ABD Başkanı Donald Trump, 21 Mart’ta “Golan Tepeleri’nin İsrail’e ait olduğunu artık tanıma vakti geldi” dedi. Trump’ın Twitter hesabından yaptığı bu paylaşımının ardından küresel gündemde üst sıraya yükselen Golan Tepeleri konusunda Rusya, Birleşmiş Milletler(BM), Türkiye gibi aktörler sert açıklamalarda bulundu. Golan Tepeleri’nin statüsü 1967’den beri “işgal altında topraklar” olarak geçiyor.
Altı Gün Savaşı’dan bugüne Golan Tepeleri
Golan Tepeleri, Suriye’nin güneybatısı ve İsrail’in kuzeydoğusunda yer alıyor. Bu bölge 1967’ye kadar Suriye’ye aitken, Arap-İsrail Savaşı’yla bu tepeler İsrail tarafından işgal edildi. İsrail bu savaşta işgal ettiği bölgelerden çekilse de buradan çekilmedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), 242 No’lu kararında Golan Tepeleri’ni “işgal edilmiş topraklar” olarak tanımladı.
Golan Tepeleri’ne dönük kritik bir adım 1981’de atıldı: İsrail, Golan Tepeleri’nin kendi egemenliği altına olduğuna dönük bir yasa çıkardı. İsrail’in bu adımına karşı BMGK 1981’deki 487 nolu kararda İsrail’in adımı hükümsüzdür dedi. BM ve uluslararası toplum Golan Tepeleri’nin İsrail işgali altında olduğunu ifade ediyor.
İsrail’in 1981’de çıkardığı yasa sonrasında ilk olarak Yahudi yerleşimciler bölgeye yerleştirildi. Ardında bölgede bulunan Durzi Araplar’a İsrail vatandaşlığına başvurma hakkı ve oturma izni hakkı tanındı. Vatandaşlık alanların dışında kalanlar geçici oturma izni almak zorunda kaldı.
Nehanyahu Hükümeti, 2016’da bakanlar kurulu toplantısını Golan’da yaptı. Toplantının sembolik öneminin yanında, uluslararası toplumdan Golan Tepeleri’nin İsrail’e ait olduğuna ilişkin kararı tanımaları istendi, ancak bu tutum karşılık görmedi.
Golan Tepelerinin önemi: Su, güvenlik ve petrol
İsrail ve Suriye arasında 52 yıldır çözüm bulunamayan Golan Tepeleri, her iki ülke açısından da çok önemli. İlk olarak Golan Tepeleri bölgedeki bitki örtüsünün aksine zengin bir bitki örtüsüne sahip. Zengin bitki örtüsünün nedeniyse buradaki su kaynakları.
Golan bölgesini önemli kılan bir diğer unsur, konumu. Golan Tepeler’i, düzlük olan bölgenin rahatça kontrol edilmesini sağlıyor. Yani, Golan Tepeleri hem Suriye hem de İsrail açısından sahip olana önemli güvenlik avantajı sağlıyor.
Bölgeyi önemli kılan bir diğer unsur ise Yahudi kaynaklarında Golan Tepeleri’ne dönük vurgu ve atıfların bulunması. Bu dini gerekçe, milliyetçi muhafazakâr iktidarların seçim dönemlerinde İsrail halkından oy almak için Golan’ı ve statüsünü kullanmalarına da kapı açıyor.
Bunlar en çok bahsedilen faktörler; ancak atlanan bir başka husus var: petrol! İsrail, 2013’e kadar bölgede petrol ve doğal gaz araması yapıyordu. Ancak 2013’te Golan için önemli bir aktör ABD’den yola koyuldu: Genie Energy şirketi…
ABD’li şirket, Golan’da 2015’te, bir milyar varil petrol bulmuştu
Dünya üzerinde bazı ülkeler enerji zengini bazıları ise enerji kaynaklarından yoksun, bazıları da potansiyel üreticiler olarak görülüyor. Enerji kaynaklarının bulunma ihtimali olan ülkeler, imkânları varsa onunla, onlar yoksa çok uluslu şirketlerden enerji kaynağının keşfi, araştırması, çıkarılması ve işlenmesi konusunda yardım alıyor. Buraya kadar durum anlaşılır. Peki bir devlet bir bölgeyi hangi hakla bir enerji şirketine “ al, ara tara, altını üstüne getir, kaynak bul” diyebiliyor? Egemenlik hakkıyla… Yani bir devletin belirli bir toprak parçası üzerindeki egemenliği ve ulusal sınırları içinde kalan bölgeler, denizde buna karasuları ile münhasır ekonomik bölge de dahil oluyor.
İsrail de işte bunu yaptı ve ABD’li Genie Energy’ye lisans verdi. Genie Energy, 2013’ten bu yana Golan bölgesinde petrol araması lisansına sahip. Genie Energy bu lisansla bölgede petrol aradı ve 2015’te bir milyar varil petrol bulduğunu ifade etti.
Beyaz Saray 2013’te ve sonrasında, stratejik danışma kurulunda Dick Cheney, Rupert Murdach gibi isimlerin bulunduğu bu şirkete “işgal altında olan bir yerde işgalci devletten izin alarak petrol arayamazsınız” demedi. Dahası Ocak 2019’da petrol şirketleriyle görüşen Trump, küresel olarak şirketlere hem ABD ulusal sınırlarında hem de uluslararası alanda destek olacağı sözünü verdi. Yani Genie Energy’ye kızmak bir yana Trump, eğer ABD kazanacaksa Golan Tepeleri de İsrail’in olsun anlamına gelecek bir tutum sergilemişti zaten.
İsrail yönetimi 2013’te bu petrol lisansını verdiğinde ne BM ne Türkiye ne de Rusya ses çıkardı. Bugün Trump’ın yaptığı bir nevi seçim öncesi, dostu Netanyahu’nun elini içeride güçlendirmek ve ABD açısından ekonomik olarak alınmış bir kararı siyasi alana çekmek.
Suriye’deki savaşın rüzgârını arkasına alan Netanyahu Hükümeti, GolanTepeleri’ne büyük kapasiteye sahip askeri birlikleri çoktan yerleştirdi. Elbette Netanyahu, ‘bakın ABD de kabul etti, Golan İsrail’in’ dediğinde diğer ülkelerin “peki madem” demeyeceğini biliyor. Ancak 1981 yasası, buradaki yerleşimcilere verilen oturma izinleri ve vatandaşlık ile bölgeye yığılan askerler ve 2013’te verilen lisans, sorunu hem uluslararasılaştırılıyor hem de müzakere masasında İsrail’in elini güçlendiriyor. ABD de bölgedeki şirketi aracılığıyla meselenin doğrudan muhataplarından biri haline geldiğini uluslararası kamuoyuna ilan etti.
Gazete Duvar / 23.03.19