Ortadoğu'nun 'normalleşme' tablosu - 1- Mehmet Ali Güller

İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve ailesine geçen hafta iki kez ölüm tehditleri ve kurşun içeren mektup gönderildi! AKP hükümetinin dış finans bulmaya ayarlı "normalleşme" hamlelerini de daha sonraki yazımızda inceleyeceğiz.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 02 Mayıs 2022
  • 11:15

Ortadoğu’da çerçevesi geniş bir “normalleşme süreci” yaşanıyor. Bu “normalleşmeler”, ABD’nin girişimiyle başlayan “İsrail-Arap” normalleşmesinin devamı mı, yoksa her ülkenin kendi çıkarı gereği başlattığı bir çalışma mı, veya artan Çin ve Rusya etkisi nedeniyle bölge ülkelerinin harekât alanının açılması ve bunun sonucu olarak “çok taraflılık” izlenebilmesi mi?

Bu soruya şu aşamada “hepsi birden” yanıtını vermek daha doğru gibi görünüyor. İnceleyelim:

Suudi Arabistan

Ortadoğu’daki normalleşmeler açısından, sonuçları bölgeye en çok etki yapacak olanı kuşkusuz Suudi Arabistan ile İran normalleşmesidir. İki ülke bir süredir Irak ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) aracılığıyla ve Irak’ta görüşmeler yapıyordu. Nisan 2021’de başlayan ilk görüşmenin ardından, taraflar bir yıl sonra 23 Nisan 2022’de önemli bir aşamaya geldiler. Irak Başbakanı Mustafa el Kazımi’nin de hazır bulunduğu görüşmede, iki ülkenin dışişleri bakanları çeşitli konuları ele aldı. İran’ın Bağdat Büyükelçisi İrec Mescidi’nin İRNA’ya 29 Nisan’da yaptığı açıklamaya göre, iki ülke bir yol haritası üzerinde anlaştı.

Bu arada Suudi Arabistan’ın son dönemde izlediği bazı politikaların Washington’da rahatsızlık doğurduğunu belirtelim: Örneğin Wall Street Journal’ın 9 Mart tarihli haberine göre, ABD Başkanı Biden, Ukrayna’ya destek ve enerji piyasalarının kontrolü için birlikte hareket etmek amacıyla Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman ve BAE Veliaht Prensi Bin Zayid ile üçlü görüşme yapmak istedi, ancak iki taraftan da reddedildi. Yine Wall Street Journal’ın 15 Mart tarihli haberine göre Suudi Arabistan, petrolü dolar yerine yuan üzerinden satmak üzere Çin yönetimiyle görüşüyordu.

Bu arada Suudi Veliaht Prensi Bin Selman, 16 Nisan 2022’de Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüştü ve iki ülke, petrol piyasalarının kontrolü konusunda yakın hareket etmeyi sürdürme kararı aldı.

Birleşik Arap Emirlikleri

BAE, Körfez’deki Arap-İran gerginliğine rağmen her halükârda İran’la ilişkisini iyi tutmaya özen gösteren bir devlettir. Nitekim, yukarıda da belirttiğimiz gibi İran’ın Suudi Arabistan’la normalleşmesinde etkili bir faktördür. Diğer yandan BAE, Körfez ortaklarından farklı olarak Suriye ile normalleşmeye ilk başlayan ülke oldu. Yine BAE, Türkiye’yle de normalleşme başlattı. Elbette tüm bunlardan önce ve bu sürece ters gibi değerlendirilebilecek, elbette bir de BAE-İsrail normalleşmesi var.

İsrail

İsrail’in Ukrayna krizi sürecinde izlediği politikalar da Washington’da rahatsızlık yaratı. İsrail önce Ukrayna’nın “demir kubbe” satın alma talebini reddetti, ardından Rusya’ya karşı ABD yaptırımlarına katılmadı.

İsrail’in Çin’le ilişkileri ve Çin’in Kuşak ve Yol İnisiyatifi projesi kapsamında İsrail’in Hayfa Limanı’nın işletmesini alması, ABD’yi zaten çok rahatsız eden bir durumdu. Şimdi buna bir ikincisi eklendi: İsrail Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Andrew Abir, bugüne kadar sadece dolar ve Avro bulunan Merkez Bankası döviz rezervlerine Çin’in para birimi yuan’ı da eklediklerini duyurdu.

Bu arada, Asya’nın Davos’u olarak bilinen ve 20-22 Nisan 2022’de yapılan BOAO Forumu’na İsrail Cumhurbaşkanı Herzog da katıldı. Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, forumda ülkesinin “küresel güvenlik inisiyatifini” açıklamıştı.

Ve anımsatalım: İsrail Başbakanı Naftali Bennett ve ailesine geçen hafta iki kez ölüm tehditleri ve kurşun içeren mektup gönderildi!

AKP hükümetinin dış finans bulmaya ayarlı “normalleşme” hamlelerini de daha sonraki yazımızda inceleyeceğiz.

Cumhuriyet / 02.05.22