Çin Devlet Başkanı, korona pandemisinden sonraki ilk seyahatlerinden biri için Körfez’deki petrol zengini ülke olan Suudi Arabistan’ı seçti. Xi Jinping’in 7-9 Aralık tarihleri arasında sürecek üç günlük ziyaretini, Çin Dışişleri Bakanlığı “Çin-Arap ilişkilerinin gelişme tarihinde çığır açan bir kilometre taşı” olarak nitelendirdi. Çin Devlet Başkanı’nın Riyad Havaalanı’nda görkemli bir şekilde karşılaması da buna uygundu. Xi, Riyad’a indiğinde kırmızı halı ile karşılandı, Suudi Kraliyet Hava Kuvvetleri’nden 7 jet gökyüzünü Çin ulusal bayrağının renklerine boyadı. Gözlemciler, “ABD Başkanı Joe Biden’ın temmuz ayında aldığı ölçülü karşılama” ile taban tabana zıt olan görüntüler sunulduğu iddiasında.
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Suudi Arabistan'a yaptığı ziyaretin ikinci gününde veliaht prens ve fiili hükümdar Muhammed bin Selman ile bir araya geldi. Suudi Devlet Haber Ajansı’na (SPA) göre, her iki lider de Riyad’daki Kraliyet Sarayı’nda hidrojenle ilgili bir enerji anlaşmasının imzalanmasına katıldı. Görüşmede Suudi Arabistan’ın iddialı‚ “Vizyon 2030” ekonomik reform gündemini Çin’in multi-trilyon dolarlık Yeni İpek Yolu altyapı girişimiyle “uyumlu hale getirme” planı da kabul edildi. Suudi Arabistan ve Çinli şirketler 7 Aralık günü itibariyle yeşil hidrojen, bilgi teknolojisi, ulaşım, inşaat ve lojistik alanlarında 34 yatırım anlaşması imzaladı.
Pekin, Riyad’la ham petrol ticaretini genişletmek istiyor
Çin, Suudi Arabistan’ın en büyük ham petrol alıcısı ve ülkenin petrol ihracatının yaklaşık dörtte birini satın alıyor. Dünyadaki en büyük enerji tüketicisi ve gelecekteki enerji tedarikini Körfez bölgesinden sağlamak isteyen Çin, korona salgını nedeniyle zayıflayan ekonomisini de canlandırmaya çalışıyor. Suudi Arabistan ise diğer ülkelerle ekonomik ve siyasi bağlarını derinleştirme çabasında. Son zamanlarda Riyad ile Washington arasında enerji politikası ve “insan hakları” konularında artan gerilimler yaşanıyordu. Çin’in devlet yayın kuruluşu CCTV’ye göre Xi, Çin’in Suudi Arabistan’ı “çok kutuplu bir dünyada büyük bir güç olarak gördüğünü ve kapsamlı bir stratejik ortaklık geliştirmeye büyük önem verdiğini” söyledi. Pekin, Riyad ile ham petrol ticaretini genişletmeye büyük önem veriyor. Zira Körfez bölgesi, Çin’in enerji güvenliği için çok önemli. Seyahatin en büyük önceliği de petrol. Çünkü Çin Halk Cumhuriyeti dünyanın en büyük enerji tüketicisi ve Riyad için önemli bir ticaret ortağı. Suudi Arabistan geçen yıl Çin’e yaklaşık 50 milyar dolar değerinde petrol ihraç etti.
Gözlemciler, görüşmenin tek başına ekonomik çıkarlar, petrol ve enerji anlaşmasıyla sınırlı olmadığı fikrindeler. Dünyaya, ama özellikle de ABD’ye “yeni jeopolitik ortakların harekete geçtiğine” dair bir mesaj vermenin de görüşmenin nedeni olarak görülüyor. Çin’in, ABD ile Suudi Arabistan arasındaki “gerilimli” ilişkiden yararlanmak istediği de yapılan yorumlar arasında. Bu arada Suudi medyası da Çin’in ABD’den daha uygun bir ortak olduğunu, Pekin’nin ortaklarına talepler veya siyasi beklentiler yüklemediğini ve onların içişlerine karışmadığını propaganda etmesi de dikkat çekiyor.
İran ve Rusya ile ilişkiler
Gözlemciler, Çin Halk Cumhuriyeti ile ilişkilerde Suudiler için tek olumsuz noktanın, Çin’nin Suudi baş düşmanı İran’la da yakın bir ittifak sürdürüyor ve Tahran’ın da enerjiye çok ihtiyacı olan Çin Halk Cumhuriyeti’ne petrol sağlıyor olması konusunda ortaklaşıyor. Çin’in Rusya ile yakın ilişkileri ise Çin-Suudi dostluğuna engel değil. ABD ile ortaklıklarına rağmen, Suudiler Moskova ile yakın ekonomik bağları sürdürüyor ve yaz aylarında kendi petrollerini dünya pazarında kârlı bir şekilde satmak için Rusya’dan büyük miktarlarda ucuz petrol satın alıyor.
Muhammed bin Selman, bu hafta sadece Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’i ağırlamakla kalmayacak, 9 Aralık’ta Riyad’da en az 14 devlet başkanının katılması beklenen bir Çin-Arap zirvesine ev sahipliği yapacak. Çin-Arap zirvesi, Çin’in on yıllardır ABD’nin münhasır hegemonik bölgesi olarak kabul edilen bir bölgede etkisini genişletme çabasının da bir sonucu olarak görülmelidir.