Asgari ücrete yapılan sefalet zammının ardından günler sonra 2021 yılı elektrik, doğalgaz ve köprü zamları, ek vergilerle açıldı, en temel ihtiyaçlara zamlar da fiilen hayata geçiriliyor.
DEV TEKSTİL üyesi kadın işçiler bu sefalet tablosuna dair görüşlerini gazetemize aktardı.
Sefaköy’den DEV TEKSTİL üyesi bir işçi müjdenin patronlara olduğunu şöyle vurguladı:
“2021 yılı sefalet ücreti açıklandı. Müjde verir gibi enflasyona asgari ücreti yedirmedik diyorlar. Öte yandan, işçi ve emekçileri açlık ve yokluğa terk ediyorlar. Her ay, hatta neredeyse her gün artan gıda fiyatları senede bir kere asgari ücrete yapılan zammı zaten hızla eritiyor. Biz işçilere AGİ dahil 2.825 TL’yi reva görenler, patronlara teşvikler veriyorlar. Pandemi döneminde canını hiçe sayarak fabrikalarda, iş yerlerinde çalışan biz işçileri düşünmüyorlar. Sadece patronların ve milletvekillerinin canı tatlı, kıymetli. Kendileri ücretli izine çıkarken biz işçileri ölüme terk ediyorlar.
Biz işçiler, emekçiler doğalgaz faturası yüksek gelmesin diye soğukta oturuyoruz. Ay sonunu getirmek için yememizden içmemizden kısmaya çalışıyoruz. Biz hep fedakârlık yapıyoruz ama nedense patronlar yapmıyor.
Bize verilen müjde değil, asıl müjdeyi hep patronlara veriyorlar. Sefalet ücretini kabul etmiyoruz, hak verilmez alınır diyoruz. Emeğinizin, alın terimizin karşılığını mücadele ederek alacağız.”
Kaşıkla verdiler kepçe ile alacaklar!
Avcılar’dan DEV TEKSTİL üyesi kadın işçi, asgari ücrete yapılan zammın “her şeye” geleceğini ve zamların yok olacağına dikkat çekerek şunları aktardı:
“2021 asgari ücreti 2.825,90 TL olarak açıklandı. Peki soruyorum sizlere, biz bu parayla neler yapabiliriz. Nasıl, ne kadar geçinmemize yeter? Hak mı, adalet mi bu? Neden sürünen ve geçinmek için kendini parçalayan biz işçileriz.
Neden meclistekiler oturduğu yerden onca para kazanırken, onca emek sarf edenler bu ücrete mahkûm ediliyor acaba? Bu paraya yeterli diyen meclistekiler, bu ücretle geçimlerini sağlayabilirler mi? Kiralar bin beş yüzden başlayıp asgari ücretin çok üstlerine çıkarken, bir yağın fiyatı 90 TL iken, et balık yiyemeyen, kendi ihtiyaçlarını bırakıp çocuklarının ihtiyacını almaya çalışan, ay sonunu getirmek için sürekli kısmak zorunda kalan neden biz işçileriz?
Meclistekiler her gün et/balık yerken neden asgari ücretle çalışanlar üç beş ay kemerini sıkıp kendilerine et/balık alıp ödüllendirme yapamıyor? Aile ve Çalışma Bakanı asgari ücrete yeterli derken, onlar evlerinde gelecek ayı düşünmeden rahat rahat yeyip, ısınıp çocuklarına istediklerinden fazlasını alırken, bizler neden sürekli kemer sıkmak zorunda kalıyoruz. Ve çocuklarımıza istediklerini almakta zorlanıyoruz. Neden hep sömürülen bizleriz? Asgari ücrete zam yapıldı fakat bununla birlikte her şeye zam yapılacak. Kaşıkla verip kepçe ile almak değil mi bu?
Biz işçi ve emekçiler insanca yaşamaya yetecek ücreti almak için mücadele etmeliyiz. Üç beş kişi bizlerin yaşamını belirleyemez.”
Kızıl Bayrak / İstanbul