ABD’nin enerji politikasının kısa vadeli iki temel hedefi var: Rusya-Almanya (Avrupa) enerji işbirliğini kesmek ve ABD-Körfez işbirliğiyle enerji piyasalarını kontrol etmek.
ABD’nin bu iki temel hedefinin dışında, orta ve uzun vadeli hedefleri de şunlar: Doğu Akdeniz gazını Avrupa’ya ulaştırmak, Arktik Okyanusu gaz rezervleri üzerinde nüfuz sahibi olabilmek.
İki temel hedef bakımından tablo ne peki? İnceleyelim:
Rus ekonomisi çökmedi
ABD, Ukrayna krizi üzerinden AB’yi Rusya’ya yaptırım uygulamaya zorladı, daha da zorluyor. Avrupa, gaz ihtiyacının yüzde 40’ından fazlasını Rusya’dan sağlarken bu oran ABD’nin zoruyla yüzde 10’lara düşmüş durumda.
ABD bu oranı daha da düşürerek Rus ekonomisini çökertmek istiyor. Kuzey Akım 1-2’ye yapılan sabotaj da Türk Akım’a düzenlenen sabotaj girişimi de bu hedefle ilgili...
Moskova’nın Washington’ın izlediği saldırgan enerji-politiğe iki temel yanıtı oldu: Uygun fiyatlarla Asya pazarına gaz satışını artırdı. Batı’ya gaz satışını rubleye bağladı.
Putin’in Türkiye’de ortak gaz merkezi önerisi de hayata geçtiği anda önemli bir başka yanıt olacak: Rusya yerine Türkiye üzerinden gaz alışverişi ABD baskısı altındaki Avrupa ülkelerinin elini rahatlatacak.
Özetlersek, ABD, Rusya-Avrupa enerji işbirliğini kesme hedefini önemli oranda gerçekleştirmiş durumda. Ancak esas amaç olan Rusya ekonomisini çökertmeye yaklaşamadı çünkü Rusya gazını hâlâ önemli oranda başka pazarlara satabiliyor.
Almanya ABD’nin tavan fiyat baskısına karşı
Diğer yandan Rusya ekonomisi değil ama Avrupa ekonomileri zorda. ABD’nin Avrupa’ya dayattığı “gazda tavan fiyat” uygulaması, Almanya’yı ABD politikalarına uyum konusunda bir kırılmaya doğru itiyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz, “gaz fiyatlarına AB genelinde bir üst sınır getirilmesinin geri tepebileceği uyarısında bulunarak” şunları söyledi: “Siyasi olarak belirlenmiş bir fiyat sınırı her zaman üreticilerin gazlarını başka bir yere satma riskini barındırır ve bu durumda biz Avrupalılar daha fazla değil daha az gaz alırız.” (bloomberght.com, 20.10.2022)
Sadece Almanya değil, Macaristan başta bazı Avrupa ülkeleri de ABD’nin tavan fiyat baskısına karşı. Macaristan Başbakanı Orban’ın şu sözleri pek çok ülkenin gerçeği: “Ortak tavan fiyat uygulanması menfaatimize değil çünkü bu durum Macaristan ve Rusya arasındaki gaz tedarikine ilişkin sözleşmeleri geçersiz kılar ve Macaristan’a enerji tedariki durur.” Ekonomiyi yönetebilmek için Rusya’dan gaz almaya mecbur olduğunu belirten Orban, “ortak gaz tedariki planı nedeniyle yaklaşan Avrupa Konseyi Zirvesi’nde büyük tartışma beklediğini” belirtti.
Çavuşoğlu’ndan ABD’ye yaptırım tepkisi
ABD’nin Körfez’le işbirliği üzerinden enerji piyasalarını kontrol etme hedefi ise OPEC+ grubunun üretimi kısma talebiyle çuvallamış oldu. Üretimin artırılarak fiyatların düşürülmesini isteyen ABD, bu yolla Rusya’nın gelirlerine darbe vurmayı bekliyordu. Ancak Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ABD’nin baskısına boyun eğmedi ve değil üretimi artırmak, tersine düşürme kararı aldı. ABD’nin Körfez’den asker çekme tehdidi başta pek çok girişimi sonuçsuz kalmış görünüyor.
Türkiye’nin bu konuda aldığı tutum da kolektif Batı içindeki enerji çatlağına eklendi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, “Bir ülkenin kalkıp da Suudi Arabistan’ı tehdit ettiğini görüyoruz. Bu kabadayılık doğru değil” diyerek ABD’ye tepki gösterdi. Petrol fiyatları ve İran’a uygulanan yaptırımlara değinen Çavuşoğlu, “Kaldırın bu yaptırımları kardeşim fiyatların düşmesini istiyorsanız. Sadece bir ülkeyi (Suudi Arabistan’ı) tehdit ederek sorunu çözemezsiniz” dedi. (Habertürk, 21.10.2022)
Bakalım gölge dışişleri bakanı Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Çavuşoğlu’nun bu tepkisini de yumuşatacak bir açıklama yapacak mı?
Cumhuriyet / 22.10.22