Alman Federal Meclisi, Holodomor’u “soykırım” olarak tanıdı. Holodomor Ukrayna dilinde, “insanların kasıtlı aç bırakılarak ölüme mahkûm edilmesi” anlamına geliyor. Batı ve Ukraynalı milliyetçiler, SSCB döneminde Stalin’in Ukrayna topraklarında yaklaşık 4.5 milyon insanı aç bırakarak öldürdüğünü, bunun da “Holodomor trajedisi” olduğunu savunuyor yıllardır.
Şimdi Alman parlamentosu, bunu “soykırım” olarak tanıyarak bir taşla birkaç kuş vurmaya çalışıyor. Berlin’in hedeflerini inceleyeceğiz ama Holodomor sahtekârlığına mercek tutalım öncelikle.
Kıtlığın nedeni Ukraynalı toprak ağaları
Stalin’in tarımı kolektifleştirme politikasına, Ukraynalı toprak zenginleri karşı çıktı ve tepki olarak tarımsal üretimi durdurdular. Bu da Ukrayna topraklarında 1932-1933’te kıtlığa ve kıtlığın tetiklediği salgına neden oldu.
Diğer yandan o tarihlerde, öncesinde ve sonrasında, hem o bölgede hem de Volga’dan Kafkaslar’a kadar çeşitli bölgelerde zaten aralıklarla kıtlıklar yaşanıyordu. Toprak ağalarının üretimi durdurması, mevcut kıtlığı büyütmüş oldu. (1932-33’de üçte biri Ukrayna’da olmak üzere SSCB’de kıtlık ve salgından üç milyon insan öldü.)
Yani kıtlığın asıl nedeni Stalin değil, Ukraynalı toprak ağalarıydı! Peki bu nasıl oldu da tarih içinde Stalin’in suçuna dönüştürüldü? İşte asıl mesele de bu.
Nazilerin planı
Önce şunu belirtelim: 1917 Devrimi’nden sonra ABD ve İngiltere’nin başını çektiği 14 ülke, SSCB’ye askeri saldırıda bulundu ve devamında iç savaş yaşandı. Bu toplamda 7 yıl sürdü. Yani Batı başından beri SSCB’nin yaşamaması için var gücüyle uğraşıyordu. Almanya’da Naziler iktidara gelince Ukrayna topraklarını da Polonya gibi “yaşam alanı” ilan etti. (Nitekim 1941’de de Ukrayna’yı işgal etti.)
Holodomor konusu ilk kez 1935’te ABD’li Hearst yayın grubunda işlendi. Thomas Walker isimli bir gazetecinin yazdıklarına göre Stalin 1932-1933’te milyonlarca Ukraynalıyı kasten açlığa mahkûm etmişti. ABD’li Hearst grubu, iddiaları güçlendiren fotoğraflar da yayımlıyordu.
Ancak Thomas Walker diye biri hiç Ukrayna’ya gitmemişti, zaten öyle biri de yoktu, yayımlanan fotoğraflar da 1921-1922 yıllarında Rusya-Volga’da meydana gelen kıtlığın kurbanlarıydı. Kanadalı Douglas Tottle 1987’de kaleme aldığı, “Sahtekârlık, Kıtlık ve Faşizm: Hitler’den Harvard’a Ukrayna Soykırımı Yalanı” adlı kitabında tüm bu sahtekârlıkları belgeledi. (Sol Haber, 22.10.2015)
Olan şuydu: Holodomor sahtekârlığının asıl sahibi Alman Nazi propagandacısı Joseph Goebbels’ti. Çünkü Nazilerin hedefinde Ukrayna’yı ele geçirmek vardı. Naziler, ABD’li aşırı sağcılar ve Ukraynalı toprak zenginleri fiili müttefikti.
İşte ABD’li aşırı sağcı William Randolph Hearst bu amaçla 1934’te Almanya’yı ziyaret etti, Hitler başta Nazi yetkilileriyle görüştü. Holodomor yayınları da bu ziyaretin ardından başladı.
Berlin’in üç hedefi
Batı, Soğuk Savaş boyunca Holodomor sahtekârlığını kullandı; şimdi Goebbels’in karanlık mirasını hortlatan Alman parlamentosu Ukrayna krizi üzerinden Holodomor’u “soykırım” olarak tanıyarak şu üç hedefe yöneldi:
1. Kendi yaşam alanı gördüğü Ukrayna’yı 1941’de işgal eden Almanya, tarihsel suçunu temizlemeye çalışıyor.
2. Yahudi soykırımı suçunu hafifletmek üzere tarihten yeni soykırımlar icat ediyor, tek soykırımcı olma durumunu değiştirmeye çalışıyor.
3. Ukrayna krizini bahane ederek Almanya’dan savaş tazminatı isteyen Polonya’ya karşı uluslararası bir hamle yapmış oluyor.
Alman Parlamentosu, soykırımın uluslararası hukuka girmesinden önceki bir olayı soykırım olarak tanıyarak bir “soykırım pazarı” oluşturmuş oldu. Parlamentoların alamayacağı kararı alarak başka ülkelere de kendi politik ihtiyaçları için tarihten soykırım suçu çıkarıp ilan etme fırsatı sağlamış oldu. Bunun nasıl bir tehlike olduğu ortada.
Not: Bugün saat 15.30’dan itibaren İstanbul Tüyap Kitap Fuarı’nda, Kırmızı Kedi Yayınevi standında kitaplarımı imzalıyor olacağım. Beklerim...
Cumhuriyet / 03.12.22