Hasan Alkış adım adım ölüme sürükleniyor

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • 18 Haziran 2012
  • 12:58

İki kez açık kalp ameliyatı geçiren ve tahliye edilmesi yönünde sağlık raporu bulunan PKK hükümlüsü Hasan Alkış, aynı zamanda Behçet hastalığının pençesinde. Felç geçirme riski bulunan Alkış halen cezaevi koşullarında tutularak, yavaş yavaş ölüme doğru sürükleniyor. 

Cezaevlerindeki yüzlerce hasta mahpusun yaşadığı sağlık sorunları her geçen gün daha da olumsuz bir seyir izleyen hastalıkları yüzünden ölüme terk edilmiş vaziyette. Sağlık sorunu yetmezmiş gibi hastane yollarında kendilerine yaşatılan eziyet, işkence de hastalıklarının tedavisini mümkün kılmadığı gibi psikolojik olarak da işkenceye dönüşen hastaneye gidiş gelişlerden de adeta vazgeçirilmeye çalışılıyor. 

Kırıkkale F Tipi Cezaevi’nde tutulan PKK hükümlüsü Hasan Alkış da hayati ciddiyeti bulunan hasta mahpuslardan. Alkış, Tutuklu Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED) Ankara Temsilciliği yetkililerine son durumu hakkında bilgi verdi. 2006 ve 2007 yıllarında iki kez açık kalp ameliyatı geçiren Alkış’ın ciddi sağlık sorunları bulunuyor. Alkış, iki defa açık kalp ameliyatı geçirmesine ve bu konuda adli tıp raporu bulunmasına rağmen tahliye edilmiyor. Aynı zamanda yüksek tansiyonu olan Alkış’ın geçtiğimiz yıl safra kesesi de alınmıştı.

TALEBİNDEN İKİ AY SONRA HASTANEYE GÖTÜRÜLDÜ

Muş Vartolu olan ve 17 yıldır cezaevinde tutulan Alkış’ın ayrıca Behçet hastalığı da var. Kendisini zorlayan en önemli rahatsızlığın başında gelen Behçet hastalığının Alkış’ın kemiklerine kadar sirayet ettiği öğrenildi. Hastalığın sol gözüne etki etmesi sonucu gözü giderek içe doğru kaçan Alkış’ın son muayenesinde hastalığın etkisinin beyne kadar ulaştığı bildirildi. Beynine giden damarlarında kan pıhtılaşması bulunan Alkış, şiddetli baş ağrısı nedeniyle hastaneye sevkini istediğinde bile iki ay sonra bu sevkine yanıt bulabildiğini aktardı. 

FELÇ RİSKİYLE YÜZ YÜZE

Alkış’ın sağlık durumu hakkında bilgi veren TUHAD-FED yetkilileri, “Beyne giden damarlarda kan pıhtılaşması var. Her an felç olma ihtimali var. Behçet hastalığı beyne vuruyor. MR çekilmiş. Sağlık kurulunun da bilgisi var. Ancak Alkış, muayene ve tetkik sonuçları konusunda bilgilendirilmemiş. Emar sonucunu da alamamış. İstanbul’a Adli Tıp’a gönderileceğini söyledi. Fakat oraya da gitmek istemiyor. Çünkü yolculuk kendisini olumsuz etkiliyor ve bir hafta kendisine gelemiyor, perişan oluyor. Ayrıca orada da soru sormanın ötesinde bir işlem de yapılmıyor. Bir haftaya kadar İstanbul’a Adli Tıp’a sevk edilmesi bekleniyor” dedi

Ailesinin yaşadığı İzmir’e sevk talebinde bulunan ancak ne Þakran ne Kırıklar’daki cezaevlerinden olumlu yanıt alamayan Alkış’a “cezaevleri kapasitelerinin dolu olduğu, yer bulunmadığı” yönünde yanıt verildiği öğrenildi. 

364 ÖLÜMCÜL HASTA İNSAN NİYE HALEN CEZAEVİNDE?

Cezaevlerindeki hasta mahpuslara ilişkin Mayıs ayında açıklama yapan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, hasta mahpus sayısının 2 Nisan 2012 tarihi itibariyle 469 olduğunu belirterek, bunlardan 143'ünün Cumhurbaşkanı affı ve infazın ertelenmesi kapsamında adli tıp rapor işlemlerinin devam ettiği, 231'inin bulundukları mahallin sağlık kuruluşlarında tedavi ve rapor işlemlerinin sürdürüldüğü, 95'i hakkında Adli Tıp Kurumu tarafından hastalıklarının af veya tehir kapsamında olmadığı ve infazın devamına karar verilmesi nedeniyle ceza infaz kurumlarında veya hastanelerin hükümlü koğuşunda tedavilerine ve infazlarına devam edildiğini açıklamıştı. Adli Tıp Kurumu’nun 95 mahpus hakkında af ya da tehir kapsamında olmadığını kendisi ifade eden Bakan Ergin, ciddi sağlık sorunu yaşayan 364 mahpusun neden halen cezaevlerinde tutulduğunu ise açıklamaması, yanıt bekleyen bir soru olarak duruyor. 

BEHÇET HASTALIĞI NEDİR?

Uluslararası literatürde Behçet Hastalığı ya da Behçet Sendromu olarak adlandırılan hastalık, genelde deri altı, göz, beyindeki kan damarlarının iltihaplanmasına yol açan, sebebi bilinmeyen, nadir görülen, bağışıklık sistemi ile ilgili bir rahatsızlık. 30-40 yaş aralıklarındaki erkeklerde görülen hastalığa başta Türkiye olmak üzere Çin’e kadar uzanan ülke insanlarında diğer ülkelere nazaran daha sıkça rastlanıyor.

ANF / 18.06.12