Predator’un ‘gör’ dediği – Kadri Gürsel

  • Arşiv
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • Kürt Sorunu / Azınlıklar
  • |
  • 23 Mayıs 2012
  • 23:47

Başlığında, “Türkiye’nin sivilleri vurması Amerikan dronlarıyla irtibatlı” yazan haberin Wall Street Journal’da (WSJ) yayımlanmasının üzerinden bir hafta geçti.

Hükümeti, askeri, medyası ve muhalefetiyle Türkiye’nin Amerikan gazetesindeki habere verdiği insiyaki tepki etrafında bir haftadır süren tartışma, utanç vericidir.
Özü itibarı ile vaziyet şudur:
Bu bir haftayı iktidar ve medyası, TSK’nın Uludere’de 34 sivili yüzde yüz Türk istihbaratıyla öldürdüğünü ispatlamaya çalışarak geçirdi.
Bu çevrelerin nokta-i nazarında TSK’nın sivil vatandaşları tamamen yerli malı istihbaratın neticesinde bombalaması, Amerikan katkılı istihbarat sebebiyle bombalamasına tercih edilirmiş; onu anladık.
“Ben kendi vatandaşımı başkasının hatasıyla öldürmem, kendi hatamla öldürürüm” hesabıyla çizilmiş bir “gurur” tablosu.
Muhalefet ve medyası ise bu son 7 gün boyunca tersini yaptı.
Irak’tan Türkiye’ye doğru ilerleyen kalabalık bir katır katarının ilk olarak bir Amerikan Predator’u tarafından saptandığına dair WSJ haberi, mantığa göre Uludere faciasına yol açan saldırı kararına ABD’yi de ortak ediyordu... Yani o köylülerin “saf Türk” olanı yerine, Amerikan hammaddesi de içeren karışık bir istihbaratın değerlendirilmesi neticesinde imha edilmeleri iktidarın dalaletini daha da artırıyordu. Amerikan “şeyi”yle gerdeğe girmenin sonu böyle olurdu işte!
İktidar ve muhalefetin WSJ haberine verdiği tepki marazidir; politik psikiyatri açısından ilgilenmeye değer bir kimlik sorununun varlığına işaret ediyor.
WSJ’deki haber Türkiye’ye, iktidar ve medyası tarafından uyuşturulmuş bir Uludere yarasının üzerinden beş ay geçtiği halde halen kanamakta olduğunu hatırlatmıştır.
Bunun dışında şu son bir haftanın özeti, “Sıfır artı sıfır elde var sıfır”dan başka bir şey değil.
ABD’nin 2008’den beri kuzey Irak’taki PKK’ya karşı Türkiye’ye istihbarat malzemesi aktardığı biliniyordu. Dolayısıyla Uludere olayında bir Amerikan İnsansız Hava Aracı (İHA) Türk Genelkurmayı’na “resim” geçmiş olsa ne değişir, olmasa ne değişir?
Önemli ve tayin edici olan resmi kimin verdiği değil, “resimaltı”nı kimin yazdığı. O İHA resminin altına “kaçakçıların katır katarı” yazılması gerekirken, “Türk sınırına doğru ilerleyen PKK’lılar” diye kim yazdı? Bilmiyoruz.
Bu bakımdan “Konvoyu Amerikan İHA’sından önce Türk İHA’sı gördü” demenin bir anlam ve değeri yok.
“İstihbarat”, o İHA’nın ya da Frenkçe adıyla “dron”un elde ettiği resmin altına doğru ya da yanlış bir “resimaltı” yazılınca, yani ham veri değerlendirilince istihbarat oluyor.
O resme ve “resimaltı”na bakıp saldırı emrini kim verdi? Kimden onay alındı? Bunları da hâlâ bilmiyoruz.
Ve Uludere kurbanlarının yakınlarından, devletin üslup ve adabına uygun bir özür de henüz dilenmiş değil.
Şimdi gelelim WSJ haberinin esrarına... Malumunuz haberde, hedef alınan “insanları ve yüklü katırları bir Amerikan Predator dronu saptadı ve Amerikan subayları Türkiye’yi uyardı” deniyor.
Gerçekten de bu haber neden sızdırılmıştır? Zamanlamasıyla amaçlanan nedir?
Son bir hafta içindeki bazı gelişmelerle haberi bir araya getirince, bunun Türkiye’ye Amerikan “dron”larının satışına karşı çıkan bir lobi faaliyetiyle ilintili olduğunu ileri sürmek pekâlâ mümkün görünüyor.
Bir kere haberde, Beyaz Saray ve Kongre’ye “Türkiye’ye Predator satmayın” mesajı kalın çizgilerle verilmiş.
Haberin hemen başında karşımıza çıkan şu satırlara bakın:
“(Uludere olayındaki) Daha önce yazılmamış olan Amerikan rolü, dünyaya Amerikan nüfuzunun yayılmasıyla ilgili yeni stratejideki riskleri ortaya çıkardı. Beyaz Saray ve Kongre için önemli bir soru gündeme geliyor: Ölümcül dron teknolojimizi müttefiklerimizle nereye kadar paylaşabiliriz?”
İzleyen satırlarda ise “ABD’li yetkililer, ülkelerin Amerikan istihbaratını Pentagon’un ve CIA’nın kontrol edemeyeceği biçimde kullanabileceğini söylüyorlar. Müttefikler hedef doğrulamakta değişken standartlara sahipler. Ve bu tür ortaklıklar ABD’yi Amerikalıların güvenliğini çok az ilgilendiren çatışmaların içine çekebilir” denilmiş.
Sonra, Türkiye’yle istihbarat paylaşımında çalışmış bir eski Amerikan askeri yetkilisinin, “kendisi ve meslektaşlarının Türk hedef belirleme standartları karşısında sıkıntılı anlar yaşadıklarını söylediğinden” bahsediliyor.
Haber, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in ABD ziyaretinin sonrasına rastlatıldı. Özel’in görüşmelerinde Türkiye’nin ABD’den silahlı Predator tedarik etme talebinin gündeme gelmiş olması mantık icabıdır. NATO zirvesi münasebetiyle ABD’de bulunan Cumhurbaşkanı Gül’ün Başkan Obama ile görüşmesinde silahlı Predator talebini gündeme getirdiğini ve karşılaşılan Kongre engeli nedeniyle sitemkâr ifadeler kullandığını kendi ağzından duyduk.
Predator’un verdiği resmin altına yazılabilecekler şimdilik bunlar.

Milliyet / 24.05.12