekabetinin kızışmasına paralel yeni bir silahlanma yarışının hızlanması çok tehlikeli olasılıklara işaret ediyor.
Cumhuriyet / 18.04.22