Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sömürücü asalakların düzeni kapitalizm ve burjuva sınıf iktidarı, korona salgınını bahane ederek, işçi sınıfına karşı ücretsiz izin saldırısı dayatıyor. Kapitalistler işçileri işten çıkarıp, yoksulluk ve sefaletin pençesine atıyorlarken, çalışma koşullarını daha da ağırlaştırıp sömürüyü katmerleştiriyorlar. Bu yolla kendi servetlerine servet katıyorlar. Sermaye iktidarı, işçilerin hak alma mücadelesine karşı pervasızca bir saldırganlık sergiliyor ve işçilerden gelebilecek direnci kırmak için şiddet aygıtlarını tahkim ediyor. Yasaları sermaye sınıfının hizmetine sunacak adımlar atıyor. Tüm bunlar Türkiye gibi ülkelerde çok daha rahat ve bir o kadar da acımasızca uygulanıyor.
Bilindiği üzere Türkiye’de kapitalistler korona salgını bahanesiyle üç milyon işçiyi ücretli izin saldırısıyla kapı dışarı etti. Elbette işçiler bu saldırıyı hiç de kolayından kabul etmediler. Çeşitli eylem ve direnişlerle saldırıyı püskürtme yoluna gittiler. Direniş yolunu seçen hemen tüm işçiler karşılarında sermayenin ve patronların hizmetinde olan kolluk güçlerini gördüler. Şiddete maruz kaldılar. İhanet batağında çürümüş sendika bürokrasisinin tutumu ve işçileri yalnız bırakması, sermaye sınıfının işini ayrıca kolaylaştırmaktadır. İşçi sınıfının şimdiki örgütsüzlüğü ve dağınıklığı, bu ihanet zincirini kıramamaktadır. Sınıf bilincinden yoksunluk, sermayenin karşısına sınıf kimliğiyle çıkmanın da engelidir.
SİNBO ve SML Etiket direnişleri sınıf bilinçli işçilerin direnişini simgelemektedir. Direnişçi işçiler, soğuk ve kötü hava koşullarının yanı sıra bir dizi olanaksızlığa rağmen direniş çadırlarını politik eğitim ve örgütlenme okullarına çevirerek, işçi sınıfına tutulması gereken yolu gösteriyorlar. Sokaklarda dağıttıkları bildirileri, ellerinden düşmeyen megafonları ve dillerindeki şiar ve talepleriyle, başta atıldıkları fabrikalarda çalışan sınıf kardeşleri olmak üzere sınıfın tümüne mücadelenin, direnmenin ve kazanmanın yolunu pratikleriyle anlatıyorlar. Cebelleştikleri olanaksızlıklara, zorluklara ama en önemlisi de kimi anlamlı çabalar bir yana bırakılırsa sınıf dayanışmasının zayıflığına rağmen, sendika önlükleriyle her gün dostun ve sınıf düşmanlarının karşısına daha kararlı bir şekilde dikiliyorlar.
Mücadeledeki bu militan çizgi ve kararlılık devrimci sınıf sendikacılığı zeminine dayanmakta ve dolayısıyla da patronlar sınıfını olduğu gibi sendika ağalarını da ürkütmekte, düşmanlığını kazanmaktadır. Bu da bir sınıfa karşı sınıf tutumudur. Bunu en iyi bilen de öncü SİNBO ve SML direnişçileridir. Onlar bu bilinçle, devrimci bir sınıf hareketini yaratma hedefinin kendi cephelerinden mütevazi ama kararlı ve sarsılmaz yolunu göstermektedirler.
SİNBO ve SML direnişinin öncü işçileri, bu bilinç ve sorumlulukla hareket ederek, her türlü zorluğa göğüs geriyorlar. Çünkü onların mayasında Greif Direnişi ve Metal Fırtınası, yanlarında ise bu direnişlerin doğrudan ürünü olan TOMİS ve DEV-TESTİL gibi sınıf sendikaları var. Kuşku yok ki sınıf devrimcileri bu tarzı ve mücadeleyi er veya geç fabrikaların tümüne yayacak, devrimci bir sınıf hareketinin önünü açacaklardır.
Buradan siz Sinbo ve SML direnişçilerinin yalnız olmadığınızı, yurtdışında yaşayan bizlere de onur ve moral kaynağı olduğunuzu vurgulamak istiyoruz. Öncü işçiler olarak yürüttüğünüz onurlu mücadelenin başarıyla devam etmesi için İsviçre BİR-KAR olarak sizlerle maddi ve manevi dayanışma içinde olacağımızı yürek dolusu selamlarımız ve coşkumuzla bildiriyoruz. Sizin için topladığımız maddi katkıyı iletecek, sizleri bu mücadelede yalnız bırakmayacağız. Açtığınız çadırları, yükselttiğiniz mücadele bayrağını, haykırdığınız sloganları, megafonlarınızla yaptığınız ajitasyonları, yüzünüzde eksik olmayan gülüşleri ve size çok yakışan o önlüklerinizi her gün görmek içimizi ısıtıyor, onur veriyor, büyük heyecan yaratıyor.
Bu vesileyle, direniş yolundan giden BİMEKS, UZEL, Cargill, Ekmekçioğulları, PTT-Sen, Atlasjet, Baldur, TÜVTÜRK, Migros Depo, Real, Ermenek Maden, ZFK, DigiMax, Grup Tekstil işçilerini, KHK'ya karşı mücadele eden kamu emekçilerini, yanı sıra sermayenin üniversitelere kayyum atama politikalarına karşı direnen Boğaziçi ve öteki tüm üniversite öğrencilerinin mücadelelerini coşkuyla selamlıyor, dayanışma içinde olduğumuzu bildiriyoruz.
Yaşasın SİNBO ve SML direnişleri! Yaşasın sınıf dayanışması!
İşçi sınıfı savaşacak, sosyalizm kazanacak!
İsviçre BİR-KAR
