Hegemon bir emperyalist güç olarak zayıflama sürecinde bulunan ABD, halen dünyanın en yıkıcı savaş aygıtına sahip. İhtiyaç duyduğunda ise emperyalist savaş aygıtı olan NATO’yu da kullanmaktadır. Nitekim birçok ülkenin işgal edilmesi suçuna NATO da ortak olmuştur. Hegemon gücündeki düşüşü durdurmak için savaş aygıtını kullanan ABD, Ukrayna örneğinde olduğu gibi savaş kışkırtarak ya da Tayvan örneğinde olduğu gibi provokasyonlar yaratarak emperyalist küstahlığını sergilemek için özel bir çaba harcıyor.
Bölgesel savaşları kışkırtmak, provokasyonlar yapmak ABD hegemonyasının zayıflama sürecini durdurmaya yetmiyor. Körfez şeyhlerini bile Rusya’ya karşı cepheden tutum aldırtamaması, Amerika’nın hegemon gücünün nasıl da aşındığını göstermiştir. ABD’deki iktidar kliklerinden bazıları bu aşınmaya tahammül edemediği için giderek saldırganlaşıyorlar. Ukrayna savaşına iki de bir benzin dökmek, Çin’in Tayvan üzerinden peş peşe provoke edilmesi gibi icraatlar bunun yansımalarıdır.
ABD’de daha saldırgan bir dış politika izlenmesini savunan kliklerin iktidar üzerindeki etkisini arttırdığına işaret eden başka gelişmeler de var. Bir silah tersanesi olan Amerika’nın dünyanın dört bir yanına dağılan 800 askeri üssü var. Bu üslerde halen 320 bin Amerikan asker olduğu belirtiliyor. Birçok çatışma bölgesinde ise, “özel güvenlik şirketi” adı altında paralı askerler de kullanıyor. 2020 yılı verilerine göre ABD'nin 6 bin 450 nükleer silahı bulunuyor. Bu ülkede halen başkanın Kongre'ye danışmadan nükleer füze fırlatma yetkisi bulunuyor.
Var olan silahların bir kısmının kullanılmasıyla insanlar başta olmak üzere dünya üzerindeki canlıları ortadan kaldırmak mümkün. Buna rağmen ABD, savaş makinesi için yeni silahlar üretiyor, denemeler yaparak rakiplerine gözdağı veriyor. ABD Hava Kuvvetleri Küresel Saldırı Komutanlığı (AFGSC) tarafından yapılan yazılı açıklamada, Minuteman III kıtalararası balistik füze denemesi gerçekleştirildiği belirtildi.
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“Bu test, ABD’nin nükleer caydırıcılığının güvenli, emniyetli, güvenilir, 21’inci yüzyılın tehditlerini caydırmak ve müttefiklerimize güven vermek için etkili olduğunu göstermeyi amaçlayan rutin ve periyodik faaliyetlerin bir parçasıdır. Bu tür testler daha önce 300'den fazla kez yapıldı ve bu test mevcut küresel gelişmelerin sonucu değildir.”
Kaliforniya eyaletinde yer alan Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü'nden fırlatılan balistik füze, 6 bin 760 kilometre uzaklıkta bulunan Marshall Adaları'ndaki bir hedefi vurdu. Test edilen füzenin 9 bin 660 kilometreden fazla menzile sahip olduğu, saatte yaklaşık 24 bin kilometre hızla ilerlediği bildirildi.
Güya kıtalar arası füze “21’inci yüzyılın tehditlerini caydırmak ve müttefiklere güven vermek için” geliştirilmiş! Oysa dünya halkları için en büyük tehdit halen ABD ve suç ortaklarından kaynaklanıyor. Nitekim öncesi bir yana, son 30 yıldaki bütün savaşlardan bu gangsterler çetesi sorumludur. ABD’nin silahlanma yarışını kışkırtan bu adımı muhtemeldir ki, Rusya ve Çin’in de benzer silahlar geliştirmesine vesile olacaktır. Bu da emperyalist güçler arası hegemonya çatışmasının fiili savaşa dönüşme riskini daha da arttıracaktır.
Emperyalist-kapitalizm savaş, küresel ısınma, iklim krizi, açlık ve silahlanma yarışı ile insan soyunun geleceğini tehdit ediyor. Yerkürede yaşamı güvence altına almanın tek yolu kaldı, o da kapitalist barbarlık sisteminden kurtulmaktır.