Aktif taşeronlar NATO'ya sığınıyor!

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Dış Politika
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • 24 Haziran 2012
  • 09:48

(24.06.12) - Türk ordusuna ait bir keşif uçağının Suriye ordusu tarafından düşürülmesi, Türk sermaye devletinin emperyalistlerin taşeronluğunu üstlendiğinin yeni somut bir göstergesi oldu. Emperyalistlerden işaret almadan açıklama yapmaktan kaçınan işbirlikçi Türk devleti, gelinen aşamada tüm açıklamalarında adres olarak emperyalist savaş aygıtı NATO'yu işaret ediyor.

22 Haziran gece saatlerinde düşürülen uçak için resmi açıklamalar saatler sonra yapıldı. Sermaye hükümeti AKP'nin şeflerinin, bugüne kadar kullandıkları savaş çığırtkanı dilden uzak, temkinli açıklamalarında uçağın düşürülmesi üzerine atılacak adımlar açıklanmayıp sadece pilotlar için arama kurtarma çalışmalarının başladığı aktarıldı. Sermaye hükümeti AKP'nin şefleri yaptıkları açıklamalarla emperyalistlerin Ortadoğu politikalarına paralel olarak 'uluslararası arena' üzerinden destek bulma arayışına girdi.

Sermaye hükümeti emperyalistleri adres gösterdi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu “Açıklamaların daha erken yapılamamasının nedeni yoğun diplomasi” diyerek emperyalistlerle yapılan görüşmelerin beklendiği mesajını verdi. “Fevri adım atmayız” diyerek sözlerini sürdüren Davutoğlu böylece hem emperyalist ülkelerde hem de Türk sermaye güçlerinden ortak karar beklediklerini de ilan etti.

İçerde destek çağrısı

Emperyalistlerle saatler boyunca sürdürülen görüşme trafiği şimdi de ülke içerisine taşındı. 'Eylem planı' için sermaye hükümeti adına Başbakan Tayyip Erdoğan'ın mecliste grubu bulunan partilerle ortak toplantı düzenleyeceği de bu açıklandı.

Suriye yönetimi de, Türk savaş uçağının düşürülmesini “kaza” olarak değerlendirdi. Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cihad Makdisi, yaptığı açıklamada “olayın bir saldırı değil, kaza” olduğunu ifade edip “Türkiye'ye karşı herhangi bir düşmanlık yoktu, sadece egemenliğimiz için savunmada bulunuldu.” ifadelerini kullandı.

Sermaye hükümeti sözcüleri arama kurtarma çalışmalarının iki ülkeyle birlikte sürdürüldüğü yönündeki açıklamaları reddetti. Davutoğlu tarafından yapılan açıklamada “Birlikte değil ama koordineli” ifadesi kullanıldı.

Türk savaş uçağının düşürülmesiyle ilgili 'sınır ihlali' tartışmaları da bilgi kirliliği yaratmaktan başka sonuç üretmiyor.

“NATO nezdinde de bir girişim olacak. BM Güvenlik Konseyi'ne de bildirim olacak.” diyen Davutoğlu Suriye yönetimini destekleyen Rusya ve İran'la da irtibat kurulduğunu aktardı.

AKP Dış İlişkiler Sorumlusu ve Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, “Suriye, Türk uçağını düşürerek, uluslararası topluma, uluslararası hukuka, bölge ülkelerine, uluslararası meşruiyete ve NATO 'ya saldırmıştır" açıklamasında bulundu.

Çelik sözlerine şöyle devam etti:
“Şu konu çok önemlidir; Türkiye, Suriye meselesine her zaman meşruiyet ve hukuk temelinde yaklaştı. Suriye'nin savaş uçağımızı düşürmesi sadece Türkiye-Suriye meselesi değil, aynı zamanda uluslararası toplum-Suriye, NATO-Suriye meselesi. Bu olaydan sonra başka bir aşamaya geçilmiştir artık.”

Savaş aygıtı NATO'ya sarıldılar

Sözkonusu 'meşruiyetin' emperyalist müdahale için yaratılmak istenen 'meşruluk' olduğu açıktır. Çelik'in NATO'yu adres olarak göstermesi sermaye hükümetinin bahsettiği 'yol haritası' konusuna da açıklık getiriyor. Emperyalistlerin Ortadoğu'daki sürece başından beri NATO üzerinden müdaheleyi esas alması, Libya sonrası bu işgal politikalarını Suriye üzerinden sürdürmesi bu açıklamalarla zemin hazırlandığını gösteriyor. Türk sermaye devleti düşen savaş uçağını bu politikanın meşruluğunu artırmak için yeni bir halka olarak kullanıyor. Geçtiğimiz Nisan ayında benzer bir açıklama furyası Suriye'den kaçanlara açılan ateş sırasında Türkiye topraklarındaki kişilerin yaralanması üzerinden başlatılmıştı. “Sınırdaki her güvenlik riski NATO'da ele alınır” denerek NATO'nun 5. Maddesi'ne yapılan göndermelerle süreç emperyalistlerin süreci zamana yayan tutumuyla kapatılmıştı.

Savaş uçağının düşürülmesi sonrası önce emperyalist şeflerle görüşme trafiğine giren Türk devletinin şefleri, tüm açıklamarında NATO'yu işaret ederek efendilerinden destek beklediklerinin mesajını veriyorlar. Yakın süreçte, Suriye'ye yönelik müdahale çağrılarını süreklileştiren ve Esad rejimine karşı muhalefeti ağırlayan Türk devletinin, uçağın düşürülmesinin ardından temkinli açıklamalar yapması dikkat çekiyor.