(06.06.12) - Sermaye hükümeti AKP'nin yargı üzerinden 'değişim' çarpıtmaları şimdi de Özel Yetkili Mahkemeler'in 250. maddesinde yapılan değişiklikle sürdürülüyor. 250. madde değişiminin “insan hakları” için gerektiğini ifade eden düzen güçleri esasta hiçbir değişiklik yapmıyorlar.

Avrupan İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki 2400 dava dosyasından alınan mahkumiyet kararı sonrasında bu yönlü bir değişikliğe gidilmesi 'hassasiyetlerinin' nedenini açığa çıkartıyor.

Başbakanlık koordinasyonunda hazırlanan değişiklikle CMK 250. madde kapsamının ve özel yetkili mahkemelerinin görev alanının kısıtlanacağı ifade ediliyor. Yapılan toplantılarda suç tanımlarında ve görev alanında bir 'sadeleştirmeye' gidiliyor. Gözaltına alma, avukatla görüşme gibi konulardaki kısıtlamalara sınırlama geleceği iddia ediliyor.

4. yargı reformu paketiyle birlikte hayata geçirilecek düzenleme görüntüyü değiştirecek. Mevcut burjuva hukuk kurallarına bile uymaktan imtina eden düzen/cemaat yargısı kağıt üzerinde kalacak değişikliklerle değişimden bahsediyor.

Hergün hiçbir delil gereksinimi aranmadan, eylem ve etkinliklere katılması yeterli sebep görülerek ilerici, devrimci güçlere yönelik “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklama terörü işletilirken bu kapsamda değişiklik yapılması inandırıcı değildir. Sermaye devletinin baskı ve terörü tırmandırdığı bir süreçte yapılacak değişiklik yüz yenileme çabasıdır.

Sermaye hükümeti AKP'nin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, “4. Yargı Paketi dediğimiz şey, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) şu ana kadar çok da olumlu olmayan karnesini pozitif yönde etkileyen önemli bir adım olacak” diyerek asıl amacın demokratikleşme olmadığını, karnede görüntüyü değiştirmek olduğunu ifade ediyor.

Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nden Özel Yetkili Mahkemeler'e kadar sermayenin baskı ve terörünün yargıdaki sac ayağı her zaman konumunu ve işlevini korumuştur. DGM'ler kapatılırken koparılan 'sivilleşme' ve 'demokratikleşme' ifadelerinin bir benzeri şimdi 250. madde üzerinden ifade edilmektedir.