Aralarında BDSP'li Esin Yıldız'ın da olduğu devrimci tutsaklar, gönderdikleri kartlar ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutladılar. Devrimci tutsakların gönderdiği mesajları yayınlıyoruz.
***
Merhaba yoldaşlarım ve sınıf kardeşlerim;
Uludere'de devlet eliyle 34 insanımızın katledilmesine karşı, “Uludere'de sefalete terkeden de, katleden de devlettir. Katil devlet hesap verecek” şiarıyla Esenyurt'ta düzenlenen eylemde, polis saldırısı sonucu gözaltına alındım ve ardından tutuklandım.
Katliamın üzerinden 50 günü aşkın sir süre geçti. Bu süre zarfında sermaye devletinin attığı göstermelik adımlarla, katliamın ardındaki devlet gerçeği unutturulmaya çalışılıyor. Ve medyasıyla, mahkemeleriyle, meclisiyle tüm devlet mekanizmaları, bir katliamı daha hasıraltı etmeye çalışırken bir tarafta da işçilere, emekçilere, ezilen halklara devletin gücünü görün mesajı veriliyor.
Ölümler meşrulaştırılmaya, ölüler sayısal birer kavram, bir rakamlar silsilesi olarak gösterilmeye, dolasıyla milyonlarca ezilenin bilinci, hisleri hiçleştirilmeye çalışılıyor. Düzen medyası, duyguları alınmış ifadesiz bir suratın ağzından, hava raporları , magazin haberleri arasında katliamları olağanlaştırmaya çalışıyor. Dersim = sayılamadı, Ulucanlar = 10, Sivas = 35, Uludere = 34 ... böyle sürüp gidiyor. Ve daha nice parçamız namlunun ucunda, 0'la çarpılıp yok edilmeye, unutturulmaya çalışılıyor. Öldürülenler “terörist” ilan edilirken, katledenler ya kimliği belirsiz kişiler olarak kalıyor ya da kahraman ilan ediliyor.
Bu esnada düzen mahkemeleri, burjuvazinin çıkar savunucuları devreye giriyır. Ya açılan göstermelik davalar sonuçsuz kalıyor. Ya da bircok katliamda olduğu gibi bunlar dahi yapılmadan adımız “faili meçhul” kalıyor. Aynı mahkemeler devrimcilere, ilericilere, işçiye, emekçiye temelinde mülksüze karşı işlemeden, senin hakkında verilecek karar dava hakiminin o çok “tarafsız(!)” ellerine ulaşıyor. Ve sonrası , zindanlar... Bugün benim gibi binlerce devrimci, ilerici, yurtsever zindanlarda tutuluyor. Zindanlar geçmişten bu yana, egemenlerin en yaygın saldırı yöntemlerinden biri olageldi.
Yoldaşlar, sınıf kardeşlerim, ben sizlere mücadelemizin kesintisiz sürmeye devam ettiği işte bu zindanlardan sesleniyorum. Ve bu kokuşmuş yöntemleriyle devrimcileri teslim alabileceklerinin düşünü kuran sınıf düşmanlarımıza sesleniyorum. Ve ben bir sınıf devrimcisi, bir kadın devrimci olarak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nde duvarların ardından alanlara haykırıyorum. İlk seslenişim başta işçi-emekçi kadınlar olmak üzere tüm işçi sınıfına;
- Kapitalizmin, kadının bedenini metalaştıran, bir meta gibi alıp satan, sonra tüm bu çürümüşlüğün kaynağı bu düzen değilmiş gibi “namus ve töre adı altında kadını katleden bu yozlaşmış düzene karşı 8 Mart'ta alanlarda olalım.
- Evimizin kölesi, şiddetin ve gericiliğin hedefi olmamak için 8 Mart'ta alanlarda olalım.
- Kapitalizmin, kadını ucuz iş gücü olarak sömüren, işsizliğe açlığa terk eden, güvencesiz çalışmaya ve ucuz çalışma saatlerine mahkum eden kölelik sistemine karşı 8 Mart'ta alanlarda olalım.
- Emperyalist savaşlara, çocuklarımızı ve geleceğimizi kurban ekmemek için;
- Dili yasaklanan, kimliği yok sayılan, bombaların altında mücadele eden Kürt halkı için;
- Yoksulluğa terkedilip “kaçakçılığa” itilenler, sonra katledilip ardından “yanlışlık oldu” denilenler için;
- Evlatlarının parçalanmış bedenlerini bombalar altında toplayan, omuzlarında evlat parçalarını taşıyan analar için;
8 Mart'ta alanlarda olalım, haykıralım, hesap soralım.
Geleceğimize, emeğimize, onurumuza sahip çıkmak için, tüm bu çürümüşlükleri yaratan kapitilizme, onun devletine karşı, eşit ve özgür bir dünyaya, sosyalizme olan inancımızı haykırmak için 8 Mart'ta alanlarda olalım.
Ve şimdi sözüm bu düzenin savunucuları sınıf düşmanlarımıza. Zindanlarınız, işkenceleriniz, katliamlarınız devrim ve sosyalizm mücadelesini yok edemedi, yok edemeyecek. Devrimci irade zindanlarınızla yok edilemeyecek kadar çeliktendir. Deniz, Mahir, İbrahim teslim oldumu ki biz olalım? Habip, Ümit, Hatice ve Alaattin baş eğdimi ki biz eğelim? Anaların rahmi kurumadıkça bizler doğmaya ve çoğalmaya devam edeceğiz. 8 Mart'ı can bedeli direnişlerle yaratanları gelecek tarihimize tüm kızıllığıyla taşıyacak, sizleri ve sömürü düzeninizi tarihin çöplüğüne atacağız.
Ve yoldaşlar sözlerimi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü, tarihini ve sınıfını unutturarak “kutlamalı, hediyeli kadınlar gününe” çevirmeye çalışan burjuvaziye birkaç soruyla sonlandırmak istiyorum.
1) Erzurum emniyetinin toplantısında bir okul müdürü hitler faşizmini aratmayan sözleriyle sistemin mantığını açıkça ortaya koymuştu. “Suçluların kanından olan, suç işleme potansiyeli olan çocuklar yürümeden öldürülsün” diyen okul müdürü gerçekleri bu kadar açık söyleyince Milli Eğitim Bakanlığı müdür hakkında soruşturma başlattı. Kendini ve düzenini aklamaya çalıştı. Peki siz bu düzenin bakanları, 12 yaşında Uğur'umuz 13 kurşuna katledilirken, Ceylan'ımızın küçücük bedenini devletiniz paramparça ederken hiç sesiniz çıktı mı? Peki bu bedenlerin birleşip hesap soracağını bilmezmisiniz, hiç korkmaz mısınız?
2) Antep'te Küsgel Sanayi Sitesi'ndeki kuruyemiş fabrikasında çalışan bir kadın işçinin kolu, patronların kar hırsı yüzünden, makinenin arasında omuzundan koptu. Bir daha işlev göremeyecek olan kolu doktorlar tarafından yerine dikildi. Peki ilerleyen tıpla, Türk doktorlarının maharetleriyle övünen, günlerce televizyonlarda yüz nakli haberleri veren bu düzenin medyası, işçi kadının kopan kolunu neden göstermezsiniz, neyi gizlersiniz? O işçilerin kolları bir gün sıkılı yumruklarıyla havaya kalkar, bir balyoz gibi iner başınıza hiç korkmaz mısınız?
3) Devrimcileri zindanlara koyarak sınıftan ve mücadeleden yalıtacağını sanan düzen mahkemeleri. O zindanların duvarlarında, tuğlaların arasındaki işçilerin emeğini, yattığımız ranzanın metalindeki işçilerin alınterini, üzerimize örttüğümüz battaniyeleri ilmek ilmek ören işçi ellerini hiç görmezmisiniz? Sınıf biziz, sınıf bilincimizde, yüreğimizde, öldürmeden o bedenden sınıfı kopartamayacağınızı hiç bilmezmisiniz? Sınıf her yerde, bir gün çıkacak sahneye ve bozacak oyununuzu hiç korkmaz mısınız? Ya da korkarsınızda ölesiye belli mi etmezsiniz?
Devrimci selamlarla...
Esin Yıldız
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi
***
BİJİ HEŞTE ADARE
Dokuma işçisi
kadınlar
kızıl iradeleriyle
8 Mart'ı
kan, can
ve binbir emek
ödeyerek
Tarihe yazdılar
Marksizm
umudun direncinde
birleştirir emekçi
yürekleri
Kapitalizm
teknoloji çağında
modern kadın
köleler
yaratmıştır
Kadına kar hırsıyla
yaklaşmak
kadına kurşun
tokat
ve sömürü
Bu çürümüş düzenin
Ana temasıdır
İnsanları yabancılaştırmak
ve iliklerine kadar
sömürmek
düzenin kendi
karakteridir
Sınıf kavgasında
mevzilenen kadın
bir şafak gibi
parçalar karanlığı
Nasıl ki
8 Mart 1857'de
New York'da dokuma
işçilerinin
direnişleriyle
kazandıkları
büyük mevzi gibi
Ve Rosa Lüksemburglar
Krupskaya
Clara Zetkin
Çiang Çing
Zarife, Bese
Meral Yakar, Zilan
Sabo, Sibel
Hatice, Sema
Rewşen, Kutsiye
Ve niceleri
Demirci Kawa'dan
örsü alır
örste dövülür
ve bir balyoz gibi
çağın Dehakları'nın
beynine inerler
Sınıf kavgasında
kadının saf tutması
tüm insanlara
kurtuluş yolunu açar
öyle ki
ölü toprak bile
yeniden canlanır
yılın 365 günü
8 Mart direniş
ruhuyla donatmalı
Gül topraktan gücünü
Güneştan direncini
Sudan'da gıdasını alır
Kadın ve erkek
Nehirlerin akışına
yön veren
tüm engelleri aşaram
kıvrılan
Güneşe akışını
hızlandıran
döl yatağıdır
Kadınsız erkek
Erkeksiz kadın
toprakla bağı
kesilmiş
Susuz
kurumuş
bir Ağaca
benzer
Kadın ve erkeğin
ruh duygu
ve düşünce
birliği
kızıl güneşe
uzanan
umut gibidir
8 Mart'ta birleşir
emekçi yürekler
erkek çekiç
kadın orak
olmalı
Emek ve Alınterlerini
harçla harmanlaştırıp
sömürünün olmadığı
bir insanlık
cennetini yaratmalı
Büyük Lenin'in
dediği gibi
“Ber devrim ancak
kadınlar
tarafından desteklenirse
kadınlar da
onun içinde
rol alırsa
başarıya ulaşır”...
Bu inançla siz yürek dostlarımız olan Kızıl Bayrak'ın tüm kadın emekçilerinin şahsında Kürt kadınının ve ezilen tüm dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü en içten devrimci duygularla kutluyoruz
Heşte Adare Roja Jine
Karkeren hemo cihanera
Piroz be
Yüreğimizin olanca sıcaklığıyla, umutla, dirençle,ve sevgiyle o direngen yüreğinizi selamlıyoruz
8 Mart'ın tüm karanfillerinin şahsında 12 Mart Gazi'nin tüm kızıl yüreklerini devrim ve sosyalizmin tüm kızıl güllerini saygıyla anıyoruz. Anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Anılarını mücadelemizde yaşatacağız.
YAŞASIN 8 MART
BİJİ HEŞTE ADARE
YAŞASIN DEVRİM VE SOSYALİZM
Sevgi ile umut ve inatla kalın
Mehmet YAMAÇ
H Tipi Hapishane C/1 - ERZURUM
***
Kadınlar dağlara yürüyor
kendi şarkılarını yaratıyor
yıldızlar yolları kuşatıyor
hazırız yaşamaya...
M. Karaali
Merhaba Kızıl Bayrak emekçileri;
Kadın Olmadan Devrim Mayası Tutmaz!
8 Mart 1857'de New York'lu dokuma işçisi kadınların mücadelesi ve ödenen bedel, hayatın bu bilinçle anlamlandırılmasının güçlü bir sembolü oldu.
Kadın cinsinin ezilmesine, sömürüye ve tüm emekçi kadınların cinsiyetçi baskılara başkaldırısının sembolü haline gelen bugün, hala önemini korumaktadır.
Bugün birkez daha, 8 Mart gücünü mevcut toplumsal yapısından olan cins egemenliği ve bu temelde biçim alan ezme, sömürme ilişkisinin sonlandırılmasının yolunun devrimci tarzda mücadeleden geçtiğinin haykırılmasıdır diyoruz. 102. yılında tüm emekçi kadınların 8 Mart'ını kutluyoruz.
Sevgiler, saygılar.
Tutsak Partizanlar
Nihat Konak
1 No'lu F Tipi Hapisanesi / C-97
Tekirdağ
***
Merhaba sevgili dostlar,
Gün geçtikçe ülkemiz ve dünyada kadına yönelik şiddetin, baskının, sömürünün daha da katmerleştiği bir dönemden geçmekteyiz.
Sınıfsal, ulusal, cinsel sömürüye ve kadın bedeninin metalaştırılmadığı onun göğün yarısı olduğunu diyebilmek için 1910'da Clara Zetkin öncülüğünde yaktığı meşaleyi daha da harlayarak Rosa Luksemburg, Meral Zilan ve zindanlarda Sema Nergis ve Yeter olabilmekten geçiyor.
Bu direnç tohumlarımızın yarınlara uzanan yolda mavi düş damlacıkları ekerek köhnemiş olanı yadsıyarak yaşamlarıyla sömürüsüz bir dünya özlemine ışık oldular.
Bu duygu yoğunluğuyla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüzü direnç duygularımla kutluyor, şan olsun 8 Mart'ı yaratan ve yaşatanlara bin selam olsun.
Sevgilerimle...
Mehdi Boz
F Tipi Hapisane / B2-T-34
Edirne
***
Yangınlara fazla bakan gözler yaşarmaz
Alnı kızıl yıldızlı baş secdeye varmaz
Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını
Yine fakat bir yıldırım zulmeti yırtsa,
Sağır göğün koynundaki çanı haykırtsa,
Anıyoruz göğsünüzün son sayhasını.
Eski cihan, yeni cihan önünde eğil!
Aramızda birkaç yoldaş ayırmak değil,
Her ne yapsan varacağız emelimize!
Karadeniz... bunu duysun derinliklerin:
O ateşli göğüsleri delen hançerin
Kabzasını alacağız biz elimize!
Nazım Hikmet * Vala Nurettin
Sevgi ve selamlarımızı gönderiyor, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyoruz.
Sağlıcakla kalın...
Emre Ziya - Engin