Kapitalist demokrasinin düzen partileri, “Yeni Faşist” akımların ve partilerin son yıllarda hızlanan yükselişini durdurmaya çalışıyorlar. Son günlerde Almanya, İtalya ve İngiltere’de bu çabalarda bir yoğunlaşma var. Ancak, kısa dönemde sonuç alır gibi görünen bu çabaların, orta dönemde “Yeni Faşist” partilerin, hareketlerin yükselişini hızlandırma olasılığı yüksek.
‘Yeni Faşizm’ tırmanıyor
Almanya’da “Yeni Faşist” AfD güçleniyor; geçen hafta Saksonya ve Brandenburg seçimlerinde ikinci parti düzeyine yükseldi. Buna karşılık düzen partileri oy kaybetmeye devam etti.
İtalya’da Avrupa Parlamentosu seçimlerinde birinci parti konumuna yükselen “Yeni Faşist” Lega, tek başına iktidara gelme planıyla, 5. Yıldız hareketi ile kurduğu koalisyonu bozdu.
İngiltere’de, Muhafazakâr Parti’nin liderliğine ve Başbakanlığa Boris Johnson’ın gelmesiyle birlikte, aşırı sağcı hatta “Yeni Faşist” tanımına uyan bir ekip, hükümetin yönetimini eline geçirdi. Bu “Yeni Faşizm”, Avrupa Birliği’nden bir anlaşma yapmadan çıkmak, İngiltere’yi işçi haklarından, çevre koruma yasalarından arındırılmış, refah devletinin son kalıntılarını temizlenmiş, Singapur tarzı bir yapıya kavuşturmak istiyor. Daha başlarken olağanüstü bir adım atarak, AB’den çıkma tarihinden parlamentoyu beş haftalığına askıya almaktan, karşı çıkanları ihanetle suçlamaktan çekinmiyorlar.
Direniş çabaları
Almanya ve İtalya’da düzen partileri kendi aralarında koalisyonlar kurarak AfD ve Lega’yı hükümet dışında tutmaya, devlet içinde etkisini artırmasını önlemeye çalışıyorlar.
Salı akşamı, İngiltere’de İşçi Partisi, Liberal Parti, İskoçya Ulusal Partisi, Yeşiller, yanlarına Muhafazakâr Parti’nin geleneksel temsilcilerinden 21’ini alarak, “anlaşmasız Brexit’i” önleyecek bir yasa önerisini çarşamba günü meclise getirmeye ilişkin oylamayı kazandılar. O sırada bir Muhafazakâr Parti temsilcisi Liberal Parti saflarına geçince Boris Johnson hükümeti meclis çoğunluğunu kaybetti.
Muhalefet koalisyonu, AB’den anlaşma yapılmadan çıkılmasını önleyen öneriyi çarşamba günü yasalaştırabilirse Boris Johnson’ın ve “Yeni Faşist” ekibin genel seçimlere gitmekten ya da yasayı yok saymaktan başka çaresi kalmayacak. Muhalefet ise, “anlaşmasız Brexit” engellenmeden seçime gitmek istemiyor.
… ters tepebilir
Düzen partilerinin, ilk anda başarılı gibi görünen bu çabaları, tehlikeli olasılıkları da gündeme getiriyor. Birincisi, “Yeni Faşizm”i bastırmak yerine tecrit etme çabası, kapitalist demokrasiyi, ekonomik koşulların ağırlaştığı, toplumsal kutuplaşmanın keskinleştiği bir dönemde istikrarsız koalisyonlarla yönetmek zorunda kalıyor. İkincisi, bu yaklaşım AfD’yi ve Lega’yı ülkelerinde düzen partileri koalisyonu karşısında ana muhalefet partisi konumuna getiriyor.
İngiltere’de, düzen partilerinin ortak tavrı, ilk anda bir zafer gibi görünse de, Muhafazakâr Parti’yi ele geçiren “Yeni Faşist” ekibin, geleneksel muhafazakârları tasfiye ederek partiyi şekillendirme sürecini hızlandırıyor. Dahası, muhalefetin, parlamentoda kazandığı bu zafer, bu ekibe, genel seçimlere, parlamentoyu halk düşmanı ilan ederek, siyasetin dilini “işbirlikçi”, “teslimiyetçi”, “hain” gibi suçlamalarla daha da sertleştirerek, ülkedeki kutuplaşmayı derinleştirerek gitme, çok parçalı muhalefet karşısında Brexit oylarını birleştirerek bir zafer kazanma olanağı getiriyor.
Düzen partilerinin “Yeni Faşizm”i durdurması giderek daha da zorlaşacak. Birincisi, bozulmaya devam eden ekonomik koşullarda, “Yeni Faşizm”e umut bağlayan kesimleri geri kazanabilecek bir kaynak dağılımı olasılığına sermayenin direnişi artıyor. İngiltere’de Financial Times’ın İşçi Partisi’nin ekonomik programına yönelik eleştirileri sertleşti. İkincisi, “Yeni Faşizm” kitlelerin desteğini ırkçı, milliyetçi, seçkin düşmanı sloganlarla kültürel düzeye kitlerken, düzen partilerinin, liberal demokrasi söylemlerini aşabilen, heyecan verici, aynı zamanda büyük sermayenin “Yeni Faşizm”e yönelmesini de engelleyebilecek bir alternatif söyleminin olmadığı görülüyor. Kapitalist demokrasi can çekişiyor!
Cumhuriyet / 05.09.19