3. Eyüp Baş Uluslararası Emperyalist Saldırganlığa Karşı Halkların Birliği Sempozyumu

  • Arşiv
  • |
  • Eylem ve etkinlikler
  • |
  • Sol Basın
  • |
  • 07 Mart 2012
  • 13:05

Yalnızca Türkiye solunu birleştirmeyi değil, emperyalizme karşı dünyadaki tüm anti-emperyalist örgütleri birleştirmek için canla başla çalışan ve 9 Kasım 2009’da tedavi gördüğü hastanede şehit düşen Eyüp Baş’ın adını verdiği sempozyumun üçüncüsü  2-3 Mart 2012 günleri İstanbul Mecidiyeköy’deki Mecidiyeköy Kültür Merkezi’nde yapıldı.

Halk Cephesi’nin çağrısına kulak veren dünyanın çeşitli ülkelerinden anti-emperyalist örgütler, temsilcilerini büyük umutlarla Türkiye’ye gönderdiler. Dünyanın anti-emperyalist kalbi o günlerde Türkiye’de attı. Arap ülkelerinden olan Suriye, Filistin, Irak, Lübnan, Mısır’ın yanı sıra İran, Rusya, Bulgaristan, Yunanistan, İngiltere, İrlanda, Honduras, Filipinler, Bangladeş, Nepal ve Hindistan ülkelerinden katılımcılar vardı.

TAYAD’ın tutsak ürünlerini tanıttığı, İrlanda’nın kendi mücadelelerini tanıttığı stantlar kurulu olan kültür merkezi salonunun duvarlarını Liseli Dev-Genç’in füze kalkanı kampanyasının büyük resimleriyle süslüydü.

10.00-12.00 saatleri arasında kayıtlar alındıktan sonra sempozyum, 13.00’da açılış konuşması ve saygı duruşuyla başladı. Halk Cephesi’ni tanıtan (Halk Cephesi’ni oluşturan siyasi oluşumların bütününü) bir sinevizyon gösterildi. Halk Cephesi adına bir konuşma yapan Yeter Gönül emperyalizmin tarihsel sürecini anlattı. Emperyalizme karşı kurtuluş savaşlarından bahsederek o ülkelerin emperyalizmi kovduklarını söyledi. “Emperyalizmin değiştiğini söyleyenlere diyoruz ki ‘emperyalizm değişmemiştir, emperyalizm halen katletmeye, halkları sömürmeye devam etmektedir” diyerek emperyalizme, onun yerli işbirlikçilerine karşı mücadele edilmesi ve geri adım atılmaması gerektiğini söyledi. Gönül konuşmasını “Emperyalizme karşı direnelim, savaşalım, kazanalım! Halkız Haklıyız Kazanacağız!” sözleriyle bitirdi.

Lübnan’dan Hizbullah’tan gelen temsilci ABD ve Siyonizme karşı mücadele eden herkese ve özellikle Eyüp Baş’a selam etti. ABD’nin terörist, hırsız ve en büyük şeytan olduğunu belirterek “Bizim stratejik hedefimiz emperyalizmin hegemonyasını düşürmek olmalıdır.” dedi. ABD’nin Suriye’deki politikalarını anlatarak Suriye’nin yanında olduklarını söyledi. Konuşmasını Halk Cephesi’ne bu sempozyumu düzenlediği için teşekkür ederek sonlandırdı.

KESK adına konuşma yapan Akman Şimşek sempozyuma katılan herkese teşekkür etti. Şimşek kısaca KESK’i tanıtarak sendika olarak faşizme ve emperyalizme karşı olduklarını belirtti. Arap ülkelerindeki gelişmelere değinerek “Emperyalizme karşı bir durum varsa ilerici-gerici tartışmalarına girmemek gerektiğini ve onun desteklenmesi gerek” dedi. Tayyip Erdoğan’ın Libya’ya gittiğinde krallar gibi karşılanmasına ve ‘van munit’ dediğinde Arapların onu el üstünde tuttuğuna dikkat çeken Akman Şimşek sempozyumda bulunan Arap delegelere seslenerek “Sizin içinize giren en büyük şeytan” dedi.

Yapılan konuşmaların ardından ara verildi ve daha sonra 1. oturma geçildi.

Konuşmacılar çağrılmadan önce Özgür Tutsaklardan sempozyuma gönderilen mesaj okundu.

1. oturumun konusu emperyalizmin devrimcilere yönelik saldırıları ve tecrit politikası idi. Ebru Timtik yönetiminde başlayan oturumda ilk konuşmayı Timtik yaparak “Geçen sene size buradan seslenen çok değil bir yıl önce burada olan Yasemin Karadağ bu gün hapishanede. Yine Remzi Uçucu Sincan F Tipi tecrit hücrelerinde. Karadağ’ın yoldaşları onun mücadelesini sürdürüyor. O yüzden gözü arkada değil” dedi.

İlk söz İngiltere’den katılan Iraklı Fevauz Gaza Hilmi Avrupa’daki tecrit sistemini hapishane koşullarını anlatarak Irak’taki Amerikan işgaline değindi. Amerika’nın askerlerini geri çekmesiyle işgalin bitmediğini söyledi.

İrlanda’dan katılan Dermot Douglas “Özgürlük ve adalet için mücadele eden ve burada bulunan herkesi selamlıyorum” dedi. İrlanda’nın tarihsel sürecinin anlatarak ülkesinin 800 yıl boyunca İngiltere işgali altında olduğunu ve işgal sürdükçe direnişin süreceğini belirtti. İşgal altındaki İrlanda’nın 6 bölgesindeki tutsakların durumundan bahsederek 26 bölgede de siyasi baskının olduğunu söyledi. Douglas son olarak İrlandalı tutsaklarla dayanışma çağrısında bulundu.

Sempozyuma Rusya’dan katılan Alexsander Chebotaryov sözlerine Lenin’in, burjuvazinin savaşta vatan savunması hakkındaki söylediği bir sözle başladı. Demokratik savaş diye bir şeyin olmadığını ifade eden Chebotaryov, “bunun arkasında emperyalist savaş vardır” dedi.

Yunanistan Yeni Sol Akımı adına katılan Yorgo Kreasidis, emperyalistlerin kamu sektörünü yok ederek yeni bir sistem getirmek istediklerini, özelleştirmeler yapıldığını ve 1 milyon işçinin işsiz kaldığını, binlerce evsizin olduğunu söyledi. Bunu yaratan IMF ile yapılan anlaşmalara karşı sokaklara çıktıklarını sözlerine ekleyerek bazı talepleri olduğunu belirtti. Yunanistan soluna seslenerek sokakları, okulları işgal çağrısında bulundu.

Kreasidis’in ardından sözü Av. Behiç Aşçı aldı. Aşçı özellikle emperyalizmin beyinlere saldırdığını söyleyerek dillerden bazı kavramları çıkartarak unutturmaya çalıştığını anlattı. Örneğin emperyalizm, faşizm gibi kelimeleri unutturarak globalleşme, küreselleşme gibi kelimeleri yaymaya çalıştığını ifade etti. Aşçı, inatla emperyalizm, faşizm kelimelerini kullanacaklarını belirterek “Çünkü 21. Yüzyılda değişen bir şey yoktur” dedi. Irak’ta ve Libya’daki saldırılara da değinen Aşçı emperyalizmin medyayı kullanarak Saddam ve Kaddafi’yi “diktatör” diyerek tecrit ettiğini ve daha sonra onları katlettiğini söyledi.

Son olarak söz alan Ebru Timtik, Türkiye’deki tecrit koşullarından bahsederek “tecrit, emperyalist bir politikadır; tecrit, yasal bir işkencedir; tecrit, fiziki olarak yok edemediğini ideolojik olarak yok etme politikasıdır” dedi. Ayrıca Türkiye’nin hasta bir tutsağı çıkartmak için mücadele edilmesi gereken, daha basılmamış bir kitaba dahi toplatma kararları çıkarılan bir ülke olduğundan bahsetti.

Oturumun sonunda soru ve cevaplara geçildi. Ardından saat 19.00’dea Taksim’de TAYAD’lı Ailelerin her Cuma düzenlediği “Ayhan Efeoğlu’nun Mezarı Nerde Açıklansın” eylemine katılım çağrı yapılarak sempozyumun 1. günü sona erdi.

2.Gün

Sempozyumun ikinci gününde ilk konuşmayı Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı yaptı. ÇHD’yi kısaca tanıtan Kozağaçlı “Raporlamak, şikayet etmek için değil mücadele etmek için buradayız.” diyerek Türkiye’de işkencenin azaldığını söyleyenlere karşılık “Ülkemizde etkili ve sistematik işkence sürmektedir. Sokaktan mezara kadar işkence sürmektedir. İşkencede sadece nitelik değişikliği vardır” dedi. Kuzey Afrika’daki gelişmelere değinen Kozağaçlı içeriden yani kendi dostlarımızdan haber alabilmenin gerekliliğine ve önemine de vurgu yaptı.

Dev-Genç adına Mahir Bektaş kürsüye çıktı. Bektaş, konuşmasına başlamadan önce Eyüp Baş’ı selamladı. Emperyalizmin genel olarak katliamcılığına değinerek “Şimdi de AKP iktidarını yanına alarak Suriye ve İran’a saldırmaya hazırlanıyorlar” dedi. Ardından AKP’nin Amerikan işbirlikçiliğine değinerek füze kalkanını neden kurduklarını anlattı. Ve buna karşılık olarak Liseli Dev-Genç’lilerin füze kalkanına karşı yaptıkları kampanyayı anlattı. Kampanya süresince sadece bildiri dağıtıp afiş yapmadıklarını aynı zamanda militan bir şekilde karşı koyuşları olduğunu ifade etti. Bu kampanya süresince AKP iktidarının kampanya çadırlarına durmadan saldırdığını 250 kez gözaltı yapıldığını ve Kocaeli’ndeki saldırılarda Dev-Genç’li olan Meral Dönmez ve Gülşah Işıklı’nın tutuklandığını söyledi. Bektaş’ın konuşmasının ardından “Füze Kalkanı Değil Demokratik Lise Istiyoruz“ kampanyasının sinevizyonu izlendi.

Sinevizyondan sonra ikinci günün birinci oturumu Halk Cephesi’nden Cihan Keşkek yönetiminde başladı. Oturumun konusu “Latin Amerika, Uzakdoğu Halklarının Mücadelesi ve Emperyalist Saldırganlık” idi. Keşkek konuşmacılara söz vermeden önce kendisi kısa bir konuşma yaparak anti-emperyalist bir cephenin gerekliliğinden bahsetti.

Oturumun ilk konuşmacısı olan Filipinler Ulusal Demokratik Cephesi’nden Dan Borjal Filipinler ülkesindeki bağımsızlık savaşlarını anlattı. Buna göre önce İspanya’nın işgaline karşılık bağımsızlık savaşı vermişler. 19. Yüzyılda İspanya’dan sonra Amerika’ya karşı savaşmaya başlamışlar. Borjal ayrıca ülkelerindeki şu anda vermekte oldukları devrim mücadelesinin stratejilerine de değindi.

Honduras’tan katılan Guillermo Moncada, ülkesini tanıttı kısaca. Honduras’ın 17 aileye ait olduğunu ve ülkenin Türkiye’ye benzer bir şekilde emperyalizmin üssü olduğunu belirtti.

İrlanda’dan katılan June Kelly, Amerika’da 16 milyon evsizin ve 32 milyon insanın yoksulluk sınırı altında yaşadığını belirtti.

Bulgaristan’dan katılım sağlayan Alla Grigova Doğu Avrupa’nın eskiden sosyalist sistemde yönetilirken bu gün emperyalist tahakküm altında olduğunu söyledi. Grigova emperyalizmin Slav ülkelerini arka bahçe olarak gördüklerini anlattı.

Nepal’den katılan Suresh Magar 2004 yılında tutuklanan 3 NKP üyesinin hapishanede yaşadıkları baskı ve zulmü anlattı. Nepal’in iç ve dış düşmanları olduğunu belirterek dış düşmanın emperyalizm ve Hindistan yayılmacılığı, iç düşmanın ise statükocu ve parlamentarist partiler olduğunu söyledi. Bunlara karşı özellikle emperyalizme ve yayılmacılığa karşı Nepal devrimini destek çağrısında bulundu.

Bangladeş’ten (Ulusal kurtuluş Konseyi) Faiezul Hakim, bu yapılan sempozyumun önemine değindi. Sempozyumun Ortadoğu’daki gelişmelerin yaşandığı bir süreçte yapılmasının kendisini coşkulandırdığını söyledi. Kendi ülkesinden bahseden Hakim, Bangladeş polisinin bir çok insanı katlettiğini ve sahte suçlamalarla gözaltına alıp kaybetmeler yaptığını ifade etti.

Hindistan’dan gelen Manik Mukherjee, Hindistan’daki sistemin gelişimini anlatarak Hindistan yönetiminin emperyalist halkın ise anti-emperyalist olduğunu belitti. Ayrıca Hindistan’ın Bangladeş ve Nepal ülkelerindeki sömürüsünü anlattı.

Konuşmacılar konuşmalarını bitirdikten sonra sözü alan Keşkek, ortak örgütlenmenin önemine değinerik bu gün en acil ihtiyacın emperyalizme karşı en geniş cepheyi oluşturmak olduğunu vurguladı.

Yarım saat verilen aradan sonra ikinci oturumla devam eden sempozyumda konu “Emperyalizmin Devrimcilere Yönelik Saldırıları Ve Tecrit Politikası”ydı.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) temsilcisi Davut Ahmet Filistin’in Siyonizm’in hegemonyasına giriş tarihini anlatırken, Suriye’den katılan Samer Al Ayoubi Suriye’nin her zaman Filistin’e, Lübnan’a ve bütün anti emperyalist oluşumlara yer verdiklerini söyledi. İran’dan katılan Mehdi Hamadani’de anti emperyalistlere destek sunmaya hazır olduklarını söyledi. Lübnan Komünist Partisi’nden Mahmoud Khalil, Suriye konusuna değinerek destek olunması gerektiğini belirtti. Mısır ve Tunus’taki gelişmeleri devrim olarak değerlendiren Filistinli katılımcı Dr. Muhammed Safa’nın konuşmasının ardından sözü Halk Cephesi’nden Özlem Kütük alarak Ortadoğu’daki gelişmeleri neden devrim diye adlandırılamayacağını anlattı. Konuşmasında Türkiye’nin bir işbirlikçi ülke olduğunu belirten Kütük, aynı zamanda da emperyalizmin piyonu olduğunu belirtti.

Mısır Sosyalistler Birliği’den Arap Lutfi terimlerin önemine değinerek Ortadoğu deyiminin yanlış olduğunu ve emperyalizmin bu şekilde Arap dünyasını yok etmek istediğini söyledi. Ve Mısır’daki gelişmeleri devrim olarak değil devrim sürecinin başlangıcı olarak kabul edilmesi gerektiğini aktardı.

Suriye’den katılan Dr. Cevat Farisi, Irak’taki direnişlerden bahsederek direnişlerin bugün Amerikan askerlerinin çekilmesinde etkisi olduğunu belirtti.

Afrika Devrimci Halk Cephesi’nden Nana, panagrafist bir örgütlenme olduklarını ve emperyalizme karşı birlikte mücadele etmenin çok önemli olduğunu belirtti.

2. oturumda ilk konuşmayı Gamze Keşkek yaptı. Keşkek konuşmasına emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesi veren dünya halklarını, tüm devrimci önderleri selamlayarak başladı. Emperyalizmi ve ona karşı mücadelenin önemini vurgulayan Keşkek, sempozyumun hedefinin anti emperyalist cepheyi kurmak olduğunu belirtti. Ardından anti emperyalist birlik oluşturulması gerektiğine vurgu yaparak bu konuda özellikle komiteler oluşturulması şeklinde önerilerde bulundu.

Diğer katılımcılarında bölgesel temsilci olarak yaptıkları iki dakikalık konuşmalarda öneriler ve mücadele çağrıları yapılarak birlik ve cephe oluşturulması gerektiğini söylediler.

Sempozyumun son saatlerinde sahneye çıkan Grup Yorum üyeleri küçük bir konser verdi.

3.Gün

4 Mart günü sonuç deklarasyonun tartışıldığı gün olmak birlikte, katılımcılarla birlikte İstinye’de bulunan Amerikan Konsolosluğu önünde eylem yapıldı. Türkçe, Arapça ve İngilizce atılan sloganlarla “Emperyalizm Yenilecek Direnen Halklar Kazanacak” pankartıyla yürüyüş yapılarak konsolosluğun önüne gelindi. Burada sözlü bir açıklama yapan Veysel Şahin yaptıkları sempozyum hakkında bilgi vererek konsolosluğu işaret etti ve İşte açlığımızın, yoksulluğumuzun ve savaşların sorumlusu emperyalizmdir, Amerika’dır” dedi. Şahin’in konuşması Sever Işık tarafından Arapçaya, Lerzan Caner tarafından İngilizceye çevrildi. Daha sonra sempozyuma katılan diğer katılımcılar da kısa birer konuşma yaptılar. Eylem “Savra Savra Hatta Nasr, Yankee Go Home, Amerika Defol Bu Vatan Bizim” sloganlarıyla sona erdi.

halkinsesitv.com / 06.03.12