Avrasya bu ay yoğun zirvelere ev sahipliği yapıyor. Geçtiğimiz hafta Rusya’nın Davos’u olarak bilinen St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’na bölgeden ve dünyadan pek çok şirket ve ülke katıldı.
Mart ayında istifa eden Nursultan Nazarbayev’in yerine gelecek ismi belirlemek için Kazakistan halkı sandık başına gitti. Seçimin galibi, Nazarbayev’in yerine vekaleten başkanlık koltuğunda oturan Kasım Cömert Tokayev oldu. Ancak seçim sırasında olduğu gibi seçim sonrasında da ülkede protestolar var. Kazakistan ve bölgesel müttefikleri için yeni bir süreç başlıyor.
Öte yandan Kırgızistan’ın başkenti Bişkek, 13-14 Haziran’da yapılacak 19’uncu Şanghay İşbirliği Zirvesi için son hazırlıklarını yapıyor. Örgüt üyesi sekiz ülkenin lideri ve heyetleri Bişkek’e doğru yola koyulmaya başladı.
Bu yazımızda St. Petersburg’dan Bişkek’e Avrasya’da son bir haftada yaşanan gelişmelere ışık tutacağız.
Kazakistan yeni başkanını seçti
Kazakistan 9 Haziran’da devlet başkanlığı için sandık başına gitti. Katılımın yüzde 77’de kaldığı ülkede yedi aday başkanlık için yarıştı. Seçimin galibi beklendiği gibi, mart ayında istifa eden Nursultan Nazarbayev’in yerine vekaleten başkanlığı yürüten Kasım Cömert Tokayev oldu. Tokayev seçimlerde yüzde 71’e yakın oy alırken en yakın rakibinin oy oranı yüzde 16’yla sınırlı kaldı.
Tokayev seçime önceki başkan Nazarbayev’in desteğiyle girdi. Beklendiği gibi de seçimi kazandı. Ancak çiçeği burnunda başkanın seçilmesi herkeste sevinç yaratmadı. Seçim günü ve sonrasında ülkenin iki önemli şehri Nur-Sultan (Astana) ve Almatı’da ülkedeki en büyük protestolardan biri düzenlendi. Ülkede yeni bir yönetim ve dönem isteyen göstericiler, Tokayev’in aday olmasını eleştiriyor ve Nazarbayev’in perde arkasından ülkeyi yönetmeye devam edeceğini, yalnızca vitrinin değiştiğini düşünüyor.
Nazarbayev 30 yıla yakın süre iktidarda kaldı. Kazakistan’ın bağımsızlığını kazandığı günden bu yana sistemin şekillenmesinde asli rol oynadı. Nazarbayev devlet başkanı olarak yalnızca ülkenin siyasal sisteminin değil, izlediği dış politikasının da asli öznesiydi. Rusya, Belarus ve Kazakistan arasında kurulan Avrasya Ekonomi Birliği’nde de Nazarbayev itici güç oldu. Geleneksel müttefikinin yanında Çin ile de yakın ilişkiler kurdu. Çin petrol piyasasından Kazakistan’ın pay alması da bu politikaların sonucu.
Tokayev’in başkanlığı konusunda büyük öngörülerde bulunmak için henüz erken, ancak Nazarbayev’in hâlâ Milli Güvenlik Konseyi Başkanı olması Kazakistan’da iktidarı elinde tutan Nur Otan’ın başkanlığını sürdürmesi radikal bir değişiklik beklenmemesi gerektiğini gösteriyor. Nitekim seçim sonuçlarının ardından Rusya’nın seçimde Tokayev’e yakın durması da dikkate alındığında, Kazakistan’ın Avrasya’da Rusya eksenli bir mercekle hareket edeceğini söylemek mümkün.
Çin ile Hindistan neye hazırlanıyor?
Şanghay İşbirliği Örgütü, 13-14 Haziran’da Kırgızistan’ı başkenti Bişkek’te toplanıyor. Toplantı kapsamında Rusya, Çin, Hindistan, Pakistan, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Özbekistan liderleri bir araya gelecek. Üyelerin yanında ŞİÖ’nün 19’uncu Zirvesi’ne dört gözlemci üyesi (Afganistan, Belarus, İran ve Moğolistan) ve altı diyalog ortağı (Azerbaycan, Ermenistan, Kamboçya, Nepal, Sri Lanka ve Türkiye) da katılacak.
Hindistan’daki seçimin ardından ilk defa bir zirveye katılacak Narendra Mudi’nin Çin Devlet Başkanı Xi ile görüşmesi bekleniyor. Her iki ülke kaynakları da bu bilgiyi doğruladı.
Hindistan ile Çin jeopolitik olarak sorunlar yaşayan iki ülke. Bununla beraber her iki aktörün de şu aralar ABD ile ilişkileri yolunda gitmiyor. Hindistan ile ABD arasında 2018-2019’a yayılan ticari müzakereler başarısızlıkla sonuçlanmış bunun üzerine ABD, Hindistan’ı Genelleştirilmiş Tercihler Sistemi’nden çıkarmıştı.
Xi liderliğindeki Çin’in de ABD ile ilişkilerinde tansiyon yüksek. İki ülke arasında ticaret savaşlarına neden olan politikalar Ocak-Mayıs 2019 arasında ikili müzakerelere konu oldu, ancak müzakerelerden olumlu sonuç çıkmadı. Bunun üzerine ABD yeni bir paketle Çin’den ithal edilen ürünlerin bir kısmının gümrük vergisini yüzde 10’dan yüzde 25’e çıkardı. İşte bu koşullarda Xi-Mudi görüşmesinde ABD’ye dönük izlenecek yol ve işbirliği fırsatlarının masaya yatırılması bekleniyor. İki ülke arasında ayrı bir görüşme ihtimali bile 28-29 Haziran’daki G20’ye hazırlık yapıldığını gösteriyor. ABD Başkanı Donald Trump, Xi ile G 20’de görüşeceğini ifade etmişti.
Hindistan ile Çin görüşmesinin yanında ŞİÖ’de Afganistan’daki süreçle ilgili bir taslak plan oluşturulmaya çalışılacak. ABD Pakistan üzerinden bir çözüm sunuyor, ancak Pakistan’ın da üyesi olduğu ŞİÖ kendi fikrinin dikkate alınmasından ve çözümün ortak bir platformda sağlanmasından yana.
Rusya Çin’e çok mu güveniyor: Huawei’ye destek
Rusya, 6-8 Haziran arasında 23’üncü St. Petersburg Uluslararası Ekonomi Forumu’na ev sahipliği yaptı. 18 bine yakın katılımcının yanı sıra Çin, Fransa, Bulgaristan cumhurbaşkanları, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ve Ermenistan ile Slovakya’nın başbakanları onur konuğu olarak zirveye katılım gösterdi. Forum kapsamında yaklaşık 47.5 milyar dolarlık anlaşmaya imza atıldı. Ancak Forum’a damgasını vuran gelişmelerden biri, ABD ile Çin arasındaki ticari gerilimin sembollerinden olan Huawei konusunda Rusya’nın attığı adımdı.
ABD ve bazı Avrupa ülkeleri, Çin’deki paylaşım yasası uyarınca, devletin kişisel ve ticari bilgilere erişimi yasası, Huawei’nin elindeki bilgileri devlete sunmasını risk olarak görüyor. Dahası, ABD’li şirketlerin ticari sırlarının dahi bu yolla alınabileceğini ifade ediyor. Uzun süren görüşmeler sonrasında mayıs ayında ABD’de satışını yasakladı. Yasak konusunda Yeni Zelanda ve Avustralya’da ABD’yi takip etti. İki ülke, 5G teknolojisi kapsamasında Huawei ürünlerinin kullanımını güvenlik gerekçesiyle yasakladı.
Huawei krizi bazı ülkelerde bakanlık koltuğunun kaybına da neden oldu. İngiltere Savunma Bakanı Gavin Williamson, Ulusal Güvenlik Konseyi’nde Huawei şirketi ile ilgili yapılan gizli görüşmeleri sızdırmak suçlaması ile 2 Mayıs’ta görevinden alındı.
Öte yandan Çin, ABD’nin başlattığı bu hamlenin ticari rekabetle ilişkili olduğunu, hukuki olarak haklarını arayacaklarını ifade ediyor. Pekin, Washington’ın Huawei konusunda attığı adımın öncü olduğu ve başka şirketlere de yaptırım gelebileceği uyarısında bulunuyor. Çin ülkesinde üretim yapan Dell, Microsoft ve Samsung gibi firmalarla yaptığı toplantıda yasakların genişletilmesi durumunda meydana gelebilecek sorunları ve bu tür adımların küresel tedarik zincirinde tıkanmaya neden olacağını aktardı. Bir nevi Çin, ABD’yi şirketler üzerinden de masaya çekmeye çalışıyor.
Huawei’ye ne olacak sorusuna yanıtsa St. Petersburg Ekonomi Forumu’nda verildi. Huawei, Rusya telekomünikasyon şirketi MTS ile 5G teknolojisi için anlaşma imzaladı. İki şirket arasındaki anlaşma yeni nesil 5G ile uyumlu teknolojik üretimin 2019-2020’de Rusya’da üretilmesini kapsıyor. Yani bir nevi yola devam denildi.
Rusya’nın Huawei konusunda attığı bu adım bir yanıyla tutarlı bir yanıyla yeni. Tutarlı yanından bakarsak, Huawei, ABD ile Çin arasında başlayan ticari savaşın en önemli kalelerinden biri. Trump döneminde ABD’de başlayan korumacı modelin sonuçlarından. Rusya başından bu yana kendi ulusal çıkarları uyarınca ABD’nin yaptırım ve korumacı önlemlerine karşı çıkıyor ve serbest ticaret vurgusu yapıyor. Dolayısıyla Huawei konusunda attığı adım bugüne dek sürdürdüğü politikanın pratiğe dökülmüş hali. Ancak anlaşma açısından ilginç olan Rusya’nın bilgi aktarımı ve güvenlik konusunda diğer ülkelerin duyduğu endişeyi duymuyor olması. Putin yönetimi son olarak Tinder uygulamasından bile kişisel bilgileri paylaşmasını talep etti. Bu durum dikkate alındığında, acaba Rusya ile Huawei zaten anlaşmayı bilgilerin paylaşımı üzerine mi kurdu diye sormak gerekiyor. Dahası bu bilgilerin Çin’e aktarılmasının Rusya’da endişe yaratmadığı, Rusya’nın “Çin’den zarar gelmez” diye mi düşündüğü ve buna dönük bir garantisi mi olduğu sorusu akla geliyor.
Gazete Duvar / 12.06.19