Ukrayna savaşı, eski küresel güvenlik düzeninin yerini yeni küresel güvenlik düzeninin de almaya başlamasının miladıdır.
Avrupa güvenlik mimarisini Rusya’nın güvenliğini tehdit ederek inşa eden ABD, Yugoslavya’yı sekize parçalayarak başlatmış, Baltık-Doğu Avrupa-Karadeniz hattında derinleştirmişti. İşte Rusya, ABD’nin bu güvenlik inşa çabasına Ukrayna’da müdahale ederek yeni bir süreç başlatmış oldu.
Avrupa’da ABD ile Almanya-Fransa karşı karşıya
Avrupa’nın güvenliği konusunda iki temel yaklaşım var.
İlki, bir süredir Almanya ile Fransa’nın liderliğini yaptığı ve ABD’den “stratejik özerklik” kazanmayı hedefleyen yaklaşımdır. Bu çizgi, Rusya’yla ve Çin’le ABD’den bağımsız ve ayrı ilişki kurmayı hedefliyor. Bu durum haliyle, Avrupa’nın güvenliğini sağlamada Rusya’ya da rol veriyor. Krizin şu aşamasında bile Paris’in, “Rusyasız Avrupa barışı mümkün değil” mesajı vermesi önemli...
Avrupa güvenliği konusundaki ikinci yaklaşım ise ABD’nin Avrupa hegemonyasını sürdürebilmeyi hedefleyen yaklaşımıdır. Bu yaklaşım birincisi Almanya ve Fransa ile Rusya’nın işbirliğini kesmeyi, ikincisi de Avrupa içinde Batı Avrupa’ya karşı dengeleyici ve Batı Avrupa’yı ABD hegemonyasını kabule zorlayıcı bir merkez inşa etmeyi hedefliyor.
Bunun pratikteki uygulaması şöyle: 24 Şubat’tan önce inşa edilen ve adına “Küçük Avrupa İttifakı” denilen İngiltere-Polonya-Ukrayna ittifakını, Baltık (hatta mümkünse İskandinav), Doğu Avrupa ve Karadeniz ülkeleriyle genişletmek. ABD bu stratejide, askeri gücü nedeniyle Türkiye’ye de önem veriyor. Hatta İngiltere-Türkiye ikilisini, bu ittifakın ana dinamosu yapmak istiyor.
Şi Cinping’in beş önerisi
Çin, yeni dünya düzeni inşasının başladığı bu süreçte, önceki gün, dünyanın önüne bir barış projesi koydu. Asya’nın Davos’u diye bilinen Boao Asya Yıllık Konferansı’nda konuşan Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Başkanı Şi Cinping, ülkesinin “küresel güvenlik inisiyatifi”ni ilan etti.
Maddeler halinde özetleyecek olursak, Çin’in “küresel güvenlik inisiyatifi” önerisi şöyle:
1. Güvenlik, işbirliği içinde ortak savunulmalı.
2. Egemenliğe ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmeli: İçişlerine müdahaleler son bulmalı ve ülkelerin toplumsal sistem tercihine saygı gösterilmeli.
3. Güvenliğin bölünmezliği prensibi esas alınmalı: Kendi güvenliğini başkalarının güvensizliği üzerine inşa etmeme yaklaşımı temel prensip olmalı.
4. Krizlere barışçıl çözüm aranmalı ve tek taraflı yaptırımlar kaldırılmalı.
5. Terör ve iklim gibi küresel sorunlar, birlikte göğüslenmeli.
ABD’yi savaşsız çözüme zorlamak
Çin, önerdiği bu “küresel güvenlik inisiyatifi” ile pratikte üç amacı hedefliyor görünüyor:
1. Ukrayna’da Rusya’nın güvenliğini esas alan bir barış sağlanması.
2. NATO’nun sadece Avrupa’da değil, AUKUS gibi alt modellerle Asya-Pasifik’te de genişlemesinin önlenmesi.
3. Rusya ve Çin başta pek çok ülkeye uygulanan ABD yaptırımlarının kaldırılması.
Sonuç olarak, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesiyle son verilen 1945 düzeninin yerini artık yeni bir düzen almaya başlıyor. Bu düzenin siyasi, ekonomik, güvenlik, hukuki boyutları 21. yüzyılın ikinci çeyreği boyunca adım adım inşa edilecek.
Böylece ABD, Çin, AB, Rusya ve Hindistan’ın güç mücadelesi yürüttüğü beş merkezli dünya şekillenecek. Çin bu süreçte, Rusya’yla işbirliği yaparak ve Hindistan ile AB’yi de “Büyük Avrasya Ortaklığı”na dahil ederek emperyalist ABD’yi “savaşsız” çözümü kabule zorlayan bir strateji izliyor.
Cumhuriyet / 23.04.22