Tutsaklardan 8 Mart mesajları

  • Arşiv
  • |
  • Sol Hareket
  • |
  • Devrimciler
  • |
  • 10 Mart 2012
  • 13:29

Aralarında BDSP'li Esin Yıldız'ın da olduğu devrimci tutsaklar, gönderdikleri kartlar ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutladılar. Devrimci tutsakların gönderdiği mesajları yayınlıyoruz.

***

Merhaba yoldaşlarım ve sınıf kardeşlerim;

Uludere'de devlet eliyle 34 insanımızın katledilmesine karşı, “Uludere'de sefalete terkeden de, katleden de devlettir. Katil devlet hesap verecek” şiarıyla Esenyurt'ta düzenlenen eylemde, polis saldırısı sonucu gözaltına alındım ve ardından tutuklandım.

Katliamın üzerinden 50 günü aşkın sir süre geçti. Bu süre zarfında sermaye devletinin attığı göstermelik adımlarla, katliamın ardındaki devlet gerçeği unutturulmaya çalışılıyor. Ve medyasıyla, mahkemeleriyle, meclisiyle tüm devlet mekanizmaları, bir katliamı daha hasıraltı etmeye çalışırken bir tarafta da işçilere, emekçilere, ezilen halklara devletin gücünü görün mesajı veriliyor.

Ölümler meşrulaştırılmaya, ölüler sayısal birer kavram, bir rakamlar silsilesi olarak gösterilmeye, dolasıyla milyonlarca ezilenin bilinci, hisleri hiçleştirilmeye çalışılıyor. Düzen medyası, duyguları alınmış ifadesiz bir suratın ağzından, hava raporları , magazin haberleri arasında katliamları olağanlaştırmaya çalışıyor. Dersim = sayılamadı, Ulucanlar = 10, Sivas = 35, Uludere = 34 ... böyle sürüp gidiyor. Ve daha nice parçamız namlunun ucunda, 0'la çarpılıp yok edilmeye, unutturulmaya çalışılıyor. Öldürülenler “terörist” ilan edilirken, katledenler ya kimliği belirsiz kişiler olarak kalıyor ya da kahraman ilan ediliyor.

Bu esnada düzen mahkemeleri, burjuvazinin çıkar savunucuları devreye giriyır. Ya açılan göstermelik davalar sonuçsuz kalıyor. Ya da bircok katliamda olduğu gibi bunlar dahi yapılmadan adımız “faili meçhul” kalıyor. Aynı mahkemeler devrimcilere, ilericilere, işçiye, emekçiye temelinde mülksüze karşı işlemeden, senin hakkında verilecek karar dava hakiminin o çok “tarafsız(!)” ellerine ulaşıyor. Ve sonrası , zindanlar... Bugün benim gibi binlerce devrimci, ilerici, yurtsever zindanlarda tutuluyor. Zindanlar geçmişten bu yana, egemenlerin en yaygın saldırı yöntemlerinden biri olageldi.

Yoldaşlar, sınıf kardeşlerim, ben sizlere mücadelemizin kesintisiz sürmeye devam ettiği işte bu zindanlardan sesleniyorum. Ve bu kokuşmuş yöntemleriyle devrimcileri teslim alabileceklerinin düşünü kuran sınıf düşmanlarımıza sesleniyorum. Ve ben bir sınıf devrimcisi, bir kadın devrimci olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde duvarların ardından alanlara haykırıyorum. İlk seslenişim başta işçi-emekçi kadınlar olmak üzere tüm işçi sınıfına;

- Kapitalizmin, kadının bedenini metalaştıran, bir meta gibi alıp satan, sonra tüm bu çürümüşlüğün kaynağı bu düzen değilmiş gibi “namus ve töre adı altında kadını katleden bu yozlaşmış düzene karşı 8 Mart'ta alanlarda olalım.

- Evimizin kölesi, şiddetin ve gericiliğin hedefi olmamak için 8 Mart'ta alanlarda olalım.

- Kapitalizmin, kadını ucuz iş gücü olarak sömüren, işsizliğe açlığa terk eden, güvencesiz çalışmaya ve ucuz çalışma saatlerine mahkum eden kölelik sistemine karşı 8 Mart'ta alanlarda olalım.

- Emperyalist savaşlara, çocuklarımızı ve geleceğimizi kurban ekmemek için;

- Dili yasaklanan, kimliği yok sayılan, bombaların altında mücadele eden Kürt halkı için;

- Yoksulluğa terkedilip “kaçakçılığa” itilenler, sonra katledilip ardından “yanlışlık oldu” denilenler için;

- Evlatlarının parçalanmış bedenlerini bombalar altında toplayan, omuzlarında evlat parçalarını taşıyan analar için;

8 Mart'ta alanlarda olalım, haykıralım, hesap soralım.

Geleceğimize, emeğimize, onurumuza sahip çıkmak için, tüm bu çürümüşlükleri yaratan kapitilizme, onun devletine karşı, eşit ve özgür bir dünyaya, sosyalizme olan inancımızı haykırmak için 8 Mart'ta alanlarda olalım.

Ve şimdi sözüm bu düzenin savunucuları sınıf düşmanlarımıza. Zindanlarınız, işkenceleriniz, katliamlarınız devrim ve sosyalizm mücadelesini yok edemedi, yok edemeyecek. Devrimci irade zindanlarınızla yok edilemeyecek kadar çeliktendir. Deniz, Mahir, İbrahim teslim oldumu ki biz olalım? Habip, Ümit, Hatice ve Alaattin baş eğdimi ki biz eğelim? Anaların rahmi kurumadıkça bizler doğmaya ve çoğalmaya devam edeceğiz. 8 Mart'ı can bedeli direnişlerle yaratanları gelecek tarihimize tüm kızıllığıyla taşıyacak, sizleri ve sömürü düzeninizi tarihin çöplüğüne atacağız.

Ve yoldaşlar sözlerimi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü, tarihini ve sınıfını unutturarak “kutlamalı, hediyeli kadınlar gününe” çevirmeye çalışan burjuvaziye birkaç soruyla sonlandırmak istiyorum.

1) Erzurum emniyetinin toplantısında bir okul müdürü hitler faşizmini aratmayan sözleriyle sistemin mantığını açıkça ortaya koymuştu. “Suçluların kanından olan, suç işleme potansiyeli olan çocuklar yürümeden öldürülsün” diyen okul müdürü gerçekleri bu kadar açık söyleyince Milli Eğitim Bakanlığı müdür hakkında soruşturma başlattı. Kendini ve düzenini aklamaya çalıştı. Peki siz bu düzenin bakanları, 12 yaşında Uğur'umuz 13 kurşuna katledilirken, Ceylan'ımızın küçücük bedenini devletiniz paramparça ederken hiç sesiniz çıktı mı? Peki bu bedenlerin birleşip hesap soracağını bilmezmisiniz, hiç korkmaz mısınız?

2) Antep'te Küsgel Sanayi Sitesi'ndeki kuruyemiş fabrikasında çalışan bir kadın işçinin kolu, patronların kar hırsı yüzünden, makinenin arasında omuzundan koptu. Bir daha işlev göremeyecek olan kolu doktorlar tarafından yerine dikildi. Peki ilerleyen tıpla, Türk doktorlarının maharetleriyle övünen, günlerce televizyonlarda yüz nakli haberleri veren bu düzenin medyası, işçi kadının kopan kolunu neden göstermezsiniz, neyi gizlersiniz? O işçilerin kolları bir gün sıkılı yumruklarıyla havaya kalkar, bir balyoz gibi iner başınıza hiç korkmaz mısınız?

3) Devrimcileri zindanlara koyarak sınıftan ve mücadeleden yalıtacağını sanan düzen mahkemeleri. O zindanların duvarlarında, tuğlaların arasındaki işçilerin emeğini, yattığımız ranzanın metalindeki işçilerin alınterini, üzerimize örttüğümüz battaniyeleri ilmek ilmek ören işçi ellerini hiç görmezmisiniz? Sınıf biziz, sınıf bilincimizde, yüreğimizde, öldürmeden o bedenden sınıfı kopartamayacağınızı hiç bilmezmisiniz? Sınıf her yerde, bir gün çıkacak sahneye ve bozacak oyununuzu hiç korkmaz mısınız? Ya da korkarsınızda ölesiye belli mi etmezsiniz?

Devrimci selamlarla...

Esin Yıldız

Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi

***

BİJİ HEŞTE ADARE

Dokuma işçisi

kadınlar

kızıl iradeleriyle

8 Mart'ı

kan, can

ve binbir emek

ödeyerek

Tarihe yazdılar

Marksizm

umudun direncinde

birleştirir emekçi

yürekleri

Kapitalizm

teknoloji çağında

modern kadın

köleler

yaratmıştır

Kadına kar hırsıyla

yaklaşmak

kadına kurşun

tokat

ve sömürü

Bu çürümüş düzenin

Ana temasıdır

İnsanları yabancılaştırmak

ve iliklerine kadar

sömürmek

düzenin kendi

karakteridir

Sınıf kavgasında

mevzilenen kadın

bir şafak gibi

parçalar karanlığı

Nasıl ki

8 Mart 1857'de

New York'da dokuma

işçilerinin

direnişleriyle

kazandıkları

büyük mevzi gibi

Ve Rosa Lüksemburglar

Krupskaya

Clara Zetkin

Çiang Çing

Zarife, Bese

Meral Yakar, Zilan

Sabo, Sibel

Hatice, Sema

Rewşen, Kutsiye

Ve niceleri

Demirci Kawa'dan

örsü alır

örste dövülür

ve bir balyoz gibi

çağın Dehakları'nın

beynine inerler

Sınıf kavgasında

kadının saf tutması

tüm insanlara

kurtuluş yolunu açar

öyle ki

ölü toprak bile

yeniden canlanır

yılın 365 günü

8 Mart direniş

ruhuyla donatmalı

Gül topraktan gücünü

Güneştan direncini

Sudan'da gıdasını alır

Kadın ve erkek

Nehirlerin akışına

yön veren

tüm engelleri aşaram

kıvrılan

Güneşe akışını

hızlandıran

döl yatağıdır

Kadınsız erkek

Erkeksiz kadın

toprakla bağı

kesilmiş

Susuz

kurumuş

bir Ağaca

benzer

Kadın ve erkeğin

ruh duygu

ve düşünce

birliği

kızıl güneşe

uzanan

umut gibidir

8 Mart'ta birleşir

emekçi yürekler

erkek çekiç

kadın orak

olmalı

Emek ve Alınterlerini

harçla harmanlaştırıp

sömürünün olmadığı

bir insanlık

cennetini yaratmalı

Büyük Lenin'in

dediği gibi

“Ber devrim ancak

kadınlar

tarafından desteklenirse

kadınlar da

onun içinde

rol alırsa

başarıya ulaşır”...

Bu inançla siz yürek dostlarımız olan Kızıl Bayrak'ın tüm kadın emekçilerinin şahsında Kürt kadınının ve ezilen tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü en içten devrimci duygularla kutluyoruz

Heşte Adare Roja Jine

Karkeren hemo cihanera

Piroz be

Yüreğimizin olanca sıcaklığıyla, umutla, dirençle,ve sevgiyle o direngen yüreğinizi selamlıyoruz

8 Mart'ın tüm karanfillerinin şahsında 12 Mart Gazi'nin tüm kızıl yüreklerini devrim ve sosyalizmin tüm kızıl güllerini saygıyla anıyoruz. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Anılarını mücadelemizde yaşatacağız.

YAŞASIN 8 MART

BİJİ HEŞTE ADARE

YAŞASIN DEVRİM VE SOSYALİZM

Sevgi ile umut ve inatla kalın

Mehmet YAMAÇ

H Tipi Hapishane C/1 - ERZURUM

***

Kadınlar dağlara yürüyor

kendi şarkılarını yaratıyor

yıldızlar yolları kuşatıyor

hazırız yaşamaya...

M. Karaali

Merhaba Kızıl Bayrak emekçileri;

Kadın Olmadan Devrim Mayası Tutmaz!

8 Mart 1857'de New York'lu dokuma işçisi kadınların mücadelesi ve ödenen bedel, hayatın bu bilinçle anlamlandırılmasının güçlü bir sembolü oldu.

Kadın cinsinin ezilmesine, sömürüye ve tüm emekçi kadınların cinsiyetçi baskılara başkaldırısının sembolü haline gelen bugün, hala önemini korumaktadır.

Bugün birkez daha, 8 Mart gücünü mevcut toplumsal yapısından olan cins egemenliği ve bu temelde biçim alan ezme, sömürme ilişkisinin sonlandırılmasının yolunun devrimci tarzda mücadeleden geçtiğinin haykırılmasıdır diyoruz. 102. yılında tüm emekçi kadınların 8 Mart'ını kutluyoruz.

Sevgiler, saygılar.

Tutsak Partizanlar

Nihat Konak

1 No'lu F Tipi Hapisanesi / C-97

Tekirdağ

***

Merhaba sevgili dostlar,

Gün geçtikçe ülkemiz ve dünyada kadına yönelik şiddetin, baskının, sömürünün daha da katmerleştiği bir dönemden geçmekteyiz.

Sınıfsal, ulusal, cinsel sömürüye ve kadın bedeninin metalaştırılmadığı onun göğün yarısı olduğunu diyebilmek için 1910'da Clara Zetkin öncülüğünde yaktığı meşaleyi daha da harlayarak Rosa Luksemburg, Meral Zilan ve zindanlarda Sema Nergis ve Yeter olabilmekten geçiyor.

Bu direnç tohumlarımızın yarınlara uzanan yolda mavi düş damlacıkları ekerek köhnemiş olanı yadsıyarak yaşamlarıyla sömürüsüz bir dünya özlemine ışık oldular.

Bu duygu yoğunluğuyla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüzü direnç duygularımla kutluyor, şan olsun 8 Mart'ı yaratan ve yaşatanlara bin selam olsun.

Sevgilerimle...

Mehdi Boz

F Tipi Hapisane / B2-T-34

Edirne

***

Yangınlara fazla bakan gözler yaşarmaz

Alnı kızıl yıldızlı baş secdeye varmaz

Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını

Yine fakat bir yıldırım zulmeti yırtsa,

Sağır göğün koynundaki çanı haykırtsa,

Anıyoruz göğsünüzün son sayhasını.

Eski cihan, yeni cihan önünde eğil!

Aramızda birkaç yoldaş ayırmak değil,

Her ne yapsan varacağız emelimize!

Karadeniz... bunu duysun derinliklerin:

O ateşli göğüsleri delen hançerin

Kabzasını alacağız biz elimize!

Nazım Hikmet * Vala Nurettin

Sevgi ve selamlarımızı gönderiyor, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyoruz.

Sağlıcakla kalın...

Emre Ziya - Engin