Pozantı’daki tecavüzü anlatan F.G. tutuklandı

  • Arşiv
  • |
  • Devlet terörü
  • |
  • 07 Mart 2012
  • 14:27

Pozantı Cezaevindeki tecavüz olayın Taraf gazetesine anlatan F.G adlı çocuk dün sabah gözaltına alındıktan sonra bugün sevk edildiği mahkeme tarafından tutuklandı. F.G’nin tutuklama gerekçesi ise korsan bir gösteriye katılmak.

Daha önce 2009 yılında tutuklanıp önce Kürkçüler ardından Pozantı cezaevine konulan F.G, Pozantı’daki tecavüz skandalının deşifre edilmesinde kilit isimlerinden biriydi. Dün sabah saatlerinde Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Dağlıoğlu Mahallesinde evine yapılan baskınla gözaltına alınan F.G çıkarıldığı mahkeme tarafından bu sabah saatlerinde tutuklandı.

F.G. hakkında iki ay önce yakalama kararı çıkarıldığı bildirilirken, gözaltı ve tutuklamanın Pozantı’daki tecavüz olayı hakkında Taraf gazetesine verdiği röportajın ardından gelmesi dikkat çekti.

F.G.’nin anlatımlarından önce başbakan yardımcısı Bülent Arınç ‘tecavüzü ben yaşadım’ diyen şimdiye kadar kimse ortaya çıkmadı demişti. F.G.’nin ifadeleri Pozantı’daki soruşturmada kilit önemde olarak nitelendiriliyor.

F.G yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: ‘’Şırnak’ta yaşıyorduk. 20 yıl önce köyümüz yakılınca Adana’ya geldik. 15 Şubat 2009’da korsan gösterilere katıldığım ve polise taş attığım gerekçesiyle tutuklanarak Kürkçüler Cezaevi’ne götürüldüm. O zaman 16 yaşındaydım. Kürkçüler Cezaevi'ne girerken çırılçıplak soyulduk. Askerler bize bağırarak küfür ediyorlardı. 'Pis teröristler, devlete karşı çıkmak neymiş size göstereceğiz' diyerek tekme tokat bizi bir saat kadar dövdüler. Bize zorla halay çektirdiler. Kış olmasına ve çırılçıplak olmamıza rağmen üzerimize tazyikli su sıkıyorlardı bir yandan da. Askerler bizi iyice dövdükten sonra gardiyanlara teslim ettiler. Gardiyanlar da demir paspaslarla her yerimize vurdu. O an çığlıklar atıyorduk. 'Ne olur bizi dövmeyin' diye yalvarıyorduk. Bizi adlî suçluların yanına verdiler. Dayak hep devam etti. Bize ağır yükleri taşıtıyorlardı. Kürkçüler’de bir hafta kaldıktan sonra üç arkadaşımla birlikte Pozantı Cezaevi’ne getirildik"

"Pozantı Cezaevi’ne ilk girişte de gardiyanlar tarafından çok kötü şekilde dövüldük. Sonra koğuşlara dağıtıldık. Müdür yanıma geldi. 'Özgür’ün yanına vereceğim sizi haa, Özgür’ün neler yapacağını biliyorsunuz' sözleriyle tehdit ediyordu. B1 koğuşuna verdiler, dört kişi vardı. Herkes bu koğuşta kalan Özgür adlı çocuktan çok korkuyordu. Çok pislik biriydi. Özgür çocuk değildi ancak yaşı kimlikte küçük göründüğü için Pozantı’ya alınmıştı. Mersin Cezaevi’nden getirilmişti. Sapık olduğunu söylüyordu diğer çocuklar, gardiyanlar. Bir gün gündüz saat beşti sanırım. Yukarıya çıktım uzandım. Özgür beni elle taciz etti, sonra da tecavüz etti. Karşı çıktım, direnmeye çalıştım ama benden çok güçlüydü. Bu olayı anlattığım takdirde öldüreceğini, adımı i.neye çıkaracağını söyledi. ‘Burası benim elimde, kimseye bir şey anlatma’ dedi.

O gün korkudan yatmadım. İntihar etmeyi düşündüm ama aklıma annem gelince edemedim, vazgeçtim. Saatlerce ağladım. Olaydan iki gün sonra avukatım geldi. Ona olayı anlatmadım korkudan, ama dedim, 'Ne yap et ama beni buradan çıkart' O da cezaevi yönetimiyle görüştü ve o koğuştan çıkarıldım. Ağustos ayında tahliye edildim. Dışarıda altı ay kaldıktan sonra başka bir eylemden dolayı tutuklanarak yine Pozantı’ya getirildim. Ağlama ve çığlık sesleri eskisinden beter sürüyordu. Geceleri gözümü kırpmıyordum neredeyse, korkudan.

Benim yanımda kalan bir çocuk bana tecavüze uğradığını anlattı. Ben oradayken bir çocuk da tecavüze uğradığı için intihar girişiminde bulundu. Bir çocuk ise iki çocuğa tecavüz ettiğini söyledi. Bugün gazetelerde yazılanların hepsi çok doğru ama korkudan, utancından herkes sustu. Anlatanlar ise hep başkaları yaşamış gibi anlattı. Sadece tecavüz değil. Dayak adeta günlük yaşamın parçasıydı.

Gardiyanlar kafaya taktıklarını kantinin yanına götürüp orada çok kötü şekilde dövüyorlardı. Kantinin yanında kamera olmadığı için orada dövüyorlardı. Fırat adında bir çocuk vardı, çok küçüktü daha, bir gün onu çok kötü dövdüler. Dövmeyen, işkence etmeyen gardiyanlar da vardı ama, hepsi aynı değildi. Az yemek veriyorlardı, genelde aç kalıyorduk. Revire çıktığımızda doktor bize diyordu ‘S..ktir olun gidin.’ İki defa ameliyat oldum cezaevinde yakalanmış olduğum hastalıklardan dolayı.

Anlattıklarının sonunda F.G, Hikmet Durgun'a, yaşadıklarından ötürü çok korktuğunu, ailesiyle bile bunları konuşamadığını ancak olay gündeme gelince diğer çocuklar gibi 'çıkıp anlatmaya' karar verdiğini söylüyor. Olayın peşini bırakmamaya karar verdiğini, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağını belirten, "Daha iyiyim artık, üstümden büyük bir yük kalktı, zehir aktı gitti sanki içimden" diyen F.G şunu ekleyerek bitiriyor sözlerini: "Utanması gereken ben değilim ki"

Selma Bingöl - ANF / 07.03.12