Aliağa’da direnen işçilerle dayanışma: 15-16 Haziran yol gösteriyor

DİSK’in çağrısıyla Aliağa’da 15-16 Haziran Direnişi’nin yıldönümünde kitlesel eylem yapıldı. Aliağa Belediyesi’nde işten atılan işçilerle dayanışma yükseltildi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 15 Haziran 2019
  • 17:15

15-16 Haziran Direnişi’nin 49. yıldönümü vesilesiyle Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) çağrısıyla Aliağa Belediyesi’nden işten çıkartılan işçilere destek olmak amacıyla Aliağa demokrasi meydanında eylem yapıldı.

Saat 17.30’dan itibaren Demokrasi Meydanı’nda toplanan, Ege İşçileri Birliği’nin de içerisinde olduğu sendikalar, demokratik kitle örgütleri, siyasi partiler, işten çıkartılan işçilere alkış ve sloganlarla destek verdiler.

“15-16 Haziran’ı anıyoruz” şiarıyla düzenlenen mitinge, Aliağa Belediyesi’nde işten atılan 122 işçi ve ailelerinin yanı sıra Buca Belediyesi işçileri, Çiğli Belediyesi’nde işten atılan kamu emekçileri, KESK ve DİSK'e bağlı sendikalar, Gıda-İş Sendikası, Cam Keramik-İş Sendikası yöneticileri, Dikili Belediyesi’nden Genel-İş üyesi işçiler, Ege İşçi Birliği, TKH, Kaldıraç, CHP, EMEP, TİP, DİP’in içerisinde yer aldığı siyasi partiler, Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu, Dikili Emek ve Demokrasi Platformu, Tariş’te sendikalaştıkları için işten çıkartılan işçiler, İzmir Barosu eyleme katıldı.

Aliağa Belediyesi’nden atılan işçilerin kurdukları çadır önünde toplanan kitle, sık sık “Atılan işçiler geri alınsın!”, “Aliağa işçileri yalnız değildir!”, “Birleşe birleşe kazanacağız!”, “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Birleşen işçiler asla yenilmez!”, “Asla yalnız yürümeyeceksin!” sloganlarını haykırdı.

Genel-İş 5 Nolu Şube Başkanının eyleme katılanları tek tek selamlamasının ardından ilk konuşmayı, Genel-İş Genel Eğitim Daire Başkanı Salih Doğrul’a söz verildi. Doğrul birlikte mücadelenin önemine değinerek “Bizler son sözlerimizi daha söylemedik. Bu sorun sadece Aliağa işçilerinin sorunu değildir; Diyarbakır işçisinin, İstanbul işçisinin yani bütün işçilerin sorunudur” dedi. Doğrul, konuşmasını bitirirken direnişteki işçileri selamlayarak “Mutlaka kazanacağız” vurgusu yaptı.

İkinci olarak, Genel-İş Genel Merkez Örgütlenme Daire Başkanı Taner Şanlı’ya söz verildi. Şanlı ise, “Bu ülkenin siyasileri beka sorunu diye tutturdukları sorundan bahsediyor. Beka sorunu varsa eğer ülkeyi sömüren, işçileri işinden eden, çoluğuyla çocuğuyla mahkum eden belediye başkanları var. Aylardır bakanlarla görüşüyoruz ve genel başkanımız bu sorunu dile getirmesine rağmen duymazdan gelindi” dedi. “Hak-İş şimdi yürüyüşe geçmiş durumda, göstermelik yürüyüşlerle bu emeği kurtaramayız, bu saldırıları pükürtemeyiz” diyen Şanlı konuşmasının devamında “Onlarca arkadaşımızı güneydoğuda işinden ettiler, onlarca memuru işinden, aşından ettiler. Ne hikmetse bugüne kadar sesini çıkarmayan sendikalar şimdi sokağa çıkıyorlar. Biz bunlara inanmıyoruz, bunlar sahte gösterişlerdir. Bizim için bütün partiler aynıdır. İşçinin emeğinin alınterinin, çocuklarının geleceğini hangi parti çalarsa, bu ister CHP, ister MHP; olsun bizler sessiz kalmayız” diye konuştu.

Daha sonra Tüpraş’ta toplu sözleşmede anlaşamadıklerı için eylemlerde olan Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı Ahmet Oktay’a sözverildi. Oktay direnişte olan Sibaş, Cargill, Kale Kayış ve Aliağa Belediyesi işçilerini selamlayarak konuşmasına başladı ve direnişteki işçilere selam gönderdi. “5 yıl önce de aynı şeyi yaşadık; burada, bu çadır hem Aliağa’nın hem de Aliağa’yı yönetenlerin utancıdır” diyen Oktay, sonuna kadar Aliağa işçisinin yanında olduklarını söyledi. Serkan Aksoy’a seslenen Oktay şöyle konuştu: Sen daha yokken 15 yıldır 20 yıldır Aliağa’nın temizliğini, Aliağa halkına hizmette kusur etmeyen bu işçiler vardı, senin uygduruk gerekçelerinle bu işçileri sana kimse harcatmaz. Aliağa halkının size yetki verdiğini istediğinizi işten çıkartıp, istediğinizi işe alacağınızı utanmadan söylüyorsunuz. Aliağa halkı size bu yetkiyi vermedi. Aliağa halkı herkese eşit davranmanızı ve Aliağa halkına hizmet vermeniz için yetki vermiştir. Bunu unutmayın.”

Konuşmaların ardından basın açıklamasını DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu. Sarı “On binlerce işçinin evi olan emekçi kenti Aliağa’da, bugünlerde tek adamlık anlayışının yerel bir örneğine şahit oluyoruz” dedikten sonra 122 işçinin ekonomik nedenler bahane edilerek işten atıldığını hatırlattı.

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri olarak, hem Aliağa Belediyesi emekçileri için hem de ülkenin tamamındaki haksızlıklara karşı adalet ve demokrasi talebini bir kez daha yükselttiklerini belirten Sarı, “Aliağa belediye başkanına ve yönetime defalarca diyalog çağrısında bulunulmasına rağmen, yönetim cevapsız kalmıştır, bize herhangi bir diyalog da kurmamıştır” dedi ve bunlara sessiz kalmayacaklarının altını çizdi.

“Kadrolu işçilerin maaşları konusunda bilgi kirliliği yaratıp, üyelerin maaş ve sosyal haklarını şişirip yalan bilgilerle kamuoyunu yanıltmaktadırlar. Emekten yana olan bizler sizleri tanıyoruz, buradaki asıl amaç sendikal hakların olmadığı, toplu iş sözleşmesiz, ucuz esnek, kuralsız, güvencesiz işçi çalıştırmaktır” diyen Sarı, işten atma gerekçelerinin bir gerçekliği olmadığına dikkat çekti.

“Sizin yapmak istediğiniz işçi sınıfının 200 yıllık mücadelesi ile elde ettiği kazanımların bir çırpıda ortadan kaldırmaktır. Tarih, bu kazanımlara saldırılara karşı mücadelemizin örnekleri ile doludur” denilen açıklamada 15-16 Haziran Direnişi hatırlatıldı ve şöyle denildi: 15-16 Haziran Direnişi’nin yıldönümünde buradan bir kez daha hatırlatıyoruz ki: İşçi sınıfının geçmiş bütün mücadele deneyimlerini kılavuz edinerek haklarımız için bedeli ne olursa olsun direneceğiz. 15-16 Haziran’dan bugüne kadar gördük ki, emekçilerin en büyük güvencesi örgütlü mücadeleleridir.”

Tüm işçi ve emekçiler mücadeleyi büyütmeye çağrılarak açıklama sona erdi. Konuşmaların ardından çekilen halaylarla eylem son buldu.

Kızıl Bayrak / İzmir