KT deri işçisi arkadaşlar; sürecinizi dikkatle takip ediyoruz. Gelinen aşamada sizlere bazı hatırlatmalar yapmayı gerekli gördük. Bildiğiniz gibi sendikamız fabrikanızdaki sendikal sürecin bir parçası değildir. Buna rağmen sendikamızı hedef alan bazı saldırılar, ahlaksızca ithamlar Kazım Doğan ve ekibi tarafından yapılmaktadır. Bu duruma dair sendikamız geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yayınlama ihtiyacı duymuştur.
Kazım Doğan ve koltuk sevdalısı ekibinin sendikamızı karalama adına yaptığı saldırıya bazı KT Deri işçisi arkadaşların da dâhil olduğunun bilgisine sahibiz. Kazım Doğan ve ekibi gibi tescilli mücadele kaçkını, patron uşakları ile KT Deri çalışanı arkadaşları aynı kefeye koymadığımızı ifade etmek isteriz. İşçi arkadaşların bilinçsizliği, sendikamızın amaç ve ilkelerini bilmemeleri, işçi sınıfının tarihsel mücadele deneyimi ve birikimine yabancılıkları yapılan kara propagandayı doğru görmelerine neden olmaktadır. Bizler biliyoruz ki işçilerin sınıf ve mücadele bilinci geliştikçe akla karayı daha iyi ayırt edebileceklerdir.
KT Deri işçisi bazı arkadaşların sendikamız hakkında yasadışı (illegal), bozguncu vb. ithamları kullandığını biliyoruz. Bu arkadaşlarımıza ve tüm KT Deri işçisi arkadaşlarımıza birkaç hatırlatma yapmayı gerekli görüyoruz.
-Kazım Doğan ve ekibinin, sendikamızın mücadele ilke, anlayış ve pratiğinin yaygınlaşması ve işçilerin ellerinde bir bayrağa dönüşmesinden korktukları için sendikamıza saldırdığının altını çizmek isteriz.
-Sendikamız, “Devrimci Sınıf Sendikacılığı” anlayışının temsilcisidir. Patronların sömürü düzenine karşı işçilerin gündelik mücadelesini örgütleme ve kapitalist sömürüye karşı mücadele araçlarını işaret etme hedefiyle hareket eder.
-Temsil ettiğimiz sendikal anlayış, bütün sendikaları gerçek işçi örgütüne dönüştürmeyi hedefler. İşçilerin yaşam ve çalışma koşullarından kopmuş, lüks içinde yaşayan ve sendikacılığı meslek haline getirmiş ağa takımının saltanatına son vermek için mücadele eder.
-Sendikamız, işçiler içinde; sınıf bilincinin, mücadele bilincinin, kapitalizm karşıtı bilincin ve mücadele yöntemlerinin gelişmesi ve yaygınlaşması için düzenli eğitim çalışmaları vb. örgütler. İşçilerin sınıf ve mücadele bilincinin gelişmemesi, patronların çıkarına olan her türlü politikayı, saldırıyı vb. desteklemeleri sonucunu doğurmaktadır. Korona günlerinde yaşadığımız tablo bunun bir göstergesidir. Ülkede 1,5 milyonu aşkın sendikalı işçi olmasına rağmen korona koşullarında hayata geçirilen saldırılara karşı birleşik bir mücadele verilememektedir. Bunun başat sorumlusu sendikalı işçileri sınıf ve mücadele bilinci ekseninde eğitmeyen sendika yöneticileri, uzmanları vb.’dir
-Sendikamız, sendikaların gerçek işçi örgütüne dönüştürülmesi için “söz, yetki, karar” hakkının işçilerde olduğu bir anlayışı savunur ve örgütler.
Bunun için, fabrikalarda işçilerin kendilerinin seçtiği üyelerden oluşan fabrika komiteleri, bölüm komiteleri oluşturulması için çaba sarf eder. Sendika yönetimlerinin komitelerin aldığı kararlar doğrultusunda hareket etmesini savunur.
-Sendikamız, sendikaların idari ve mali yönetiminin işçilerin denetimine açılmasını ve görevini yerine getirmeyen sendika yöneticilerinin genel kurul süreci gelmeden geri çağrılmasını, sendika yöneticilerinin işkolunda çalışan işçilerin ortalama maaşlarından fazla ücret almaması gerektiğini savunur.
-Sendikamız, işçi sınıfının güncel ya da tarihsel kazanımlar elde edebilmesinin tek yolunun fiili-meşru mücadeleden geçtiğini savunur. Sermayenin çıkarlarını gözeten yasalara göre değil, işçi sınıfının tarihsel mücadele deneyimlerinden süzülerek bu günlere gelmiş, mücadele yasalarına göre hareket eder. Bunun en önemli aracı olarak ise işçi sınıfının saldırılara karşı üretimden gelen gücünün kullanımını görür.
***
Sendikamızın ilke, anlayış ve mücadele pratiğinin bazı temel noktalarını ifade etmeye çalıştık. İşte bu anlayış ve pratikle hareket ettiği için sendikamız devrimcidir. İşçi sınıfının mücadele yasalarını eksen aldığı için devrimcidir. Her türlü bürokratik kasta, işçilerin sırtından saltanat kuran anlayışa karşı olduğu için sendikamız devrimcidir.
İşte tam da bu nedenle sendikaların başına çöreklenmiş ağa takımı sendikamızı hedef almaktadır.
Kardeşler;
Sizler de işçi sınıfının bir parçasısınız. Elde edeceğiniz her kazanım işçi sınıfının mücadele hanesine yazılacaktır. İşçi sınıfı mücadelesine güç katan kazanımlar elde etmenin yolu ise, fabrika zemininde mücadeleci ve tüm işçilerin demokratik katılımının olduğu, söz hakkının olduğu bir yapı inşa etmekle mümkündür. Bu adımların atıldığı yerde hangi sendikanın olduğu önemli değildir. İşçinin öz iradesinin ve inisiyatifinin gelişimini engelleyen, önünde engele dönüşen anlayışların gerçek yüzünün görülmesi de böylesi adımlarla mümkün olur.
Bu doğrultuda bazı görüş ve önerilerimizi sizlerle paylaşmak isteriz:
-Tüm işçi arkadaşlarımızın sınıf ve mücadele bilincini geliştiren-güçlendiren, kapitalist sömürü düzeni karşısında güçlü durmasını sağlayan eğitim çalışmaları sistematik olarak yapılmalıdır.
-Fabrikadaki işçi örgütlülüğünün temel yapı taşları olan, bölüm ve fabrika komitelerini hayati görüyoruz. Bu komiteler aracılığıyla tüm işçi arkadaşlarımız hak mücadelesinin aktif bir tarafı olarak mücadelede yer alacaktır. Bu gibi adımlarla işçiler “söz, yetki, karar” hakkına sahip olacaktır. İşçi demokrasisi adına bu adımlar elzemdir.
-Hiçbir yasa ve kural tanımayan KT Deri patronu 3 arkadaşı işten attı. İşten atılan arkadaşların geri alınması için sendika ayrımı gözetmeksizin (DeriTeks ve DİSK Tekstil üyesi) tüm işçi arkadaşlarımızın saldırı karşısında birlikte hareket etmesi gerekir. Atılan arkadaşların geri alınmasının yolu keyfi olarak saldıran patrona karşı tüm KT Deri işçilerinin üretimden gelen gücünü kullanmasıdır. Bunun için bütün KT Deri işçileri, atılan işçiler geri alınana kadar üretimi durdurmalıdır. Bu adım benzer saldırılar karşısında defalarca patronlara geri adım attırmıştır. İşte tam da bu adımı atmak işçi sınıfının mücadele yasaları ile hareket etmek demektir.
DEV TEKSTİL İstanbul Temsilciliği