Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1020. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.
Cumartesi Anneleri’nden Nuray Çevirmen’in okuduğu açıklamada, Erdoğan’ın “Cezasızlık algısını ortadan kaldırmak, toplumun güvenlik ve adalet konusundaki kaygılarını süratle gidermek boynumuzun borcudur” sözleri hatırlatıldı. Açıklamda şunlar denildi:
“Türkiye’de cezasızlık algısı değil, cezasızlığı bir yönetim tekniği olarak kullanan iktidar sorunu var. Kayıp yakınlarını sistematik bir inkar ve cezasızlıkla karşı karşıya bırakan, onların sorunlarına çözüm bulma yükümlülüğünü yerine getirmeyenler cezasızlığı ortadan kaldırmaktan söz edemez. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sesleniyoruz: Cezasızlığa son vermek istiyorsanız, önce bizi görün, duyun. İşe, zorla kaybetmeleri bir suç olarak tanımlamakla başlayın, BM Kayıplar Sözleşmesi’ni imzalayarak ve uygulayın.”
Çevirmen, 8 Ekim-25 Ekim 1993 tarihleri arasında Muş'a bağlı bazı mezralarda 11 köylünün gözaltında kaybettirildiğini hatırlattı.
Ailelerin yakınlarının akıbetine dair yaptıkları başvurulardan bir sonuç çıkmadığını söyleyen Çevirmen, 29 Nisan 1997 tarihinde dosyada takipsizlik kararı verildiğini ekledi.
31 yıldır süren cezasızlığa son verilmesini ve sorumluların cezalandırılmasını talep eden Çevirmen son olarak şunları ifade etti:
“Kaç yıl geçerse geçsin; Mehmet Salih Akdeniz, Celi Aziz Aydoğdu, Behçet Tutuş, Mehmet Şerif Avar, Hasan Avar, Bahri Şimşek, Mehmet Şah Atala, Turan Demir, Abdo Yamuk, Nusreddin Yerlikaya, Ümit Taş için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz.”