Dershaneler kapanıyorsa açılan ne?

  • Arşiv
  • |
  • Gençlik Hareketi
  • |
  • Makale
  • |
  • 21 Mayıs 2012
  • 12:57

Eğitimde bir dönem daha bitmek üzere. YGS'nin yıkıcı sonuçları hala birçok gencin hayatını karartırken yap-boz tahtasına çevrilen eleme sınavlarında yeni değişiklikler gündeme geldi. Liseli gençliği tek başına üniversiteden değil hayattan da eleyen sistemin tartışma götürmez gerçeği üzerine eğitimdeki dönüşüme ek olarak YGS'de de değişiklikler gündeme alındı. Bir yanı yüz yenilemek ve biriken tepkileri bertaraf etmekken diğer yanı eğitimde uzun vadeli çıkar hesaplarının yolunun düzlemesidir.

En “adil” sistem arayışı içerisinde diğerlerine göre daha yeni olmasına karşın şifre gerçeği sonrası ömrünü yitiren YGS'ye alternatif sistemler yaratılmaya çalışılıyor.

Eğitim sisteminde köklü değişimlere gidildiği bir dönemde YGS'nin kaldırılacağı ve dershanelerin kapatılacağı açıklamaları basit bir sınav değişimi olarak ifade edilemez.

Burada değişen köklü eğitim sistemindeki son basamak olacaktır. Çünkü bugün sermaye devletinin çok yönlü saldırıları altında liseli gençlik ve eğitim alanı özel bir yıkım stratejisi ile karşı karşıyadır.

4+4+4 yasası, YGS değişikliği gibi somut olarak atılan adımlarla eğitim sisteminde ticari eğitim uygulamaları ve patronların ihtiyaç duyduğu ucuz işgücü kaynağı değişimleri daha köklü değişimlere konu olmuştur.

Yeni sınav tartışmalarında öne çıkan başlık dershanelerin kapatılacağına dair tartışmalar oluyor. Eleme sınavlarının kopmaz bir uzantısı olan dershanelerin kapatılmasının yıllardır imkansızlığına dem vuruyoruz. Öğrenci sayısı milyonla ifade edilen bir rant mevzisi, sınavın eleme mantığı dolayısıyla lise müfredatı dışındaki eğitim ihtiyacı gibi iki temel tanımla dokunulmazlığa sahip bu alan için “değişim” sinyalleri veriliyor.

Patronların düzeninde esas olan ve şaşmaz bir şey varsa bir uygulama değişime gidiyorsa ve de bunun için mücadele gibi bir dış basınçla yapılmıyorsa değişim daha fazla sömürü daha fazla rant demektir.

Bu yanıyla dershanelerin kapatılacağı açıklamalarının ardı sıra yeni eğitim modelleri ve sınav sistemleri sunulmaya başlandı. İlk açıklamanın sıcaklığı geçtikçe hedefledikleri sistem de netlik kazanmaya başladı.

Dershaneler kapanıyor, fakat özel okula evrilerek!

Yani eğitimde fırsat eşitsizliği demek olan dershaneler varlığını sürdürmekle kalmıyor daha yüksek pay sahibi oluyor. Dershanelerin özel okula dönüşmesiyle birlikte devlet öğrencilerini bu okullara yönlendirecek uygulamaları devreye sokacak. Sözlere bakıldığında karşılanamayan nitelikli eğitim ihtiyacı böylece çözülecek. Fakat eğitimde niteliği özel ya da devlet diye ayırmak kaba bir tahrifattır. Dershaneler kamu hizmeti değil paralı bir iş ilişkisi kurar. Dershaneler öğrenciye yarışa hazırlanan at muamalesi yapar. Sosyal hayattan koparan, öğrenci sevgilisi olması durumda dershaneden atan zihniyet nasıl daha nitelikli eğitim sunar?

Özel okullara geçiş için ücretin yarısı devletten yarısı veliden karşılanacak. Daha önce yapılacak sınavda başarılı öğrencilere özel okul bursu sunmayı planlayan dinci gerici AKP hükümeti yasal mevzuata takılmıştı. Şimdi yollarındaki taşı temizleyerek ticari eğitime emin adımlarla yürüyorlar.

Bu sistemin uygulamaya konmasıyla birlikte devlet okulları gittikçe işlevsizleştirilecek ve devlet okullarında meslek liseleri ağırlık kazanacak. Geçtiğimiz dönem içerisinde Meslek liselerine ilişkin olarak yapılan açıklamalar yeni durumla teyit ediliyor. Meslek liselelerinin sayılarını artırmaktan bahsedip bunu yeni okul açarak değil varolan liseleri dönüştürerek yapacaklarını beyan etmişlerdi. Bu dönüşümden doğacak lise ihtiyacı da dershanelerin evriminden karşılanacak.

Yani düne kadar üniversiteye gitmek için dershaneye ihtiyaç duyan öğrenci için şimdi önkoşul özel okul olacak. Özel okula gidebilecek parası olmayanlar içinse üniversite hayal olarak kalacak.

Dershanelerin özel okula evrimi yıllar içerisinde dillendirilen ve ilk ufak adımları atılan eğitimde dönüşümün en kritik dönemeçlerinden biridir. Sonuç itibariyle devasa rantın döndüğü, yüzlerce ayrı patronun beslendiği bir alanın neredeyse baştan aşağı yeniden kurulması planlanıyor.

Tabii bu değişime patronlar cephesinden olumsuz bakanlar da var. Küçük ölçekli dershane sahipleri özel okul statüsü kazanamayacakları için düzenlemeye karşı çıkıyor. Fakat kapitalizm, doğası gereği daha fazla kar için kendi sınıfından olanların üstüne basarak yükselmekten geri durmuyor.

Geleceği çalınan biz liseli gençlik için plan yapn, proje üreten çok. Ama bizim taleplerimizi bizden başka dillendirecek yok. Dershaneleri bu düzen kapatacaksa kendi ihtiyacı için kapatacaktır. Ancak biz sokaklarda olmadıkça.

Liselilerin Sesi 44. sayı / Mayıs 2012