Taşeronluk sistemi modern barbarlıktır!

  • Arşiv
  • |
  • Kategori yok
  • |
  • 07 Mart 2012
  • 18:16

Geleceğin çalınmasıdır!

Taşeronluk geleceğin gaspıdır. Her gasp gibi taşeronluk da özünde bir suçtur. Verimlilik, işin rasyonalitesi, iş bölümü, kolaylık adıyla uygulanan taşeronluk; özünde işçinin en temel haklarının gasplarına dayanan, 21. yüzyıldaki köleliğin diğer adıdır.

İşçinin şeyleşmesine, nesnelleşmesine, kendine ve hayata yabancılaşmasına yol açan taşeronluk sistemini savunmak en büyük vicdansızlıktır.

Geçmişte kölenin bile bazı hakları vardı: Dinlenmek, uyumak, ailesi ile yaşamak gibi… Taşeronluk sistemi 21. yüzyılda barbarlığı ve köleliği yaşamaktır. İşçinin insanlıktan çıkarılması, mahlûka dönüştürülmesidir.

Sistemin özü; işçinin en temel haklarının (ücret, sosyal ve ekonomik haklar gibi), anayasa ve yasalardan kaynaklanan hakların gaspına ve işçinin atomize edilmesine, parçalanmasına, kimlik ve karakterinin deformasyonuna dayanmaktadır.

Taşeronluk işçinin ölümcül bir girdabın içinde kaybolmasıdır. En başta işçinin elinden insan olma hakkının alınmasıdır. Yaşamak ve ailesini geçindirmek için başka olanağı olmayan işçi, taşeronda çalışır. Çalışmak zorundadır.

Bu zorundalık, alt işverenin bir vampir gibi işçiyi sömürmesi için fırsat yaratır. Temel haklardan mahrum kalan, hak talep ettiğinde kapının önüne konulan işçi sömürü çarkının içinde olduğunu bilse de yapacağı pek fazla bir şey yoktur.

Taşeron kullanan üst işveren de “olay mahallinden” uzaktır. İşçiyle yüzleşmeyen, sorunları başka tarafa aktaran ve kendini gizleyendir.

Taşeron, aslında köle sahiplerinin köleleri kontrol etmek için tuttuğu kâhyalara benzer. Bütün pis işleri onlar yapar, köle sahibi, yani “üst işveren” her zaman malikânesinde ve büyük bir soğukkanlılıkla gelişmeleri izler. Hatta otoritesini bu işleyiş üzerinden kurar. Taşeronluk sistemi organize bir suçtur. Taşeronluk, kurbanı insan olan “yasal” bir suç şebekesidir.

Bugün Türkiye’de taşeronluk temel çalışma biçimine dönüştü. Türkiye’de işgücü hızla bu insan öğütme makinesi içinde yer alıyor. Bu makine; alınteri, kan, gözyaşı ile çalışıyor. Bu makine; yoksulluk, sefalet, açlık ve geleceksizlik üretiyor. İnsanı posa, nesne haline getiriyor.

Taşeronluk sistemi bırakın “çağdaş” bir çalışma rejimini her şeyden önce insanı öğüten, hiçleştiren, değersizleştiren bir zulüm makinesidir. Taşeronluk insan haklarına yönelik açık bir tecavüzdür.

Buna karşı çıkma, “taşerona hayır” deme bir insanlık görevine dönüştü.

Eğer zulmün, paranın ve yalanın imparatorluğundan yana değilsek, insanım diyen herkes ama herkesin bu sisteme itiraz etmesi ve artık yeter demesi lazım.

Taşeronluk sisteminin vahşeti gün geçtikçe daha da ortaya çıkıyor. Taşeronluk, Tuzla tersanelerinde olduğu gibi, yüzlerce işçinin ölümü demektir. Taşeronluk, metal işkolunda sakat kalmadır. Hizmet işkolunda psikolojik işkence, yani mobbingdir. Maltepe Belediyesi’nde olduğu gibi, işten atılmanın diğer adıdır.

Bugün herkes Türkiye’de şu gerçeği biliyor ve kabul ediyor. Bugün Türkiye’de işten çıkarılma ölümle eşdeğerdir. Taşeronluk asıl olarak sistematik hak gasplarına ve işten çıkartma stratejisine dayanır.

Bizler Maltepe Belediyesi taşeron işçileri olarak güvenceli bir iş ve güvenceli bir gelecek için başlattığımız mücadeleyi daha da büyütmek için, sesimize ses katanları arttırmak için ve bizi sendika çalışması yürüttüğümüz için işten atan Maltepe Belediyesi'ni teşhir etmek için Ankara'ya direnişçi 3 arkadaşımızı göndermiştik. Ankara yürüyerek ve geçtiğimiz her il ve ilçede oranın sorunlarına değinen basın açıklamaları yaptıktan sonra Ankara'da CHP genel merkezi önünde protesto eylemi gerçekleştirdik. Daha sonra çeşitli sendika, devrimci ve ilerici kurumlarla (bizim için çok anlamlı bir destekti) ortak bir yürüyüşlü eylem gerçekleştirdik. Bizler CHP'den bir sonuç çıkmayacağını bilerek, sadece mücadelemizi daha da ileriye taşımak için gittik Ankara'ya.

Bizler 3 milyon taşeron işçisi ile kederlerimizin ve kaderlerimizin aynı olduğunu düşünüyoruz. Bizler başlattığımız mücadelemiz ile kolektif bir yalanın perdelerini indiriyoruz ve sizden mücadelemize destek, sesimize ses katmanızı istiyoruz.

Yaklaşık 1 yıldır sürdürdüğümüz mücadelemizi 21 Aralık’ta yaşanan işten atma saldırısı ile Maltepe Belediyesi önünde direnişle taçlandırdık. Kurtuluşumuzun bizimle aynı koşullarda çalışan diğer sınıf kardeşlerimizle mücadelemizi ortaklaştırdığımızda mümkün olacağını çok iyi biliyoruz. Bundan kaynaklı, tüm taşeron işçilerini ortak bir noktada buluşturmak için Nisan başında yapılmasını planladığımız Taşeron İşçileri Kurultayı'nın startını vermiş bulunmaktayız.

Sizleri;

Taşeronluk sisteminin vicdansızlığına, ahlaksızlığına, zulmüne, işçiyi hiçleştirmesine ve nesneleştirmesine, geleceği gaspetmesine karşı saf tutmaya, mücadeleye çağırıyoruz. Sesimize ses verin.

Maltepe Belediyesi taşeron işçileri olarak sendikalı ve insanca çalışma koşulları altında işimize geri dönmek istiyoruz. Şu unutulmasın ki bizler sadece güvenli bir iş ve güvenli bir gelecek istiyoruz. Ve insan olduğumuzun altını çiziyoruz.

Unutulmasın köleliğe izin vermek, herkesi köleleştirir.

Direnişçi Maltepe Belediyesi taşeron işçileri