Sefalet ücretine sözde 'tepkiler'

19 yıldan beri sömürücü kapitalistlere pervasızca hizmet eden rejim ülkeyi bu hale getirirken sendika ağaları ve düzen partileri neler yaptı? Bir takım nutuklar, yüzeysel eleştiriler, temenniler ve iktidarın dikkate bile almadığı uyduruk ‘tepkiler’ dışında bir icraatlarına tanık olunmadı. Asgari ücret belirlenirken de tutumlarında bir değişiklik olmadı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 29 Aralık 2020
  • 09:10

“AKP-MHP rejimi/kapitalistler/Türk-İş ağaları” üçlüsü tarafından belirlenen asgari ücretle, bir kez daha on milyonlar sefalete mahkûm edildi. Saraylarda sefahat süren asalak takımı, işçilere 2 bin 825 lira 90 kuruşluk ücreti reva gördü. 2021 yılı için belirlenen bu ücret, dört kişilik bir ailenin sadece beslenebilmesi için gerekli olan miktara yakındır. Türkiye’de halen dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 517, yoksulluk sınırı ise 8 bin 198 lira. Yani kapitalistler ve onların hizmetindeki ‘yerli/milli’ kokuşmuş rejim, toplumsal zenginliği üreten milyonlara açlık sınırında bir yaşam dayatıyor.

Sermaye iktidarının bu pervasızlığı, bir sürpriz değil elbet. Zira onlar sınıfsal konumlarına göre rollerini oynayarak kapitalistleri memnun ettiler. Ötesi de onların sorunu değil zaten. Nitekim asgari ücretin belirlenmesinden saatler önce yabancı sermayeyi ülkeye çağıran İstanbul Ticaret Odası (İTO) utanmadan şu karşılaştırmayı yaptı:“İmalatta saatlik işçi maliyeti’ Türkiye’de 5,6 Amerikan Doları’yken, Almanya’da bu maliyet 47,2 Amerikan Doları’dır.” Yani yerli/milli AKP-MHP koalisyonu, ülkeyi yabancı sermaye için çok cazip hale getirmiştir.

19 yıldan beri sömürücü kapitalistlere pervasızca hizmet eden rejim ülkeyi bu hale getirirken sendika ağaları ve düzen partileri neler yaptı? Bir takım nutuklar, yüzeysel eleştiriler, temenniler ve iktidarın dikkate bile almadığı uyduruk ‘tepkiler’ dışında bir icraatlarına tanık olunmadı. Asgari ücret belirlenirken de tutumlarında bir değişiklik olmadı. Bazıları ‘asgari ücret en az şu kadar olmalıdır’ türünden açıklamalar yaptılar. Bazıları da ‘biz iktidara geldiğimizde bu sorun çözülecek’ vaadinde bulundular.

Muhalefetteki düzen siyasetçilerinin izinden giden ‘düzen sendikacılarının tutumu da farklı değildi. İki kere ortak açıklama yapan üç konfederasyon, ürkek bir üslupla rejimden temennilerde bulunmanın ötesine geçemedi. Rejimin aparatı olan Hak-İş ile sarayın dalkavukları tarafından yönetilen Türk-İş’in altına imza attığı bir ‘temenniler manzumesi’nin işçi sınıfına bir şey kazandırması imkansızdır. Zaten AKP-MHP koalisyonu konfederasyonları dikkate almadı, yine bildiğini okudu. Bunun böyle olacağını düzen siyasetçileri de düzen sendikacıları da biliyordu elbet. 

Hal böyleyken, sefalet ücretine ‘tepki yağdı.’ CHP’den İYİP’e, DP’den GP’ye, düzen muhalefeti iktidarın belirlediği asgari ücrete sözde ‘tepki’ gösterdi. Elbette düzen sendikacıları da benzer bir tutum sergilediler.

Sendikalarda istisnayı DİSK yaptı. Yerelde yapılan eylemlerle dayatılan asgari sefalet ücretine tepki gösterildi. Bu sınırlarda kalan eylemlerin iktidar tarafından dikkate alınmayacağı ise aşikâr. Zira, işçi sınıfı üretimden gelen gücünü kullanmak da dahil, mücadele alanlarında rejimi sıkıştırmadığı sürece egemenler tarafından dikkate alınmaz.

Düzen partilerinden CHP ise, belediye çalışanlarına parti lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerdiği 3100 lira asgari ücret ödemeye karar verdi. CHP’li belediyelerde çalışan 60 bin kişiye bu ücretin ödeneceği açıklandı. Bu ücret iktidarın verdiğinden nispeten yüksek olsa da, işçilerin insanca bir yaşam için ihtiyaç duydukları miktarın yarısı bile değil. Diğer partiler de belli vaatlerde bulundular kuşkusuz. Ancak yapılan açıklamalar ‘siyasi görev savma’dan ibarettir. Elbette bunların iktidar tarafından dikkate alınması beklenmiyor. CHP’nin belediyelerde 3100 lira asgari ücret ödeme kararı, AKP şefi ile müritlerini huzursuz etmiş olabilir ama sefalet çarkı dönmeye devam edecek.

Nitekim belirlenen ücreti duyuran sarayın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “işçimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz sözümüzü tuttuk” dedi. Sarayın bu memuru bir süre önce de “Türkiye’de artık yoksulluk kalmadı” diye buyurmuştu. AKP-MHP rejimi adına söylenen bu sözlerle milyonlarca işçi ve emekçiyle fütursuzca alay edildi/ediliyor.

İşçi sınıfına ne vaatlerden ne temennilerden bir hayır gelir. Bu sayısız deneyimle kanıtlanmıştır. Tersine, işçi sınıfı bunları elinin tersiyle itmeli, insanca bir yaşama kavuşabilmek için bileğinin gücüyle mücadele etmeli, kendisiyle küstahça alay edenlerden hesap sormalı, düzen sendikacılarının oluşturduğu engeli yıkarak yoluna devam etmelidir.