Küresel enerji-politik mücadele gittikçe sertleşiyor. ABD doğrudan Rusya’yı, dolaylı Almanya’yı hedef alan enerji politikasını sürdürürken Körfez’den ağır bir darbe yedi.
OPEC+ grubu, ABD’nin üretimi artırma talebine olumlu yanıt vermediği gibi, tersine üretimi kısma kararı aldı. Petrol üreten ülkeler, kasımdan itibaren üretimi 2 milyon varil azaltma kararı aldı. Öte yandan Suudi Arabistan petrol şirketi Aramco, ABD’ye sattığı ham petrolde kasım ayı vadeli satışlar için 20 sent fiyat artışına gitti.
ABD’den uzaklaşıyor, Çin-Rusya’ya yaklaşıyor
Washington karara büyük tepki gösterdi. Beyaz Saray, “Başkan Biden, Putin’in Ukrayna işgalinin olumsuz etkileriyle mücadele ederken OPEC+ grubunun üretimi azaltmaya yönelik basiretsiz kararından dolayı hayal kırıklığına uğramıştır” şeklinde bir açıklama yayımlarken ABD Kongresi’nin pek çok üyesi ise Suudi Arabistan’ın başını çektiği ülkelerin aldığı bu kararı, Putin’e destek olarak yorumladı.
Körfez’in ABD’ye bu resti karşısında ABD Kongresi’nin üç Demokrat üyesi, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) ABD askerlerinin ve bölgedeki hava savunma sistemlerinin geri çekilmesi için bir tasarı sundu. Tasarı sahibi Kongre üyelerinin görüşü özetle şöyle: “Suudi Arabistan ve BAE, Putin’e yardım etmek istiyorsa, savunma konusunda da kendi başlarının çaresine bakmalıdır.”
New York Times gazetesinde, 6 Ekim’de yayımlanan analizdeki şu iki görüş, tabloyu ABD açısından özetliyor:
1) “Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Washington’dan uzaklaşıyor, Rusya ve Çin’e yakınlaşıyor.”
2) “ABD başkanlarının Suudi Arabistanlı müttefiklerinden iyilik talebinde bulunacağı günler geride kaldı.”
Riyad’ın ŞİÖ ve BRICS atağı
Washington ile Riyad arasındaki sorunlar, Trump döneminde başlamıştı. Trump yönetimi, defalarca OPEC+ grubunun aldığı kararlara tepki göstermişti. Ancak durum Biden döneminde daha da ağırlaştı. Bu köşede birçok kez dikkat çekmiştik:
- 9 Mart 2022 tarihli Wall Street Journal’a göre, Biden, Ukrayna’ya destek ve enerji piyasalarının kontrolü için harekete geçmelerini istemek üzere Suudi Arabistan ve BAE prensleriyle görüşmek istemiş ancak reddedilmişti.
- Tersine, Suudi Prens Muhammed bin Selman 16 Nisan 2022’de Putin’le görüştü ve iki ülke, petrol piyasalarının kontrolü konusunda yakın hareket etmeyi sürdürme kararı aldı.
- 15 Mart 2022 tarihli Wall Street Journal’ın haberine göre Suudi Arabistan, petrolü dolar yerine yuan ile satmak için Çin yönetimiyle görüşüyordu.
- Suudi Arabistan, Mayıs 2022’de Çin ve Rusya’nın liderlik ettiği “BRICS+ Diyalog Grubu” toplantısına katıldı.
- Suudi Arabistan, geçen yıl da Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) “diyalog ortağı” statüsünü almıştı.
Rusya, İran, Venezüella’ya yaradı
Kuşkusuz Suudi Arabistan’ın bu kararının asıl motivasyonu kendi çıkarıdır. İkinci büyük petrol üreticisi ama birinci büyük petrol ihracatçısı olan Suudi Arabistan, bu kararıyla, ABD’nin önümüzdeki süreçte petrol piyasasını tek başına belirleyebilme yolunu tıkamış oldu. Şöyle ki...
ABD, G7’ye “Rus petrolü için tavan fiyatı belirleme” kararı aldırmıştı. Bunun hayata geçmesi, ABD’nin sonrasında benzer kararı diğer petrol üreticilerine karşı da alabilmesi demek. İşte Suudi Arabistan üretimi azaltma kararıyla ABD’nin bu hedefini önleyici bir hamle yapmış oldu.
Öte yandan Suudi Arabistan’ın bu hamlesi, Rusya’ya doğrudan ama İran ve Venezüella’ya da dolaylı olumlu sonuçlar doğurdu. ABD, zorla ambargoya dahil ettiği Avrupalı müttefiklerinin ihtiyacını karşılayabilmek için İran ve Venezüella’ya yaptırımları gevşetmek zorunda kalabilir.
Bitirirken belirtelim: Suudi Arabistan bu hamlelerini Aramco’daki ABD etkisini kırmaya kadar götürürse enerji piyasasında OPEC ile başlayan hareket daha ileri bir aşamaya taşınmış olur.
Cumhuriyet / 10.10.22