MEPA'da direniş başlıyor

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Eylem/Etkinlik
  • |
  • 07 Mart 2012
  • 07:16

(07.03.12) - Esenyurt-Kıraç'ta (Çakmaklı) kurulu metal ve plastik mobilya aksesuarları üreten MEPA'da çalışan işçiler direnişe başlıyor.

MEPA'da kölelik koşullarında çalışan, haklarını ve ücretlerini alamayan işçiler, örgütlenme çalışmalarına başladılar. İşçilerin çalışmasını öğrenen MEPA patronu, baskıyı arttırmanın yanında iştan atma saldırılarına başladı. İşçilerin olası tepkisinden dahi fabrikaya polis çağıracak kadar korkan MEPA patronuna en anlamlı yanıt direnişle verilecek. İşten atılan MEPA işçileri, gönderdikleri bir açıklama ile yarın direnişe başlayacaklarını duyurdular.

Yarın saat 12.00'da fabrika önünde basın açıklaması yapacak olan işçiler, tüm ilerici ve devrimci kamuoyunu direnişe destek olmaya çağırıyorlar.

İşten atılan işçilerin çağrısını yayınlıyoruz...

Kölece çalışma koşullarına ve işten atmalara karşı...

Onurumuz ve geleceğimiz için direniyoruz!

Bizler 1987’de İstanbul’da kurulmuş olan ve halen Esenyurt-Kıraç (Çakmaklı)’ta metal ve plastik mobilya aksesuarları üreten MEPA Mobilya San. Tic. Ltd. Şti. çalışan işçilerdik.

MEPA kendi sektöründe Türkiye’nin en önde gelen firmalarından birisidir. Gerek iç ticarette gerekse 120 ülkeye yaptığı ihracatla kendi adından sıkça bahsettiren bir firma. Kendi vizyonlarını “Her attığımız adımda, ardımızda bırakacağımız öncü, yapıcı, gelişmiş insani izlerin, geleceğe yön vermesi ve hayallerimizin gelecekteki başarılarımızın göstergesi olduğuna olan inancımız.” Olarak tanımlıyorlar. Misyonlarını ise “Ünlü düşünürümüzün bir deyişi bizim insanlığa ve dünyaya olan duruşumuzun ifadesidir: YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL. (MEVLANA)” biçiminde ifade ediyorlar.

Dışarıdan bakıldığında ise durum olduğundan çok farklıdır. MEPA patronu Mikdat Köse için her şey yolunda gidiyor. Ürünler kaliteli bir biçimde üretiliyor, işyerinde üretim Avrupa standartların da gerçekleştiriliyor, her gün onbinlerce mal üretiliyor. Yani her şeyi patron kendi görmek istediği gibi görüyor. Fakat biz işçiler için durum böyle değil. Hiçbir şey bizleri sömüren asalak patronun reklamını yaptığı gibi güllük gülistanlık değil. MEPA bünyesinde çalışan biz 150 işçiye sorulduğunda, tablo tam tersi.

Bizler çalıştığımız fabrikada Avrupa standartlarında üretim yaparken, vahşice sömürü koşullarına mahkûm bırakılıyoruz. Bizler her gün normal çalışma olarak, sabah 08.00’den akşam 19.00’ye kadar 11 saat, haftalık olarak da 55 saat çalıştırılıyoruz. Bir de işe geç kalmaları ortadan kaldırmak için fabrikaya 40 dakika erken getiriliyoruz. Üretime başladığımız andan itibaren bizleri satın almış gibi davranıyorlar. Tuvalete gitmemize, arkadaşımızla konuşmamıza, bir dakika olsun makineyi durdurmamıza yani kısacası her şeyimize karışıyorlar. Çay molalarında bile bizlerin bir araya gelmesi engellemek için her işçiyi kendi bölümlerine tıkamaya çalışıyor. İşyerin her yeri tuvalette dahil olmak üzere emirler ve talimatlarla dolduruyorlar. Hakaretleri, insanca olmaya davranışları ve tüm uygulamalarıyla bizleri bu kölece çalışma koşullarında mahkum etmeye çalışıyorlar. Siparişler yetişmediğinde veya acil olduğunda işçilere küfürler ve hakaretler savruluyor. Bunu sözde “gelişmiş insani izlerin” temsilcisi olma iddiasın da olan MEPA patronu Mikdat Köse bizzat kendisi yapıyor ya da uşaklarını böyle davranmaları için yetkilerle donatıyor.

Bunca ağır koşulda çalışmamıza rağmen bunun karşılığı olarak kölelik ücreti demek olan asgari ücretle çalıştırılıyoruz. Hesabına peşin para yatmadan hiçbir malı kapıdan çıkarmayan MEPA patronu, iş bu ürünleri üreten işçilerin alınterlerinin karşılığını vermeye gelince peşin davranmıyor. Aldığımız ücretler her ay gecikiyor. İşe gelmediğimiz günlerde kafalarına göre para kesintileri yapılıyor. Hasta olup raporlu olarak işe gelinmediğinde de aynı biçimde işçilerden kafalarına göre ücret kesintileri yapıyorlar. Pazartesi ve Cuma günü işe gelinmediğinde “üç gün tatil yapıyorsunuz” gibi yasal bir dayanağı olmayan bu bahanenin arkasına sığınarak 2 günlük ücret kesintileri yapılıyor. Ücretlerde yapılan bu keyfi kesintilerden kaynaklı kimse aldığı cüreti net olarak bilemiyor. Özelliklede her Şubat ayında izinli veya izinsiz gelinmediğinde 3 günlük ücret kesintisi yapılıyor. Bunu biz işçilere yedirmek için patronun savuculuğunu yapan bir uşağı getirip iş yerinde toplantı yapıyorlar. İşçiler buna karşı neden 31 gün çeken aylarda 1 günlük fazla para almıyoruz diye sorulduğunda bunu bir sonraki toplantıya atıyorlar. Sonra hiçbir zaman bu konu üzerine toplantı yapılmıyor. Zaten üç kuruşa çalışmamıza rağmen, keyfi kesintilerle iyice budanan ücretimiz elimize geçtiğinde hiçbir işimize yaramıyor.

Bu kölece çalışma koşullarına, patron müdür baskısına, düşük ücrette karşı bizim cephemizden yapılacak tek şey vardı. Bu da MEPA işçileri olarak tüm sorunlarımızı çözmek için bir araya gelmekti. Bizde MEPA’da çalışan öncü sınıf bilinçli işçiler olarak bir araya gelerek, önüne sendikalı olma hedefi koyarak bir çalışma başlattık. Bu çerçevede burada yaşanılan sorunlara tepkili olan işçileri yan yana getirdik. İşin başında olmamıza rağmen örgütlenme çalışmalarımız bizim cephemizden olumlu bir biçimde gidiyordu. Ta ki bizim yanımızda olan evini bizlere açan, ailesini bizimle tanıştıran, her şeyi maddi manevi bizle paylaşan, işin sonuna kadar her ne olursa olsun bizlerin yanında olacağını söyleyen, fakat bizleri patrona ihbar eden 2 işçinin, ihanetiyle karşılaşana kadar. Bu ihanet sonrasında patron bu duruma karşılık olarak ilk önce ismine ulaştığı öncü işçilerin üzerinde baskı ve denetim kurmaya çalıştı. Bizler de bu işçileri işçiler arasında bozuk ve ahlaksız kimliklerini teşhir etmemiz sonucunda bir öncü işçi arkadaşımızın üzerine iftira atarak süreci başka boyutlara götürmeye çalıştılar. Biz de bu yapılan namussuzluğu karşı o işçileri işyerinde tam bir tecride mahkûm bıraktık. Karşılık olarak patron ismine ulaştığı ya da tahmin ettiği tüm işçileri işten atma yoluna gitti. Bu sırada da işyerindeki çalışma saatlerini 30 dakika geri çekti. İşçi sağlığı ve güvenliğini gerektiren önlemler alınmaya başlandı. İlk önce fırsatını yakaladığı, uydurduğu (işyeri yönetmeliğine uymama, iş disiplinini bozma vs.) çeşitli bahanelerle işçileri bir bir atmaya başladı. En son olarak 1 Mart günü bir işçi arkadaşımız hiçbir belgeye imza atmadan zorla işten çıkartıldı. Bu işten atma saldırısıyla içerideki örgütlülüğün tepkisini ölçmeye onun tamamen ortaya çıkarmaya çalıştı. Hemen ertesi günü öğlen yemeğine 10 dakika kala tepkiyi azaltmak için 4 işçi arkadaşımızı daha işten çıkarmaya çalıştı. Burada yaşanacak karışıklığı önlemek için polisin desteğini aldı. İşçi arkadaşlarımız görüşmeye çağrılmadan önce fabrikaya sivil polisler sokuldu. Ve 4 işçi arkadaşımız daha patron polis işbirliği ile zorla işten çıkarıldı.

Sonuç olarak biz MEPA ‘da işten çıkartılan 3 işçi olarak bugün burada kölece çalışma koşulları, keyfi işten atmalara karşı bir direniş başlatıyoruz. Bizler her şeyden önce insanın yaşaması için gerekli olan gereklerden biri olan çalışma hakkımızı savunuyoruz. Ve bunun içinde asalak MEPA patronunun biz işçileri paçavra gibi kolayca kapının önüne koyamayacağını göstermek için direneceğiz. Sadece MEPA değil bölgedeki yani Esenyurt-Kıraç–Hadımköy de çalışan tüm işçilerin çalışma haklarına sahip çıkıyoruz. Bunun işçin tüm işçi ve emekçi kardeşlerimizi onurumuza ve geleceğimize sahip çıkmaya direnişimize destek vermeye çağırıyoruz!

* İşten atmalar yasaklansın!

* Herkese iş tüm çalışanlara iş güvencesi!

* İnsanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret!

* Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!

Direnişçi MEPA İşçileri

Fabrika adresi: Akçaburgaz Mah., 117. Sok., No: 17 Esenyurt

(Hadımköy Çakmaklı yolu üzeri)