Türk Metal, birkaç gün öncesinden duyurarak ve büyük beklentiler yaratarak 25 Ağustos günü Facebook canlı yayını ile 2021-23 sözleşme taslağını açıkladı. Açıklanan taslak, metal işçilerinin beklentilerini, ihtiyaçlarını ve kayıplarını karşılamayan, sosyal medya üzerinden birçok metal işçisinin tepkisini çeken bir taslaktı.
Ölümüne çalışan da ölen de biziz! Kazanacaksak eğer biz kazanacağız! Size rağmen kazanacağız!
“Ölümüne çalıştık, şimdi kazanacağız!” üst başlığı ile açıklanması metal işçileri ile dalga geçmektir. Metal işçileri, sermayenin çarklarının dönmesi için pandemi tehdidi altında ölümüne çalışırken, ölürken, Kısa çalışma Ödeneği ile gelir kaybına uğrarken, ücretsiz izinlerle sefalete itilirken, Kod-29 ile tazminatsız bir şekilde işten çıkartılırken hiçbir şey yapmayanlar, bugün göz boyamak için “Ölümüne çalıştık, şimdi kazanacağız!” demektedir. Metal işçileri ölürken, hakları gasp edilirken neredeydiniz? Ölümüne çalıştığımız şimdi mi aklınıza geliyor?
Rakamlardan yansıyan gerçekler…
Saatlik ücreti 20.50’nin altında olanlara 90 kuruş iyileştirme deniyor. Yani brüt 6.150’nin altında olanlara 6.150 lirayı geçmeyecek şekilde çekme yapacaklarmış. Brütü nete çevirirsek, ikramiyeler dahil 4.397 liranın altında maaş alanlar ya da ikramiye hariç çıplak ücreti 3.298 liranın altında olanlara çekme yapılacak deniyor. Buradan çıkartacağımız sonuç şudur ki, TM’nin fabrikalarında birçok işçinin çıplak ücreti halen 3.298 liranın altındadır. Bu bir itiraftır.
Son 5 ayın enflasyonu %7,6’dır. Önümüzdeki hafta açıklanacak aylık enflasyon ile birlikte bu rakam %9’lara çıkacaktır. Açıklanan %27’lik zam talebinin en az %9’u enflasyon farkına gidecektir. Kaldı mı elde %18.
Herkes biliyor ki gerçek enflasyon en az %35-40’dır. Taslaktaki rakamlar karşılansa bile, metal işçisi arkadaşlar enflasyonun altında ezilmiş olacaklardır.
Saat ücreti 20,50 olan bir metal işçisi arkadaş %27’lik zam aldığında, çıplak maaşı 4.187 lira olmaktadır. Türk-İş Temmuz 2021 için yoksulluk sınırını 9.457 lira olarak açıklamıştır. Yorumu size bırakıyoruz.
İkinci, üçüncü, dördüncü 6 aylık dönemlerde de enflasyon zammı dışında bir şey talep edilmiyor, üçüncü 6 aylık dönemde saat ücretine 1 liralık zam talebi dışında. Maaşlarımız 2 yıl boyunca eridikçe eriyecektir.
Sosyal haklarda, fazla mesailerde ise birtakım laf cambazlıkları ve metal işçilerinin gerçek taleplerinden uzak talepler ortaya kondu.
Dil sürçmesi değil, gerçeğin ilanı!
Pevrul Kavlak, 120 bin üyemize anket yaptık diyor. Özel bir araştırma firmasına 10 bin anket yaptırdık, diyor. Hata payımız sıfıra yakın diyorlar. 700 temsilci arkadaşımızla çalıştay gerçekleştirdik diyor.
Ama hiçbir işçinin sözünü dikkate almadıklarını kendi ağzıyla ele veriyor. “Teklifimi açıklıyorum!” diyor. Dil sürçmesi değil, gerçeğin ilanıdır bu. Metal işçilerinin taleplerine kulaklarını tıkayanlar, gözlerini kapatanlar, metal işçilerini yıllardır MESS’in dayatmalarına razı etmek için oyunlara başvuranlar bugün de anketlerle metal işçilerinin talepleri ile taslağı oluşturduklarını iddia etmektedirler.
Biz öldük, onlar büyüdü!
“Sözleşme Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşlarını kapsıyor. Bunlar ülke ekonomisinin lokomotif işletmeleri. Otomotivde Tofaş, Renault, Ford, Mercedes ve Man, beyaz eşya ile elektronikte Arçelik, Bosch ve Siemens gibi markalar var. İmzalayacağımız toplu sözleşme, Türkiye’nin sanayi kuruluşlarının ilk 10’undaki 4 firmayı, ilk 50’sinde 13 firmayı, ilk 100 içerisindeki 20 firmayı kapsıyor” diyen Pevrul Kavlak, pandemi boyunca metal işçilerinin alınteri, kanı, emeği üzerinden bu sermayedarların büyüdüğünü, TM’nin de sermayenin hizmetinde, metal işçilerinin karşısında olduğunu söylemeyi unutuyor.
Onların sermayesinin büyümesinin, bizlerin ekmeğinin küçülmesi olduğunu görmemizi istemiyor. Biz onlara kazandıracağız, onlar da bize kazandıracak bakışıyla davranıyor ancak onların kazanması demek bizim kaybetmemiz demektir. Bu sınıf mücadelesinin en temel gerçeğidir.
Görünen köy kılavuz istemez!
Şu açıktır ki, açıklanan taslak bile metal işçilerinin ihtiyaçlarını karşılamazken, nasıl bir mücadele ortaya konacağına dair hiçbir şey söylenmemektedir. MESS’in dayatmalarına karşı üretimden gelen gücün kullanılmasından “Kazanana kadar grev!” iradesinin kuşanılmasına, grev yasaklarına karşı fiil-i meşru mücadele hattından yasakları tanımayan bir iradenin ortaya konmasına kadar metal işçilerini kazanıma götürecek olan mücadele hattından söylemde dahi eser yoktur. Zaten TM gibi sermayenin hizmetindeki bir yapıdan bunları beklemek de saflık olacaktır.
Yapılması gereken açıktır. Metal işçileri inisiyatifi ele almalıdır. Fabrika, fabrika bir araya gelmeli, birliğini güçlendirmeli, komitelerimiz kurmalıyız. MESS-TM saltanatına son verecek, emeğimize ve geleceğimize sahip çıkacak olan güç bizdedir. Tüm metal işçilerine açık çağrımızdır: Bizleri ölümüne çalıştıranlardan hesap sormak için, hakkımız olanı almak için kolları sıvayalım.
Metal İşçileri Birliği