Ege’de silahlanma ve şovenizm tırmandırılıyor

Ege’nin iki yakasında işçi ve emekçilerin emperyalist savaşa ve saldırganlığa karşı faturayı ödememek için işçilerin birliği ve halkların kardeşliğini yükseltmeleri gerekmektedir. Emekçi halkların sırtına yıkılan silahlanma/militarizme faturasına karşı iki ülkenin emekçilerinin enternasyonal mücadelesi emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin tüm kirli hesaplarını boşa düşürecek tek yoldur.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 12 Temmuz 2022
  • 19:00

Ukrayna’daki savaşın ardından emperyalist silahlanma ve militarizm yarışı tüm dünyada tırmandı. ABD ve NATO, Yunanistan’da Miçotakis hükümetiyle anlaşarak silah yığınağı yapmaya devam ediyor. ABD’nin Çin’i ve Rusya’yı çevreleme politikasının bir ürünü olarak Ege ve Karadeniz’i “NATO Gölü”ne çevirme hamleleri bölgeyi silah yığınağı haline getiriyor.

AKP-MHP rejiminin Yunanistan’ı tehdit eden ve kimi zaman kışkırtan saldırgan politikalarının yarattığı basıncın da etkisiyle Ege’nin iki yakası arasındaki gerilim arttı. Bu durumu fırsata çeviren Yunanistan’daki işbirlikçi hükümet, daha önce görülmemiş ölçüde silahlanmaya başladı.

Yunanistan basını, Türkiye’nin kullandığı Bayraktar SİHA-İHA’larına karşı Yunanistan hükümetinin İsrail’den satın aldığı anti-drone sistemleri Ege'deki adalara ve kritik diğer noktalara yerleştirdiğini yazdı. Yunanistan hükümeti İsrail’den insansız hava aracı da kiraladı. Yunanistan hükümeti, 20 adet F35 savaş uçağı satın almak için de ABD’ye başvurdu. Bunun yanı sıra ABD’de Yunanistan’da yeni askeri üsler kurdu. Yunanistan silahlanırken, saray rejimi de ABD’den F16 savaş uçakları almak için yoğun bir çaba harcıyor.

ABD merkezli, Global Firepower'ın 2020 raporuna göre, askeri güç sıralaması endeksinde TSK 13. sırada yer alırken listenin başında ABD, ikinci sırada Rusya, Çin üçüncü, Hindistan dördüncü ve Japonya beşinci sırada bulunuyor. Yunanistan’ın 35. sırada yer aldığı endekste 12. sırada Almanya yer alıyor. Tüm bu silahlanma hengamesi içinde toplamda Almanya Yunanistan’a 2 milyar 475 milyon avroluk silah satmış durumda. Bir yıl içinde ABD’nin “hibe” ettiği silahlar ise işin bir başka boyutuna işaret etmektedir.

Topraklarını ABD-NATO üslerine açan iki işbirlikçi gerici iktidar, Ege’de gerilimi tırmandırarak şovenizmi körüklüyor. Bir yandan da emperyalist hegemonya mücadelesinde bir pay kapmaya çalışıyor. ABD, NATO’nun üyesi iki ülke arasında gerilimi arttıran politikaları ile kendi ipini sağlama almaya çalışıyor. Körüklenen silahlanma ve militarizm yarışı ile şoven-gerici politikalar, savaş ve saldırganlıktan beslenen ABD emperyalizminin hegemonyasını güçlendiriyor.

Yunanistan ve Türkiye’nin işbirlikçisi iktidarları bu gerilimden hem iç hem de dış politika alanında faydalanmaya çalışıyor.

Miçotakis hükümetinin Yunanistan’daki tüm düzen siyasetini NATO ekseninde birleştirmesi, SYRIZA hükümeti döneminde imzalanan anlaşmalar sayesinde olanaklı oldu. Bu anlaşmaların bir yönü de tırpanlanan hak ve özgürlüklerle faturanın işçi ve emekçilere ödetilmesidir. Son bir yıl içerisinde Yunanistan’da işçi ve emekçiler her alanda mevcut haklarının gasp edilmesine karşı grev, boykot ve gösteriler gerçekleştirdiler.

Miçotakis’i “tanımadığını” ilan eden Erdoğan son olarak, “Bizim Yunanistan ile savaşmak gibi bir derdimiz yok. Yunanistan verdiği sözlerde durmuyor. Çok kısa bir süre içerisinde 147 kere hava ihlali yaptılar” dedi. Emperyalizme göbekten bağlı işbirlikçi saray rejiminin şefi NATO dönüşünde bilindik U dönüşlerinden birini daha yaptı. İç politika malzemesi olarak işine geldiğinde kardeş, işine geldiğinde ise düşman söylemler kullanan Erdoğan, kısa vadede ABD’den alacağı F-16’ların hesabını yapmaktadır.

Ege’nin iki yakasında işçi ve emekçilerin emperyalist savaşa ve saldırganlığa karşı faturayı ödememek için işçilerin birliği ve halkların kardeşliğini yükseltmeleri gerekmektedir. Emekçi halkların sırtına yıkılan silahlanma/militarizmin faturasına karşı iki ülkenin emekçilerinin enternasyonal mücadelesi emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin tüm kirli hesaplarını boşa düşürecek tek yoldur.