2021 asgari ücret görüşmeleri devam ediyor. 4 Aralık'tan bu yana Asgari Ücret Tespit Komisyonu üyeleri online ortamda toplantılar düzenliyorlar. Sermaye temsilcileri, devlet ve sendika bürokratları burjuvazinin isteği doğrultusunda sefalet ücretini belirlemek için mesai yapıyorlar.
İşçilerin yoksulluğu pahasına burjuvazi korunuyor
İşçiler ölümle yaşam arasındaki incecik çizgi üzerinde yürürken, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantıları yüksek güvenlikli, doğrudan temasın olmadığı internet ortamında, komisyon üyeleri yan yana gelmeden gerçekleştiriliyor.
Sermayenin temsilcisi komisyon üyelerinin sağlığına gösterilen ilgi, işçi sınıfı ile burjuvazi arasındaki ayrımı ortaya koymak ve kanıtlamak için yeterlidir. Canıyla, yaşamıyla sınanan işçiler zam yağmuru altında eziliyorlar. Asgari yaşam kıskacındaki milyonlar fabrikalarda sosyal mesafesiz çalışmayı sürdürüyorlar. Bu nedenle hayatlarını kaybediyorlar. Ama hala insanca yaşamaya yeten asgari ücret alamıyorlar.
Pandeminin merkez üssü fabrikalar olduğu halde çarklar dönmeye devam ediyor. Sefaletin koyu karanlığı pandemi ile birlikte daha da büyüyor. Ücretsiz izinle işçi ücretleri fiilen asgari ücretin altına düşürülüyor. Ücretli, ücretsiz izinlerle ilgili maliyetin karşılanması için İşsizlik Para Fonu boşaltılıyor.
Her daim olduğu gibi, bu defa da Asgari Ücret Tespit Komisyonu burjuvaziden yana tutum alıyor. Asgari ücrete ilişkin yaşananlar işçi sınıfı ve burjuvazi arasındaki eşitsizliğin derinliğine dair yeni veriler ortaya çıkardı. Asgari ücret işçi sınıfının çok yönlü saldırılar altında olduğu bir süreçte gündeme geldi.
Kapitalistlerin ve AKP iktidarının sefalet ücreti ısrarı sürüyor
İçinden geçtiğimiz süreçte kapitalistler asgari ücret artışına karşı ekonomideki dalgalanma ve pandeminin yarattığı ekonomik sorunları öne çıkarıyorlar. Yüklerinin artması durumunda işçi kıyımlarının yaşanılmasının kaçınılmaz hale geleceğine dair tehditler sıralıyorlar. “Aynı gemideyiz” masalları eşliğinde fedakarlığı yine işçiden bekliyorlar. Krizin faturasını işçilere yıkmaya dayalı stratejik yaklaşımlarını kararlılıkla sürdürüyorlar.
Asgari sefalet ücreti hedefine kilitlenmiş olan kapitalistlere, her zaman olduğu gibi AKP iktidarı tam destek veriyor. Çalışma Bakanı “büyüyen Türkiye”, “asgari ücrette Avrupa'nın geri ülkelerini geri bıraktık”, “asgari ücret artışında rekor kırdık” vb. yalanlar eşliğinde kapitalistlerin sefalet ücreti politikasına tam destek veriyor.
AKP’nin iktidara geldiği 2002’den bu yana asgari ücret sistematik bir şekilde eridi. Zira AKP iktidarı kapitalistlerin kar oranlarının artması anlayışıyla asgari ücret sürecini yönetti. Bu nedenle asgari ücret eridikçe eridi. 2002’de asgari ücretle ayda on çeyrek altın alınırken, 2020’de asgari ücretin alım gücü üç çeyrek altına düştü. Yani aradan geçen yıllar içerisinde yaklaşık 8 milyon işçinin asgari ücretinin yüzde yetmişi gasp edildi.
Bu yıl asgari ücret artışı konusunda işçi sınıfının ilgisi ve beklentisi artıyor. İşçi kitlelerinin artan duyarlılığına rağmen AKP iktidarı asgari ücrette sefalet dayatmasında ısrarını sürdürüyor. Burjuvaziye tam destek veriyor. Zira, asgari ücretin insanca yaşamaya yetmesi burjuvazinin menfaatlerine aykırıdır. AKP iktidarı için önemli olan burjuvazinin kollektif çıkarlarına uygun şekilde asgari ücretin belirlenmesi, burjuvazinin karlılığının artmasına yol açan ücret politikasının devam etmesidir.
TÜİK'in asgari ücrete ilişkin 2792 TL önerisi, aynı zamanda AKP iktidarının da önerisidir. OHAL'i burjuvaziyi korumak için kullanan, bu nedenle grev yasaklarına imza atan AKP iktidarı, asgari ücretin belirlenmesi sürecini de kapitalistlerin korunması temelinde ele almaktadır.
2021 yılı asgari ücreti ve düzen partileri
Asgari ücret bu yıl emeğin toplumsal kesimlerinin gündemi olarak öne çıktı. Düzen patrtileri, sendika ağaları, yazılı ve görsel medya, asgari ücret gündemi ile ilgili olarak, geçmiş yıllara göre daha aktif bir pozisyon aldılar.
Mecliste yer alan, almayan düzen muhalefetini oluşturan partiler asgari ücrete ilişkin rakamlar açıkladılar. Düzen solunun temsilcisi CHP asgari ücretin 3100, millet ittifakının parçası İYİP ise 3000 TL olması önerisinde bulunurken, ilerici bir konumuyla öne çıkan HDP ise asgari ücretin 4000 TL olması gerektiğini açıkladı. Dahası asgari ücretin AKP iktidarından kopuşu büyütecek bir faktör olarak gören Millet ittifakı özneleri ve HDP çeşitli araçlarla ekonomik ve sosyal teşhire, AKP iktidarını hedefleyen bir çerçevede hız veriyorlar.
Asgari ücret ve sendikal bürokrasi
İşçilerin asgari ücrete ilişkin artan duyarlılığı sendikal ihanet şebekelerinin kaygısını da büyütüyor. Bu nedenle, yaklaşık 8 milyon işçiyi ve ailelerini doğrudan etkileyen asgari ücret görüşmelerine ilişkin olarak göstermelik açıklamalarda bulunuyorlar.
Asgari ücret sadece 8 milyon işçiyi değil, aynı zamanda sendikalı işçileri de ilgilendiriyor. Zira asgari ücret giderek işçilerin ana gövdesinin ücreti haline geliyor. Asgari ücret ve altında çalışan işçi kitlelerine son bir yılda iki milyon işçi daha katıldı. Ayrıca salgın döneminde sigortalı işçilere yapılan pandemi ödenekleri son derece sınırlı kaldı. 2 milyondan fazla işçi ayda bin 168 TL’ye mahkûm edildi. Kısa çalışma ödeneği ortalama bin 500 TL civarında kaldı. Kayıtsız işçiler ise bunlardan bile yararlanamadı. Tüm bu gelişmeler yaşanırken sendikal bürokrasi olan biteni elleri böğründe izledi.
İnsanca yaşamaya yeten, vergiden muaf asgari ücret için mücadeleye!
Tüm bu gerçeklerden hareketle, işçi sınıfı hem sömürücü asalaklara karşı hem de sendika bürokratlarına karşı, insanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücret talebiyle fabrika fabrika, kent, kent mücadele etmek, direniş bayrağını yükseltme zorundadır.
Ancak fabrikalarında, sanayi havzalarında bir araya gelen işçiler insanca yaşamaya yeten vergiden muaf asgari ücreti koparıp alabilirler. Ancak işçiler birlik olursa kapitalistlerin korkusunu büyütebilirler ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığıyla sergilenen orta oyununa son verebilirler.
H. Yağmur