YGS 'kalkarken' yeni sınavlar...

  • Arşiv
  • |
  • Gençlik Hareketi
  • |
  • Makale
  • |
  • 21 Mayıs 2012
  • 12:55

Sermaye devletinin sözcüsü Tayyip Erdoğan, Seul'deki Nükleer Güvenlik Zirvesi yolunda burjuva medyanın yayın yönetmenleriyle görüştü. Erdoğan eğitimde dönüşüm hazırlıklarını açıkladı. Üniversiteye giriş sisteminin köklü değişimler geçireceğiyle ilgili açıklamasında Erdoğan, “dershaneleri ve sınavları kaldırmaktan” söz etti. Açıklamanın ardından tüm burjuva medya bu pembe hayalleri yaymaya başladı. Haberlerde özel olarak açıklamanın altını dolduran yorum ve bilgiler işlendi.

4+4+4 yasasıyla eğitimde köklü değişimler geleceğini ve bu değişimlerin “halkı memnun edeceğini” belirten Erdoğan planlarını somut olarak açıklamasa da bu işi burjuva medya ve bakanları üstlendi.

“Özel okullardan hizmet alınacağı” tanımıyla sunulan çalışma işçi ve emekçilerden toplanan vergilerin patronlara peşkeşi anlamına geliyor. Özel okul doluluk oranlarındaki sınırlılık bu yolla güçlendirilecek. Bu uygulamanın zeminini düzlemek için son günlerde “Özel okulların devlet okullarının faydalandıkları ayrıcalıklardan mahrum kalması” işleniyor. Öğrencilere verilen süt, tablet bilgisayar ve kitap yardımlarının özel okullara verilmemesi üzerinden eşitsizlikten dem vuruluyor.

Dinci gerici partinin şefinin yaptığı açıklamada asıl “yeni” olan kısım dershanelere yönelik olandır. Fakat bu konudaki açıklamalar netleştikçe görülüyor ki dershaneler de kalkmıyor. Özel okullara duyulan ihtiyaç burada devreye giriyor ve dershaneler özel okullara dönüşüyor.

Milli Eğitim Bakanı'nın tarif ettiği yeni eleme sınavı sistemi de beklediğimiz gibi sınavları ve dershaneleri kaldırmıyor. Kalkan sadece YGS ismidir. YGS kaldırılıp yerine “Olgunluk Sınavı” adı altında yeni bir sınav sunuluyor. Böylece daha başta ifade ettikleri tüm “yeni” ibaresi gerçekliğini yitiriyor. Sınav isimleri üzerinde değişiklikten öteye geçemeyen sistem, bunu pazarlamak için binbir yalana başvuruyor. ÖSS kalktığında da sunulan bu yalanlar tekrarlanıyor. Aslında YGS kalkmıyor isim değiştiriyor. Çünkü getirilen sistemde “olgunluk sınavı” sonrasında LYS uygulaması sürüyor. Esasına yönelik hiçbir değişim olmadan sadece isim değiştirilerek sahte bir “yenilik” sunuluyor.

Dershaneleri kaldırmaktan söz ettikleri düzenleme tam tersinden ihtiyacı daha alt sınıflara çekecekir. Bu yanıyla dershaneler kalkmayacağı gibi eğitim sisteminde daha temel bir özneye dönüşecektir. Kaldı ki Tayyip Erdoğan'ın açıklamasında yer alan detaylarda da dershanelerin kaldırılmayıp okula dönüşmesi ifade ediliyor.

Fiziki ve teknik olarak ders desteği üzerine kurulan bir kurumun eğitim alanına dönüşme imkanı bulunmuyor. Fakat bunun nasıl önümüze çıkacağını ilerleyen süreç gösterecektir. Bu açıklamaların insanların elindeki imkanların 'boşa harcanmaması' vurgusuyla sunulması ise bayağı bir ikiyüzlülüktür. İşçi ve emekçilerin en ufak birikimine göz dikilirken dershanelere ödenen parayı koruma iddiası boş bir iddia olmanın ötesine geçemez.

Erdoğan'ın açıklamalarının ardından yayınlanan yazılarda sınavların kalkmadığı isim ve şekil değişikliğinden ibaret olduğu görülüyor. Özellikle Ömer Dinçer'in açıklamayı ete kemiğe büründürmek için ortaya koyduğu tablo her şeyi belirginleştiriyor. Ömer Dinçer sınav tarihlerini zamana yayarak 4 sınavdan en yüksek puanın sayılacağı “stressiz” yeni dönemi müjdeliyor.

Stresin kaynağı sınavın tek olmasında değil fırsat eşitsizliğinden kaynaklandığını onlar göremez. Ayrıcalıklı kesimin sınav başladığı anda kendilerinden önde olduğunu bilmek ve sınav sonrasında da aynı ayrıcalıklardan yararlanacaklarını bilmek işçi ve emekçi çocuklarındaki stresin kaynağıdır. Son YGS öncesi ve sonrasında yaşanan kalp krizi ve intihar eden öğrencilere bakıldığında bunun somut kanıtı görülecektir.

Çok açık olan bir gerçek var ki sermayeye hizmet eden bir iktidar, dershaneleri ve sınavları kaldırmaz. Bugüne kadar eşitsizliğin sembolü olan eleme sınavlarının ne zaman kalkacağı açıklansa eğitimde daha ağır yıkımlarla sonuçlanmıştır. ÖSS'yi kaldırdıklarında eşit ve adil sınav sistemi denerek YGS sunulduğunu hatırlamakta fayda var.

Eleme sınavları ancak gençliğin geleceği için mücadele etmesiyle kalkar. Bu sistemde bize ne bir gelecek ne de güvence sunulabilir. Bize vaatler ve yalanlar sunanlar bizim üzerimizden kendi sefalarını sürdürmektedir. Bugün sömürü çarklarını sıklaştıranlar sessizliğin gücüyle elimizdeki kırıntıları da gasp etmek istiyorlar. YGS üzerinden söyledikleri her söz dolaysız olarak eğitim sisteminde yapılacak dönüşümlere endeksleniyor.

Kapıda bekleyen saldırılara karşı tek yol sokakta olmaktır. Sokaklarda yükselen sesten nasıl korktuklarını geçen yıl YGS eylemlerinde görmüştük. Şimdi görevimiz korkularını gerçek kılacak, geleceğimizi kazanacağımız mücadeleyi büyütmekten geçiyor.

Liselilerin Sesi 44. sayı / Mayıs 2012