Kurumlardan 4+4+4 açıklaması

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 05 Haziran 2012
  • 12:18

(05.06.12) - 4+4+4 eğitim sistemi ile açığa çıkacak sorunlara ilişkin aralarında TMMOB’nin de yer aldığı emek-meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partilerin çağrısıyla 5 Haziran günü Mülkiyeliler Birliği’nde bir basın toplantısı düzenlendi.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Eğitimciler Derneği (Eğit-Der), Tüm Öğrenci Velileri Dayanışma Derneği (Öv-Der), Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER), Felsefeciler Derneği, Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), Türkiye Komünist Partisi (TKP), Halkevleri, Emek Partisi (EMEP), Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), DSP, Sosyal-İş ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği adına orta açıklamayı Eğitim Sen Genel Başkanı Ünsal Yıldız okudu.

AKP hükümetinin, iktidar olduğu ilk günden bu yana eğitim sistemini, tamamen kendi siyasal ve ideolojik hedeflerine uygun olarak baştan aşağı değiştirecek adımlar attığını hatırlatan Yıldız, 4+4+4 düzenlemesine ilişkin olarak ileri sürülen bütün itirazların AKP hükümetince yok sayılmış olmasının, kademeli eğitimin uygulanması aşamasında birçok sorunun yaşanmasına neden olacağını söyledi.

2012-2013 Eğitim-Öğretim Yılı'nda başlaması düşünülen 4+4+4 kademeli eğitim uygulamasının en çok eleştiri alan yönünün, çocukların okula başlama yaşının 72 aydan 60-66 ay aralığına çekilmiş olması olduğunu hatırlatan Yıldız, hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bu düzenleme ile 60-66 ay aralığında olan çocukların velisinin onayıyla, 66 ayını dolduran çocukların ise zorunlu olarak 1. sınıfa kayıt yaptıracağını ifade etti.

“Çocuklar kobay olarak kullanılıyor”

Açıklamada, 4+4+4 düzenlemesinin yaratacağı sonuçlar şöyle anlatıldı: “Çocuk gelişimi ile ilgili bilimsel veriler, çocukların somut işlem dönemini 6-11 yaş olarak ortaya koymaktadır. 12 yaştan itibaren, çocukların soyut işlem dönemine geçmesi nedeniyle, öğrendikleri kavramların ve becerilerin düzeyinde bir farklılık olması doğaldır. 4+4+4 modelinin ilk kademesi çocukların somut işlem döneminin ortasına denk gelmektedir. Bunun üzerine zorunlu eğitime başlama yaşının 5'e (60 ay) alınması, çocukların gelişimsel olarak önemli bir dönemi tamamlayamadan 9 ya da 10 yaşında ikinci kademeye geçmeleri, daha soyut ve üst düzey eğitim vermeyi amaçlayan ikinci kademeye gitmeleri anlamına gelmektedir. Bu durumun çocuklar üzerinde yaratacağı olası olumsuz etkileri görmezden gelmek mümkün değildir.
4+4+4 eğitim düzenlemesi ile ilköğretime başlama yaşı bir yıl öne alınırken, okulöncesi eğitime vurgu yapılmamış olması dikkat çekicidir. Yapılan araştırmalar, okulöncesi eğitim almış çocukların, bu eğitimi almamış akranlarına kıyasla hem ilköğretime daha iyi uyum sağladıklarını hem de üst öğrenim basamaklarında daha başarılı olduklarını göstermektedir. Dünyadaki birçok ülkede en az 72 aylık çocukların ilköğretime başlatılmaları ve ilköğretim öncesinde okulöncesi eğitim uygulamaları bir tesadüf değildir. Kaldı ki Türkiye'de 1983-1985 eğitim-öğretim yıllarında beş yaş çocuklarının ilköğretime alınmaları denenmiştir. Bu uygulamanın başarısızlıkla sonuçlanması üzerine hemen vazgeçilmiş olduğu hatırlanmalıdır.
Çocukların zihinsel ve psikolojik olarak gelişmiş olmasının yanı sıra, sosyal yönden kendini ifade edebilmesi, diğer çocuklarla üretken ve sağlıklı ilişkiler kurabilmesi, kendisini tanıması, haklarını koruyabilmesi gerekir. 6 (72 ay) yaş öncesi çocukların okumayı öğrenmeleri, bu çocukların ilköğretime başlamak için yeterli fiziksel, zihinsel, sosyal ve psikolojik olgunluğa ulaştığı anlamına gelmemektedir. Bu nedenle dünyadaki ülkelerin büyük çoğunluğunda çocuklar ilköğretime 6 (72 ay) yaşında başlamaktadır. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı, bütün itirazlarımızı ve bilimsel gerçekleri yok sayarak, okula başlama yaşını 1 yıl erkene almıştır. Bu karar, çocukların 4+4+4 sisteminin uygulanmasında kobay olarak kullanılmasından başka bir anlam taşımamaktadır.

72 ay altındaki çocukların ailelerinin tercihiyle ya da zorunlu olarak ilkokula başlatılması eğitim bilimine, pedagojiye karşı suç işlemek anlamına gelmektedir. Türkiye'de ilköğretime başlama yaşı 6 (72 ay) olarak yıllardır uygulanmaktadır ve bununla ilgili bir sorun yaşandığı konusunda hiçbir bilimsel veri yoktur. Bu nedenle okula başlama yaşı 6 olarak devam etmeli, okulöncesi eğitim zorunlu hale getirilerek "dindar" ve "itaatkar" nesiller değil, fiziksel ve zihinsel açıdan sağlıklı nesiller yetiştirilmesi için çalışılmalıdır.

Bilimsel gerçekler yok sayılarak, 6 yaş (72 ay) altındaki çocukların ilkokula başlatılması çocuklarımıza ve ailelerine yapılacak en büyük kötülük olacaktır. Türkiye, sonradan pişman olacağı böylesine büyük bir yanlışın içine kesinlikle girmemelidir.”

Velilere çağrı

Yıldız, başta eğitim alanında faaliyet yürüten örgütler olmak üzere, siyasi partiler, emek örgütleri, meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri olarak, çocukların bugünü ve geleceği ile oynanmasına izin vermeyeceklerini, öğretmenler, öğrenciler ve velilerle bu uygulamanın geri alınması için bütün güçleriyle mücadele edeceklerini ifade etti.
Yıldız, velilere ise 72 ay altındaki çocuklarını ilkokula değil, okulöncesi eğitim kurumlarına gönderme çağrısı yaptı.